Türkiye’den markalaşma hamlesi

VERİ analiz şirketi Statista'nın 2017 yılında küresel nüfusun yüzde 90'ını temsil eden 43 binden fazla tüketici ile gerçekleştirdiği araştırmada, 'Made in Turkey' etiketi, en saygın ulusal markalar arasında 37'nci sırada yer aldı.

Sinem ERYILMAZ/İSTANBUL, (DHA) - VERİ analiz şirketi Statista'nın 2017 yılında küresel nüfusun yüzde 90'ını temsil eden 43 binden fazla tüketici ile gerçekleştirdiği araştırmada, 'Made in Turkey' etiketi, en saygın ulusal markalar arasında 37'nci sırada yer aldı. Zirvede Almanya yer alırken, onu İsviçre ve İngiltere takip etti. Türkiye'nin üst sıralara çıkmak için markalaşma konusunda önemli hamleler yaptığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Rahmi İncekara, 'marka' kavramının lider olmak, öne çıkmak anlamına geldiğini ifade etti.
Ülkelerin marka değeri sıralaması araştırmasının sonuçlarına göre 2017 yılında 'Made in Turkey' etiketi 37'nci sırada yer aldı. Marka değerinin ülke ekonomisi açısından önemine değinen İstanbul Kent Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Rahmi İncekara, marka kavramının lider olmak, öne çıkmak anlamına geldiğini ifade etti. Markaların ifade ettiği en önemli unsurun ekonomi olduğunu vurgulayan Dr. İncekara şöyle konuştu:
"İşletmeler büyük farklar yaratabilen ayrıntılar sayesinde bir imaja sahip olurlar. Marka da bu farklılığı yaratan en önemli unsurdur. Markanın asıl fonksiyonuna bakıldığında finansal ve psikolojik riskleri azaltmak olarak karşımıza çıkıyor. Satın alma faaliyetleri belirli riskler içeriyor. Dolayısıyla riskler araştırılarak en aza indirilmeye çalışılıyor. Tüketici açısından bakıldığında en önemli güven sağlayan unsur marka olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca markalar sadık müşteri kazanabilme potansiyeli de yaratmış oluyor. Kısacası markalaşma eşittir güven diyebiliriz. Dolayısıyla ekonomideki istikrarın en önemli unsuru markalaşma olarak görülebilir."
Markalaşma için önemli unsurlardan birinin pazarlama olduğunun altını çizen Dr. İncekara, "Tarım, sanayi ve enerji sektörlerinin pazarlanmasında markalaşma çok önemlidir. Çünkü markalaşma demek aynı zamanda güvenin pazarlanması anlamını taşır.Güçlü ekonomilerin temelinde güven olduğunu düşünürsek, ihracatta marka pazarlaması, ülke ekonomileri açısından vazgeçilmez olarak görülüyor" dedi.
'GÜVEN'İ PAZARLAMA BÜYÜMEYİ GETİRECEK'
Türkiye'nin markalaşma konusunda yeni stratejilerle 'güven'i pazarlaması halinde, dünyada meydana gelebilecek bütün krizlerden daha az etkileneceğini belirten Dr. İncekara, "Bu konuda markalaşma düzeyinde yapılacak olan ihracatlar ülkeye düzenli döviz girişi getireceğinden dolayı büyümeye olumlu yönde etki sağlayacak" dedi.
'TURQUALİTY PROGRAMI İLE KLASİK DESTEKLERİN DIŞINA ÇIKILDI'
Dr. İncekara sözlerine şöyle devam etti:
"Dünyanın ilk ve tek devlet destekli markalaşma programı olan Turquality Programı ile Türkiye klasik ihracat desteklerinden farklı olarak ihracatı arttırmanın yanında, firmaların markalaşma hedeflerine de katkıda bulunuyor. Bu noktada Türkiye'nin sadece 'Made in Turkey' düzeyinde değil, aynı zamanda TurkishBrands ve Design İn Turkey tarzında da markalaşma konusunda hareket ettiğini söyleyebiliriz.Özellikle marka destek programlarını geliştirmek, yaygınlaştırmak, bölgesel ve küresel ölçekte tercih edilen Türk markaları yaratmak, marka ihracatının arttırılması, Türkiye'nin bölgesinde piyasa yapıcı hale gelmesi, tarım, enerji, moda merkezi olma hedeflerine yönelik yapılan destekler burada ön plana çıkıyor."
'TÜRKİYE ÇOK CİDDİ ADIMLAR ATIYOR'
"Türkiye önemli derecede yüksek katma değer ve yüksek teknoloji içeren ürünler ihraç etmek için hamleler yapıyor" diyen Dr. İncekara, şöyle devam etti:
"Özellikle ASELSAN'ın 2018 yılında markalaşma konusunda çok ciddi bir atılım yaptığını gözlemliyoruz. Türkiye'nin Türk Hava Yolları (THY), ASELSAN gibi önemli markalarıyla beraber dünyaya açıldığını görüyoruz. Dünya klasik ihracattan biraz daha sıyrılıyor. Bir ürünün içerisindeki üretimin payı dünyada giderek azalıyor. Dolayısıyla bu üretimin payının azalması Ar-Ge, lojistik, pazarlama, markalaşma gibi yeni unsurları ortaya çıkartıyor. Artık ürün ihracatında öne çıkan bu kalemler Türkiye'yi gelecek yıllarda daha ileriye taşıyacak unsurlar haline geliyor."
Markalaşmada başarı konusunda Apple ve Amazon'u örnek gösteren Dr. İncekara, "Bu şirketlere bakıldığında bir saatte 29 milyon dolarlık bir hacme sahip olduklarını görüyoruz. Markalaşma ve pazarlama değerlerinin bu kadar yüksek olduğu dünyada Türkiye'nin de bu konuda çalışmalarının devam ettiğini söyleyebiliriz" ifadesini kullandı.
Araştırmanın sonuçlarına göre 2017 yılında ülkelerin marka değeri sıralaması şu şekilde gerçekleşti: (100 puan üzerinden değerlendirilmiştir)

Reklam
Reklam

1- Almanya - 100
2- İsviçre - 98
3- Avrupa Birliği - 92
4- Birleşik Krallık -91
5- İsveç - 90
6- Kanada - 85
7- İtalya - 84
8- Japonya - 81
8- Fransa - 81
8 - ABD - 81
11- Finlandiya - 77
11- Norveç - 77
13- Hollanda -76
14- Avustralya - 75
15- Yeni Zelanda - 73
15- Danimarka - 73
17- Avusturya - 72
18- Belçika - 71
19- İrlanda - 65
20- İspanya - 64
30- Arjantin - 42
37- Türkiye - 37
42- Hindistan - 36
49- Çin - 28