Türkiye'nin savunma bütçesi % 64'e düştü

Ankara (AA)- Merkezi Yönetim Bütçesi'nden Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) ihtiyaçları için Milli Savunma Bakanlığı'na (MSB) ayrılan pay son 11 yılda yüzde
10.5'ten yüzde 6.4'e düştü.

Milli Savunma Bakanlığı'ndan alınan bilgiye göre, tüm ülkelerin savunma harcamalarında 1987-1998 yılları arasında yaşanan düşüş, 1998-2006 döneminde yeniden yükselişe geçerek, yıllık ortalama yüzde 7 oranında artarken, geçen yıl dünya genelindeki savunma harcamaları 1 trilyon doların üzerine çıktı. Milli Savunma Bakanlığı bütçesi de son 11 yılda yüzde 10.5'ten yüzde 6.4'e düştü.

Reklam
Reklam

Milli Savunma Bakanlığı'nın konuya ilişkin değerlendirmesinde, tüm ülkelerin savunma harcamalarındaki gelişmeler ile Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafya ve güvenlik ortamı dikkate alındığında, savunma yeteneklerinde bir zafiyet yaratılmamasının, tüm mali politikaların önünde gelen bir husus olduğuna dikkat çekildi.

Değerlendirmede, "Bu nedenle, savunma harcamalarında süregelen kesintilerin duracağı ve Milli Savunma Bakanlığı bütçesinin GSMH'ya oranının yüzde 2-2.5 seviyesinde korunacağı değerlendirilmektedir. Aksi halde, TSK'nın modernizasyon faaliyetlerinin olumsuz yönde etkilenmesi kaçınılmaz olacaktır" denildi.

TSK'nın planlanan harcamalarının belirlenen bütçe limitlerine uygun olarak yapıldığı vurgulanan değerlendirmede, yıllar itibariyle azalan bütçenin, TSK'nın tüm faaliyetlerinde dikkate aldığı tasarruf prensibi neticesinde sağlanan kaynakla telafi edilmekte olduğu belirtildi.

"Türkiye'nin bu kritik coğrafyada kendi varlığını devam ettirmesi ve milli hak ve menfaatlerini en üst düzeyde koruyabilmesi için öncelikle çok güçlü bir silahlı kuvvetlere sahip olmasının tarihi bir zaruret olduğu" belirtilen MSB değerlendirmesinde, şunlar kaydedildi: "Batı ile Doğu kültürünü birleştiren ve kaynaştıran Türkiye, modern ve
güçlü silahlı kuvvetleriyle yalnız kendi menfaatlerini korumayacak, aynı zamanda istikrar unsuru olarak dünya barışı için büyük bir rol üstlenecektir. Türkiye'nin yer aldığı coğrafi bölge, politik, etnik ve dinsel bakımdan karmaşık ve kırılgan yapısı ile olası çatışmalara uygun bir zemin hazırlamaktadır. TSK, hedeflediği kuvvet yapısıyla, yer aldığı hassas coğrafi bölgede çıkabilecek çatışmalara ve istikrarsızlığa neden olabilecek her türlü faaliyete, milli ve uluslararası hukuk çerçevesinde süratle ve etkinlikle müdahale edebilecek, BM ve özellikle NATO kapsamındaki ülkelerle çok daha bütünleşik ve etkili harekat icra edebilecektir. Böylelikle, bölgesinde ve dünyada istikrar
unsuru olmaya devam edecektir. Hedeflediği bu kuvvet yapısını gerçekleştirebilmesi, devlet bütçesinden alacağı payla doğru orantılıdır."

Reklam
Reklam