BRÜKSEL (İHA) - AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi, Türkiye'nin AB'ye katılmasının artı değer olacağını belirterek, "Bütün gelişmeler bizi 'evet' demeye götürüyor fakat bize, bu hareketlerin durdurulmayacağına dair garantiler gerekiyor" dedi.
AB Komisyonu, Türkiye ile ilgili İlerleme Raporu'nu açıkladı. Beklenen raporu açıklayan AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi, Türkiye'nin AB yolunda iyi ilerlemeler kaydettiğini söyledi. Prodi, "Kopenhag'da 2002 yılında alınan bir karar doğrultusunda bu rapor hazırlandı. Böyle bir rapor sunmamız gerekiyordu ve bu talebi yerine getirdik. Komisyondaki toplantımızın hemen ardından buraya geldik. Parlamento diye bir ilkeyi benimsemiştim ve buna sadık kaldım. Bu çerçevede işbirliğimizin ruhuna da sadık kaldım. Bu belge aslında, Türkiye'nin sergilediği tablo açısından bir ilk değerlendirme. Özellikle Avrupu toplumu üzerindeki etkisi dikkate alınıyor" dedi.
Komisyonun, ciddi tartışmalar sonunda bu raporu onayladığını belirten Romano Prodi, "Elbette bu raporu derhal Avrupa Konseyi'ne sunacağız. Türkiye'nin, Kopenhag Kriterleri'ni yerine getirip getirmediği yönünde görüş belirtmemiz gerekiyordu. Karar sonuçta Avrupa Konseyi'ne ait. Avrupa Konseyi kriterlerin yerine getirilip getirilmediğine dair kararı alacak olan merci. Çok uzun bir süreç sona erdi. 1964'te başlamıştı bu uzun süreç. Tam üyelik müzakerelerinin Türkiye'de başlatılmasına yönelik bir tavsiye bu" diye konuştu.
Prodi, raporun bir dizi tavsiyeyi de beraberinde getirdiğini söyledi. Bu tavsiyelerden birinin, 'Türkiye'deki durumun yönetim altında tutulması' olduğunu belirten Prodi, "İki önemli olguyu vurgulamak istiyorum. Bütün bu sürecin hayati bir parçası var. Avrupa Parlamentosu, Türk hükümeti ve Türk halkı açısından bu iki vurgulayacağım unsurun birbirinden ayırt edilemeyeceği önemli. Türkiye'nin AB'ye dahil olabilmesi için bu taleplerin yerine getirilmesi şart" ifadelerini kullandı.
Prodi, açıklamasında şunları kaydetti:
"Kopenhag Kriterleri söz konusu olduğunda komisyon elinden gelen her şeyi yaptı. Spesifik olarak bütün maddeleri dikkate aldı. Biz hiçbir şeyi deforme etmedik. Verileri ortaya koyduk. Gerçekten son bir kaç yıl içinde büyük reformlar gerçekleştirildi ve bütün Türk halkı seferber oldu. Türkiye'de demokrasinin yeşermesi açısından, yasal açıdan bütün bunlar dikkate alındı. Türkiye yeni bir ceza kanununu benimsedi, bunu uygulamaya koyduğu zaman Avrupa'nın standartlarını da yerine getirmiş olacak. Bunlar kamusal alanda etki doğuran unsurlar. Leyla Zana ve diğer vak'alara bakacak olursak, pek çok şeyin ilerlediğini görüyoruz. Sendika hakları, kadın hakları, dini özgürlükler, sivil hayatla askeri hayat arasındaki ayrım ve bunlarla ilgili daha yapılması gereken şeyler var. Çok şey yapılmasına rağmen daha atılacak adımlar var ama intibamız çok olumlu. Yine de çok dikkatli davranmaya devam ediyoruz. Gölgeli pek çok alan var"
Türk sivil toplumlarının çok daha aktif hale getirilebileceğini söyleyen Prodi, demokratik değerlere daha yaklaşılacağına ve bu yönde hızlı şekilde ilerlendiğine dair ipuçları olduğunu söyledi. Prodi, "Bütün gelişmeler bizi 'evet' demeye götürüyor fakat bize, bu hareketlerin durdurulmayacağına dair garantiler gerekiyor. Türkiye'de çok şey iyileşti. Avrupa standartlarına doğru gidişat durdurulursa, o zaman üyelik müzakereleri derhal durdurulmalı. Etki raporuna bakıldığında genelinde bu rapor olumlu. Türkiye'nin AB'ye katılması artı değer olur. Türkiye büyük bir ülke. Coğrafi durumu, özellikleri, bölgesel gücü, kendisini savunması, nüfus artışı, altyapı standartları, tarım durumu bütün bu olgular ciddi soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Bunları ele almalıyız. Bu sayede Türkiye'nin katılımıyla inşa etmeye devam ettiğimiz yapıdan taviz verilmesin, bu yapı bozulmasın. Aslında çok mütevazı bir değerlendirme bu. İlerleme kaydedilmesi gereken kaçınılmaz olarak tarım politikası var. Çok ciddi bir entegrasyon sürecine ihtiyaç var. Serbest dolaşım gibi konularda bir takım teminatlar var. Bütün bu parametreler dikkate alındığında, belirsizliklerine rağmen parametrelere saygı durmamız gerekiyor. Türkiye'nin mali açıdan 2013'e kadar kendini hazır hale getirmesi gerekiyor. Zaten bir taslak üzerinde çalışılıyor. Türkiye'nin katılımını tam olarak değerlendirebilmek için bundan sonraki mali sonuçları görmemiz gerekiyor. Müzakereler normal ama çok karmaşık olacak. Tabii bu alanlarda başarı elde edilmezse müzakerelerin garanti olduğu söylenmiyor. Türkiye'nin sağlam rol üstlenmeyeceği bir Avrupa göremiyoruz" dedi.
Prodi, sözlerinin sonunda Türk kamuoyuna seslenerek, "İnancınızı koruyun. Sizi temin ediyoruz komisyon olarak. Atatürk'ün başlattığı arzularınızı anlıyoruz. Bu Avrupa'nın kaderi ve değerleriyle yakından ilgili. Umutlarınızı yerine getirmek için yıllardır uğraştığınızı biliyoruz. Henüz uzun bir yolunuz var. Aynı kararlılıkla reformları sürdürmenizi diliyoruz. Bu şekilde de birliğe katılmanızın sağlanacağını umuyoruz. Elbette inişler çıkışlar olacak, düz bir yol olmayacak. Türkiye gerçekten müreffeh bir biçimde ekonomisinde büyüyen bir ülke olarak katılırsa, bunun katacağı değerlere bakmamız gerekiyor. Bizim yapmamız gereken bütün kıtaya barışı yaymak"