Türkiye'deki dini özgürlükler USCIRF'nin raporunda

Washington -AA- ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu (USCIRF), Türkiye'de Müslümanlar ve azınlık dini mensuplarının bir araya gelme ve ibadet etme özgürlüğünün anayasayla koruma altında bulunduğunu, ancak bazı alanlarda dini özgürlüklerin tam olarak ifade edilmesine izin verilmediğini ileri sürdü.

ABD Kongresi tarafından desteklenen USCIRF'in raporunda, "Müslümanların dini inançlarını kamu alanlarında ifade etmesi, dini azınlık gruplarının var olma, mülk edinme ve din adamı yetiştirme hakları üzerinde kısıtlamalar bulunduğu" ileri sürülürken, "Türkiye'nin bazı bölgelerinde Rum Ortodoks, Katolik ve Protestanlara karşı şiddet olaylarının ve Yahudi düşmanlığının arttığı" ifade edildi.

Reklam
Reklam

Üyeleri ABD Başkanı, Senato ve Temsilciler Meclisi tarafından atanan 10 kişilik komisyon, 1999 yılından bu yana her yıl, dünyada dini özgürlüklerin durumu konusunda ABD Başkanı ve Kongreye rapor sunuyor.

Komite raporunda, "Müslümanların, devlet kurumları, parlamento, yargıya ait binalar, kamu ve özel üniversitelerde dini kıyafetlerle dolaşmasına izin verilmediği, ayrıca azınlık dinine mensup kişilerin bir kısmının varlığının yasal olarak tanınmadığı" ifade edildi.

"Türkiye'nin siyasi liderlerinin, ülkenin demokratik reformlarını ve insan haklarını, AB üyelik perspektifinde ilerlettiği" belirtilen raporda, "Pek çok uzman, Türkiye'nin tarihinde kritik bir dönüm noktasında olduğu tartışmasını ortaya koyuyor" denildi.

"Komisyon üyelerinin Türkiye'de görüştükleri, her gelenekten gelen insanların, bir araya gelme ve ibadet hakkının anayasayla korunduğunu ifade ettiği, ancak yine de kısıtlamaların sürdüğü" belirtildi.

Raporda, "Türkiye'de 7-10 milyon arasında Alevi, 65 bin Ermeni Ortodoks, 23 bin Yahudi, 2 bin 500 Rum Ortodoks, 15 bin Süryani, 10 bin Bahai, 5 bin Yezidi, 3 bin 300 Yehova Şahidi ve 3 bin Protestan bulunduğu" belirtildi.

Reklam
Reklam

Raporda, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'de demokrasiyi, 'laikliğin daha liberal bir anlayışı temeline' oturtmak istediğini ifade ettiği" de kaydedildi.

İstanbul'daki Fener Rum Patriğinin "ekümenik" olarak nitelendiği raporda, "Patrik Bartholomeos'un, 'Türk devleti içinde devlet kurmakla' veya 'ikinci Vatikan'ı yaratmakla' suçlandığı ve bunların yersiz iddialar olduğunu komisyon üyelerine anlattığı" da ifade edildi.

Komisyon raporunda, "Türk Ceza Yasasının 301'inci maddesinin varlığının, ifade özgürlüğünü kısıtladığı ve dini özgürlüklere olumsuz etkisi bulunduğu" ifade edildi