'Türkiye'nin bize özür borcu var'

Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'nun Emniyet Müdürlüğü'nü ziyaretinde arabasını durdurup dert yanan Sürmeneli Hacire Altıntaş açıklamalarda bulundu.

Onu Türkiye, Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'nun Emniyet Müdürlüğü'nü ziyaretinde arabasını durdurup, "Oğlum senin yüzünden içeride, onu çıkart” diye bağırırken tanıdı.

Sürmeneli Hacire Altıntaş'ın oğlu ve yeğeni Fenerbahçe kafilesine saldırıyla ilgili olarak Facebook sayfalarındaki paylaşımları nedeniyle gözaltına alındı. Aile bu şoku henüz atlatmadan Trabzon Valisi Abdil Celil Öz, gözaltına alınan iki gencin, saldırıyı gerçekleştiren kişiler olduğuna dair,
ellerinde çok önemli bulgular olduğunu açıkladı. Aile için kara gün başladı.

Reklam
Reklam

Sürmene'de, Trabzon'da bulunan ailenin tüm fertleri Trabzon emniyet Müdürlüğü önünde toplandı ve çocuklarından haber alma çabasına girdi. Yakınlarının tamamı gazetecilere, "çocuklarının bu konuyla ilgilerinin asla olamayacağını” anlatmaya çalışıp, Vali'nin beyanlarına tepki gösterdi. Anne Hacire Altıntaş tam da bu sırada İbrahim Hacıosmanoğlu'nun otomobilini gördü, önüne geçti. Otomobil durdu. "Kapıyı aç” dedi. İsyanının haykırdı…

Aynı isyanı göstermek için Vali'nin makam otomobilini bekledi ama araç durmadan geçti. Gelişmeler aileyi haklı çıkardı. Vali Öz'ün "önemli bulgular” diye sunduğu ayrıntılar, zaten hem aile hem de kamuoyu tarafından inandırıcı bulunmadı. İki genç iki güne yakın gözaltında tutulduktan sonra adliyeye çıkarıldı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Sürmene Adliyesi önünde serbest bırakılma haberi hem bayram havası hem de isyan yarattı. Nihat Saka ve Emre Altıntaş'ın yakınlarıyla arkadaşları, bir süre "Vali İstifa” diye bağırdı. Oğlunun ve yeğeninin kokusunu içine çeken anne Hacire Altıntaş, oradakileri sakinleştirip, evinin yolunu tuttu.

Reklam
Reklam

Sporyorum internet sitesine konuşan Anne Hacire Altıntaş, "Başta Vali olmak üzere Türkiye'nin bu çocuklara özür borcu var” dediği oğlu ve yeğeniyle birlikte oğlu ve yeğeniyle birlikte görüntüledik ve dinledik. Bir dokunduk, bin "ah” işittik:

”Oğlumun ülkeme, millete zarar verdiğine inansam cezasını kendi ellerimle ben veririm. Ben hayırlı evlat yetiştirdim. Bunu anlatmak için Trabzon Valisi'nin aracının önünü kestim ama durmadı. Benim oğlum bu evin erkek evladı. Ben onun hayatının içerisinde ne var ne yok bilmez miyim? Oğlumu tanımayan yoktur. Sarp Kapısı'ndan Trabzon'a kadar herkes sever onu. Ben onun kötü bir şey yapmasına izin verir miyim? Ben hayırsız evlat değil, vatanına milletine sahip sevgi dolu bir insan yetiştirdim. Vali bey bizim evladımızı bir katil, bir terörist olarak anlamadan dinlemeden lanse edip toplumun önüne attı. Kendi evladı olsa bunu yapar mı? Bizi yalnız bıraktılar. Bir suçlu gibi ortada kaldık. Anne olarak her kapıyı çaldım, açmaya çalıştım. Canım ciğerim yandı.”

Reklam
Reklam

CUMHURBAŞKANI'NA GİDECEĞİM

"Ankara'ya' gidip Cumhurbaşkanı'na yaşadıklarımızı tek ten anlatacağım ve Vali'nin bize yaptıklarını söyleyeceğim. Bu olayı Trabzon'a, Sürmene'ye, bizim evlatlarımıza yıkmaya çalıştıklarını anlatacağım. Üzülmemek elde değil. Bunlar kurban arıyorlardı, bir yerlerde herkesin yazabileceği şeyleri delil yapıp kurban olarak bizim evlatlarımızı seçtiler. Bu olayların arkasında başka işler var. Bizim çocuklarımızla uzaktan yakından ilgisi yok. Oğlumun toplumun önüne attılar.”

TRABZONSPOR BAŞKANINA DA TEPKİ

"Trabzonspor Başkanı'nın aracını durdurdum, beni dinlemedi bile. Türkiye gördü o görüntüleri. Ben anneyim dedim, gözyaşlarımı görmemek için gözlerini kaçırdı. Hiçbir tepki de vermeden gitti. O bile bizi suçlu gördü. Hiç yakıştıramadım."