Savunma Sanayii Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir, "Sınır güvenliği konusunda her ihtiyaca cevap verecek tek bir çözüm yok. Çözümler bölgeye ve tehdide göre değişken olmalıdır. Güvenlik, teknolojik çözümlerle desteklenmelidir" dedi.Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM), Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş. (STM) ve SETA tarafından Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nda "Türkiye’de Karakol ve Sınır Güvenliği" konulu panel düzenlendi. Panelde konuşan Savunma Sanayii Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir, karakol ve sınır güvenliği analizi denildiğinde bu kavramın artık çokça tartışıldığını belirtti. Konunun yeni olmadığını, uzun zamandır tartışıldığını anlatan Demir, SSM tarafından sınır güvenliği ve karakollar konusunda 2014 yılında analiz çalışmalarının yapıldığını hatırlattı. Demir, karakollar ve sınırların yerinde ziyaret edildiğini belirterek, "Bu çalışmanın amacı kara sınırlarımızda yapılan yasa dışı geçişleri önlemek ve yerinde tespit etmek için nelerin yapılabileceğini anlamaktı. Sınır güvenliğinde en büyük tehdit terör olarak görünüyor. Diğer bir konu da yasa dışı göç ve insan kaçakçılığı. Suriye sınırı düz bir sınır ve iç savaşın getirdiği sorunlar da ayrı bir etmen. Sınır güvenliği konusunda her ihtiyaca cevap verecek tek bir çözüm yok. Çözümler bölgeye ve tehdide göre değişken olmalıdır. Güvenlik, teknolojik çözümlerle desteklenmelidir" dedi."KATMANLI BİR KOMUTA SİSTEMİ GEREKLİ"Katmanlı bir komuta kontrol mimarisine sahip olmanın önemine dikkat çeken Demir, hedef tespiti, tanımlama ve değerlendirme görevlerini yerine getirecek sistemlerin de gerekli olduğunu kaydetti. Demir, bölgesel harekat merkezlerinin oluşturulmasının da önemli olduğunu vurgulayarak, "Bölgesel ve yerel unsurların birbirlerine bağlanacağı bir komuta kontrol katmanı da oluşturulmalıdır. Sabit ve dağıtım sitemlerinin güvenliğini de atlamamamız gerekiyor. Sınır güvenliği ile bunları ayrı tutamayız. Bu hatları düşündüğümüzde siber güvenlik devreye girmekte. Hem tesislerin hem de aktarma hatlarının güvenliğini riske atan tehditlerin en büyüğü siber tehditler. Boru hatlarına en büyük zararı veren tehditler hırsızlık ve sabotaj olarak ortaya çıkmakta" ifadelerini kullandı."NEYE VE KİME KOMŞUYUZ?"SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Murat Yeşiltaş ise sınır güvenliği meselesinin artık kavramsal olarak değiştiğini belirterek, "Küresel ölçekte yaşadığımız dönüşüm ve değişim sınır güvenliği anlayışını değiştiriyor" dedi.Her ülkenin tehditleri farklı olduğu için her ülkeye göre sınır güvenliğinin anlamının farklı olduğunu anlatan Yeşiltaş, şunları söyledi:"Bir ülkede uygulanan bir modeli kendisine transfer etmenin çok işe yaramadığı bir süreçle karşı karşıya olabiliriz. 11 Eylül sınır güvenliğini çok mikro hale getirdi. Sınır güvenliği insanı bir noktadan başka bir noktaya ulaşmaması için uygulanan bir sistem haline getirdi. Sınır güvenliği parametreleri değişti. Devletler çok akışkan bir tehdit meselesiyle karşı karşıya olduklarını gördüler. Artık Arap baharının ortaya çıkardığı bambaşka bir tehdit yelpazesiyle karşı karşıyayız. Terörün aldığı form, onun hızlı hareket etme kabiliyeti artık net olarak görülüyor. Bu çok asimetrik bir tehdit. Standart devlet kurumsallaşmasıyla baş edilemeyecek bir tehdit. Suriye krizi de Türkiye’nin Ortadoğu sınırını birdenbire istikrarsızlaştıran bir durum ortaya çıkardı. Neye ve kime komşuyuz? Güvenliğimizi nerede başlatacağız? Bir ön hat meselesi mi Türkiye için daha önemli olacak? Klasik sınır tanımının ötesine geçmemiz lazım. Tehdidin doğası hızla değişiyor ve aktörler de değişiyor. Bu tehditlere karşı siyaset oluşturulması ve uygulanması devlet olarak çok zorlaşıyor.""YERLİ OLARAK ÇÖZÜLMELİ"ASELSAN Genel Müdür Yardımcısı Suat Bengür, ASELSAN’ın bu zamana kadar sınır güvenliği konusunda çok sayıda projeye imza attığını vurguladı. Sınır güvenliğindeki yeni tehditlere kurum ve teknolojik olarak da hazır olunması gerektiğini dile getiren Bengür, "Güvenlik konusu mahrem bir konu. Ülke içinde yerli olarak çözülmesi gerekiyor. İhtiyaç makamı ve tedarik makamı ile çok koordineli bir takım çalışması gerekiyor. ASELSAN olarak bunlara çok hazır olduğumuzu görüyoruz. Türkiye’nin sorunları Türkiye’ye özel. Bulunduğumuz coğrafya sürekli yeni fikirler ve çözümler üretmemizi gerektiriyor. Türkiye’de sınırlarındaki tehdit çeşitliliği başka hiçbir yerde yok. Bu kadar çok tehdide teknolojik olarak hazırlıklı olmamız gerekiyor. Tüm bu çeşitli tehditleri önlemek için entegre bir güvenlik sistemini üretecek kabiliyetimiz var" dedi."ÜÇ KURUM ARASINDA İŞBİRLİĞİ"Etkinliğin sonunda SSM, SETA ve STM, birikim ve tecrübelerini bir araya getirmek, Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölge içerisinde bilimsel ve entelektüel bir ağırlık merkezi oluşturmak amacıyla çalışmalar yapmak için bir işbirliği protokolü imzaladı. Protokol ile ulusal ve bölgesel savunma ve güvenlik stratejileri, savunma sanayisine yönelik sanayi politikaları, sanayileşme altyapısı ve yerlileştirme politikaları, Ar-Ge ve teknoloji yönetimi stratejisi, tedarik yönetimi stratejisi konusunda ortak çalışmalar yürütülecek.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz