ADANA (İHA) - Tarım ülkesi olan Türkiye'de son yıllarda meyveciliğin ihmal edildiğini ve sonuçta işlenmekte olan yaklaşık 2 milyon dekarlık alanın sadece yüzde 13'lük gibi bir bölümünde meyvecilik yapıldığı bildirildi. Türkiye'nin bu meyve açığını kısa vadede kapatması için en akılcı çözümün ise bodur meyveciliği olduğu dile getirildi.
Meyvecilik konusunda son yıllarda arayışlar içinde olan Türkiye'nin özellikle dış pazarda söz sahibi olabilmesi için AB normlarına uygun sağlam orijinli meyveler üretmesi gerektiği bildirildi. Niğde'de İtalyanların kurduğu 1000 dekarlık bodur elma bahçesinden esinlenen Adanalı genç girişimci Alper Tunga Taşdurmaz, kurduğu Frutaş ve ZF fidancılık OZF A.Ş. aracılığı ile İtalyan Zanzi firmasının Türkiye distribütörlüğünü aldı. Türk meyveciliğine bodur meyveciliği kazandırarak ve yayılması konusunda ivme kazandırmaya çalışan Taşdurmaz, ZF ile Ereğli ve Osmaniye bölgelerinde bodur meyve fidanı üretimini sürdürüyor.
Avrupa'daki artan işgücü maliyetleri ve işçi sıkıntısı önümüzdeki yıllarda meyve üretimlerinde azalmaya yol açacağına dikkat çeken Taşdurmaz, Türkiye'nin ise gerek lojistik açıdan gerekse iyi tarım uygulamalarına adaptasyon kabiliyeti açısından bu açığı doldurmak için bölgede en iyi aday konumunda bulunduğunu kaydetti.
"TÜRKİYE'NİN HEDEFİ, 2015 YILINDA AVRUPA'NIN MEYVE BAHÇESİ OLMALIDIR"
Konuyla ilgili olarak bir açıklama yapan Frutaş Tarım Genel Müdürü Alper Tunga Taşdurmaz, "Bodur meyveciliğin klasik metotlardan çok farklı yönleri vardır. Ve üreticisine çok avantajlar kazandırmaktadır. Yatırımın geriye dönüş sürecinin oldukça hızlı işlenmesi sağlanıyor. Bodur meyvecilikte meyve fidanını diktikten bir buçuk yıl sonra ürün alabiliyorsunuz. Birim alanda yüksek düzeyde elde verim edilebiliyor. Örneğin, geleneksel bir elma bahçesinden dönüme 2-3 ton/yıl ürün elde edilirken bodur meyvecilikte bunu dört katına çıkarmak mümkün olabilmektedir. Üründe kalite, pazarlamada başarı ve fiyat avantajı elde etmek için en önemli faktördür. Bodur meyvecilikte, hedef pazardaki tüketici damak zevkine uygun ve ürün albenisi istenilen özelliğe göre geliştirilebilmektedir. Geleneksel meyve fiyatından üç-dört kat daha yüksek fiyata pazarlanabilmektedir. İşletmecilik maliyeti en düşük düzeydedir. Bodur meyvecilikte, damlama sulama sistemiyle ekonomik sulama, az işçilik, etkin zirai mücadele ve bitki besleme sağlanmakta, hasatta kolaylık ve en üst düzeyde verim elde edilmektedir" dedi.
"SEKTÖRDE ETKİN DENETİM SAĞLANMALI"
Sektörde başarının sağlanması için önemli bazı noktaların işaret edilmesinde yarar olduğunu vurgulayan Taşdurmaz, "Kamu otoritesinin sektörde etkin denetimi kesin olarak gereklidir. Hastalıklardan ari, ismine doğru, sağlıklı rekabet koşullarının işletildiği piyasa ortamında fidan üretimi ve çiftçiye temini son derece önemlidir. Bu amaçla kamunun politika belirleme ve geliştirme yeteneği olgunlaştırılmalı ve etkin hale getirilmelidir, Bunun için uygun organizasyonlar ve ileri düzeyde teknik altyapıya gerek olduğu bilinmektedir. Ayrıca bankacılık sisteminin bu sektörü geleneksel tarım sektöründen farklı olarak değerlendirilmesini sağlayacak altyapı çalışmaları başlatılmalı ve geliştirilmelidir. Bodur meyvecilikte Batı Avrupa ve ABD, ülkemizden 25-30 yıl öndedir. Onun için tarımın bu alt dalı ülkemiz için yaşamsal önem taşımaktadır. Konu ile ilgili üniversitelerimizde araştırmalar sürdürülmektedir. Ancak özel sektör ve bazı yabancı ülke firmaları ülkemizde ciddi boyutta uygulama faaliyetleri başlatmışlardır. Bunlardan biride Frutaş Tarım ve ZF Fidancılık ile OZF A.Ş.'dir" diye konuştu.