ANKARA (ANKA)- Türkiye'nin, "Terörizmin Finansmanıyla" yeterince mücadele etmesini sağlayacak yasal olanaklara sahip olup olmadığı tartışması gündeme geldi.
Tamamı geçtiğimiz günlerde dağıtılan OECD Mali Eylem Görev Grubu'nun (FATF) Türkiye hakkındaki "Üçüncü Karşılıklı Değerlendirme Raporu"nda, "Türkiye'de ayrı olarak terörizmin finansmanı suçu kapsamında başarılı bir yargılama yok, terörizmin finansmanı ayrı suç olarak yeni kabul edildi, sadece örgütler için değil, bireysel teröristler için de terörün finansmanı cezalandırılmalı" denildi. Raporda, "Terörizmin finansmanı suçu sadece belirli terörist eylemlerin finansmanını kaplamaktadır ve terörizmin finansmanı suçunun kapsamı, Türk çıkarlarıyla ilgili terör eylemleriyle sınırlıdır" ifadesi kullanıldı.
Ayrı genel kurulu, yönetim organları ve uzmanları bulunan, OECD ülkeleri çerçevesinde terörizmin finansmanı dahil, para aklama mali suçların temizlenmesine yönelik çalışmalar yapan FATF (Financial Action Task Force-Mali Eylem Görev Grubu) Türkiye hakkındaki 231 sayfalık raporunu dağıttı.
Teröriste yardım eden vakıf
Burada Türkiye'de "Terörizmin Finansmanı"nın yeni suç haline getirildiği belirtilirken "Terörizmin Finansmanı kovuşturma, davalar, mülk sahipliğinin dondurulması, müsadere ya da mahkumiyet üzerine şu anda istatistik yoktur. 2001 yılında, bir terörist örgütün üyelerine yardımda bulunduğu kuşkusuyla, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından denetlenen bir vakıfla ilgili olarak Terörle Mücadele Kanunu'nun (yardım yataklıkla ilgili) 7'nci maddesine göre açılmış bir dava bulunuyordu. Vakfı kapatılmasıyla ilgili süreç devam ediyor, bu eylemin Terörizmin Finansmanı için yeni düzenlemeler doğrultusunda bir dava süreci olmadığına da dikkat edilmeli" denildi.
Türk yetkililerin TMY 7'nci maddeyle ilgili olarak, adli kovuşturmalar dahil, davalar hakkında istatistikler sunduğunu kaydeden FATF, "Bu davaların bir kısmı Terörizmin Finansmanı olaylarını kapsıyor olabilir, ancak, Türk yetkililer, diğer teröre yardım türlerini içeren dosyalar hakkında daha ileri döküm temin edemediler. Henüz, yeni ve bağımsız bir Terörizm Finansmanı suçu kapsamında (TMY 8'inci madde) başarıyla tamamlanmış herhangi bir yargılama bulunmamaktadır" dedi.
Terörle Mücadele Yasası'nın, geçen haziranda yürürlüğe giren, terörizmin finansmanını düzenleyen 8'inci maddesi şöyle:
Terörün finansmanı
Madde 8- (Mülga madde: 15/07/2003 - 4928 S.K./19. md.;Yeniden düzenleme : 29/06/2006 - 5532 S.K 7.Mad)
Her kim tümüyle veya kısmen terör suçlarının işlenmesinde kullanılacağını bilerek ve isteyerek fon sağlar veya toplarsa, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Fon, kullanılmamış olsa dahi, fail aynı şekilde cezalandırılır. Bu maddenin birinci fıkrasında geçen fon; para veya değeri para ile temsil edilebilen her türlü mal, hak, alacak, gelir ve menfaat ile bunların birbirine dönüştürülmesinden hasıl olan menfaat ve değeri ifade eder.
Nitelikli hal
Madde 8/A - (Ek madde : 29/06/2006 - 5532 S.K 7.Mad)
Bu Kanun kapsamına giren suçların kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Tüzel kişilerin sorumluluğu
Madde 8/B - (Ek madde : 29/06/2006 - 5532 S.K 7.Mad)
Bu Kanun kapsamına giren suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, Türk Ceza Kanununun 60'ıncı maddesine göre bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur."
Masak'a beş rapor geldi, biri izleniyor
Raporda Mali Suçları Araştırma Kurulu'nun (MASAK) 2006 Eylül ayında çeşitli kuruluşlardan, terörizmin finansmanıyla ilgili beş kuşkulu işlem raporu aldığı, ilk araştırmalardan sonra MASAK'ın, bu konulardan dördünü "izlememeye" birini izlemeye karar verdiği bildirildi.
2003 yılında TMY'nin yardım-yataklığı düzenleyen 7'nci maddesiyle ilgili 44, bir sonraki yıl 364, 2005 yılında ise 720 dava sonuçlandırıldı. Üç yılda sonuçlandırılan dava sayısı 1128 oldu. Bu sürede söz konusu davalar 78 sanığa hapis, 121 sanığa para cezası, 174 sanığa hapis ve para verilmesiyle cezasıyla sonuçlandı.
Tavsiyeler ve yorumlar
Raporun "Tavsiyeler ve Yorumlar" bölümünde Terörle Mücadele Yasası'nda yapılan "Terörizmin Finansmanı" düzenlemesinin eksikliği şöyle ifade edildi:
"Suç, sadece terörizmin finansmanına ilişkin BM Sözleşmesiyle kısmen aynı paralellikte görünmektedir. İki ana konuda eksiklik göstermektedir. Terörizmin finansmanı suçu sadece belirli terörist eylemlerin finansmanını kaplamaktadır ve terörizmin finansmanı suçunun kapsamı, Türk çıkarlarıyla ilgili terör eylemleriyle sınırlıdır. Ek olarak, özel niyet şartı da aranmaktadır. Aynı para aklama suçunda olduğu gibi, terörizmin finansmanı suçu için tüzel kişilere sınırlı yaptırımlar uygulanıyor ve niyet unsurunun objektif, fiili gerçek durumlardan çıkarılması mümkün görünmüyor."
Raporda Türkiye'nin terörizmin finansmanı suçunun kapsamının, basitçe terör eylemleri için değil kapsamlı biçimde uygulamak üzere genişletmesi istendi. Cezaların örgütler için olduğu kadar bireysel teröristlerin finansmanında uygulanması da önerildi ve şöyle denildi:
"Ayrıca Türkiye'nin terörizmin finansmanı suçunu kendi yargı yetkisine ya da uluslar arası herhangi bir organizasyona saldırı karşısında uygulaması tavsiye edilmiştir. Terörle Mücadele Yasası yabancı diplomatlara yönelik suçları da ‘terörist saldırı' olarak sınıflandırmalıdır. Suçun niyet unsuru, objektif gerçeklerden açıkça çıkarılabilmelidir ve terörizmin finansmanıyla ilgili tüzel kişilere karşı daha geniş yaptırımlar sayılmalıdır."
Raporda geçen haziranda kabul edilen yeni terörizmin finansmanı maddesinin bir yıldan az uygulandığı, henüz Türk mahkemelerince test edilmediği belirtilirken, "Bağımsız terörizmin finansmanı suçu daha önce Türkiye'de yoktu, ancak, terör örgütü üyelerine yardım sağlama suçu geniş olarak uygulanıyordu" denildi.