Türkiye'de son 72 yıldaki depremlerde 75 bin 600 kişi öldü

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Atilla Uluğ, Türkiye'de 1939 yılından bu tarafa depremlerde 75 bin 600 kişinin hayatını kaybettiğini söyledi. Uluğ, "Yaşadığımız toprakların tarihinde birçok yıkıcı deprem yaşanmıştır. İzmir'de sıvılaşmış zemin üzerinde yapılan binalar, muhallebinin üzerindeki kürdan gibidir." dedi. Herkes İçin Acil Sağlık Derneği (HİASD) tarafından düzenlenen “İzmir'de Deprem Olacak Mı?” adlı konferansa katılan Prof. Dr. Uluğ, Anadolu yarımadasında güneydoğudan Arabistan levhası, güneybatıdan Afrika kıtasının sıkıştırması sonucunda depremlerin meydana geldiğini anlattı.
Uluğ, şunları söyledi: “Ülkemizin nüfusunun yüzde 95'i deprem kuşağındadır. 1939 Erzincan depreminden bugüne kadar 75 bin 600 kişi deprem nedeniyle hayatını kaybetmiştir ve ortalama her yıl bin 3 vatandaşımız depremlerde ölmektedir. İzmir'de veya Türkiye'nin deprem kuşağında yer alan bir başka noktasında deprem olmaya devam edecektir. Anadolu'nun doğusu yükselmektedir. Buna mukabil batı bölümü, alçalarak deniz seviyesinin altına girme eğilimindedir. İzmir bölgesinde Sakız, Midilli, Karaburun, Foça, Bergama fay zonuyla Küçük Menderes ve Gediz fayının büyük ölçekli deprem üretme kabiliyeti bulunmaktadır.”
İzmir ve çevresinde ortalama 300–350 yılda bir büyük depremin kaçınılmaz olduğunu belirten Prof. Dr. Uluğ, “Tarih boyunca, MS 1900'lü yıllara kadar eski yöntemlerle kaydedilen, 9 ve 10 büyüklüklerinde 11 deprem oldu. Modern ölçme aletleriyle yapılan günümüz değerlendirmeleriyle 1900 yılı sonrasından günümüze kadar ise 1919 Ayvalık (7.0), 1925 Söke (7.0), 1928 İzmir Torbalı (7.0), 1939 Dikili (7.1), 1949 Karaburun (7.0), 1969 Karaburun (5.6), 1974 İzmir merkez (5,2), 1977 İzmir merkez (5.3), 1979 Foça (5,9), 2003 Urla-Seferihisar (5,6), 2003 Urla-Seferihisar (5,7), 2005 Urla-Seferihisar (5,7 ve 5,9) depremleri meydana geldi.” dedi.
Acil tıp alanında bilimsel çalışmalar yapan, bu alanda görevli kurum ve kuruluşlarla işbirliğine önem veren bir dernek olduklarını belirten HİASD Genel Başkanı Uzm. Dr. Ülkümen Rodoplu ise salondakilere, “Şimdi sarsıntı başlarsa ne yaparsınız?” diye sordu. Ardından herkesin, yüzünü ve başını koruyarak oturdukları yerde cenin pozisyonunu almasını istedi. Rodoplu, “Türkiyemiz için en önemli sayılan doğal afet depremdir. Tarih boyunca bu güzel topraklar, çok sayıda yıkıcı deprem yaşamıştır. Depremlerin olmaya devam edeceğini biliyoruz. Bize düşen, hazır olmaktır. Yaşadığımız alanları sağlam inşa ederken bir yandan da kişisel hazırlıklarımızı yerine getirerek bu doğa olayıyla kolayca başedebiliriz.” şeklinde konuştu.