ALPER ATALAY - TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Fatma Benli, "Şu an bütün dünyada tek terör örgütü DEAŞ'mış gibi davranılıyor. Silah kullanan, eylem gerçekleştiren tüm örgütlere terörist demek zorundayız ve hepsiyle etkin şekilde mücadele etmek zorundayız. Buna terör örgütü PKK/PYD de dahildir." dedi.
Benli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Brüksel'de gerçekleştirilen Terörle Mücadele Küresel Forumu adı altında NATO ve 20 ülkenin üye olduğu çalıştaya katıldıklarını, bu çalıştayda terörle mücadelede "iyi uygulamalar" olarak adlandırılan 12 maddelik bir uygulama metninin oluşturulduğunu bildirdi.
Uluslararası hukukta terörün tek bir tanımının bulunmadığını, bu nedenle ülkelerin, terörle mücadelede farklı yasalara sahip olduğuna değinen Benli, bununla ilgili ortak bir metin oluşturulmak istendiğini ve Türkiye olarak buna destek verdiklerini dile getirdi.
Türkiye'nin terörle ilgili çok fazla tecrübeye sahip olduğunu, PKK/PYD, DEAŞ ve FETÖ'ye karşı etkin mücadele sürdürdüğünü vurgulayan Benli, "Özellikle toplantıya katılan ülkelerin DEAŞ'a karşı mücadelesinin olmasına karşın DEAŞ'la sahada mücadele veren, sahada bu örgütü en fazla zarara uğratan ülke yine Türkiye. Biz, çalıştayda bu ülkelere istihbaratın hayati derecede öneme sahip olduğunu söyledik ve tehdidin tüm Avrupa ülkelerini kapsadığını anlattık." ifadesini kullandı.
Benli, terör örgütü PYD'nin, DEAŞ'la mücadele adı altında çok fazla silah yardımı aldığını, 2017 yılının Kasım ayında da günler süren bir kuşatma sonrasında Rakka'yı DEAŞ'ın elinden aldığını anımsattı.
BBC televizyonunun bizatihi oradaki teröristlerle konuştuğunu, terör örgütü PYD'nin, DEAŞ'lı teröristlerin bölgeden çıkmasına izin verdiğini tespit ettiğine dikkati çeken Benli, şöyle devam etti:
"Bölgeden 200 otobüsle çıkarılan toplam 5 bin 600 teröristten bahsediyoruz. PYD bunların sadece birkaç kişi olduğunu söylüyor. Ama rakamlar ortada. DEAŞ'lı teröristler, Rakka'daydı. Şehir ele geçirildikten sonra ortaya çıkmadılar. Bunların bir kısmı sakalını kesip PYD'ye katıldı, bir kısmı Türkiye dahil, Avrupa'nın değişik ülkelerine dağıldılar. Çünkü DEAŞ'a katılan 100'ün üzerinde ülkeden insan var. Suriye'de bu kadar açık şekilde katliam gerçekleştiren bu insanlar ülkelerine döndüklerinde bakkal dükkanı işletmeyecekler. Bu insanlar şu an uyuyan hücre konumuna geçtiler.
Bizim özellikle terörle mücadele konusunda ülkelere uyarıda bulunduğumuz husus, güya DEAŞ'la mücadele için 5 bin tır dolusu silah yardımı yapılan PYD, kendi eliyle 5 bin 600 DEAŞ'lı teröristi salıverdi. PYD eliyle 5 bin 600 militan tüm dünyaya yayılmış vaziyette. Üstelik de uyuyan hücreler. Atatürk Havalimanındaki saldırıdan, Reina saldırısından da biliyoruz ki birkaç DEAŞ'lı terörist bile korkunç derecede yıkıma ulaşabilecek etkinlikler yapabiliyor. Çok büyük saldırılar düzenleyebiliyor. Dolayısıyla şu an bütün dünya ülkelerinin işbirliği içerisinde olması gerekiyor. Çünkü bu çok büyük bir tehdit."
Fatma Benli, istihbaratın önemine, toplantının gerçekleştirildiği Brüksel'in en önemli örnek olarak verilebileceğini, çalıştayda da Türkiye'nin istihbarat paylaşımı ve tüm uyarılarına rağmen tedbir alınmamasından dolayı, iade edilen teröristlerin Brüksel Havalimanında eylem gerçekleştirdiğini anlattıklarını ifade etti.
- "Belçika, camilere imam atanmasına izin vermiyor"
Saldırıyı gerçekleştiren DEAŞ'lı teröristlerin Belçika vatandaşı olduğunu da toplantıda açıkça ifade ettiğini vurgulayan Benli, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Avrupa'da doğup büyüyen insanlar DEAŞ'a katılıyorsa bu orijin ülkelerinin değil, Avrupa'daki ülkelerin entegrasyonu sağlayamadığını gösterir. Bu yüzden bu insanlara Belçikalı terörist demek durumundayız. Bunu bir Türk olarak özellikle ifade etme hakkımız olduğunu söyledim. Çünkü Avrupa'da 5.5 milyondan fazla Türk var. Avrupa'da doğup büyüyen ve Türk orijinli olan hiç kimse ya da çok nadir birkaç kişi dışında kimse DEAŞ'a katılmadı. Bunu Avrupalı makamlar da tespit etmiş durumda. Türkiye bu konuda çok daha rahat konuşabiliyor. Çünkü Türk toplumu birbirine daha bağlı, aile bağları daha kuvvetli. Terör örgütü DEAŞ bizim toplumumuzu İslam adı altında kandıramıyor.
Bunun sebebi de bizim Avrupa ülkelerinde hizmet veren diyanetimiz var. Yapılan çalışmalar DEAŞ'a katılanların hemen hemen büyük bir çoğunluğunun daha önce İslami bir yaşantısının, bilgisinin olmadığını söylüyor. Toplantıda bu hususun da altını çizerek ifade ettik. Diyanet vasıtasıyla Avrupa'daki Türklerin kandırılma olasılığı diğer toplumlara göre daha düşük. Ama buna rağmen şu an Belçika özel bir karar almış durumda ve oradaki camilere imam atanmasına izin vermiyor. Sadece Belçika'da 70 camimiz var. Bu camilere gidip de DEAŞ'a katılan hiç kimse yoktur. Dolayısıyla desteklenmeleri gerekir. Bu tarz somut ifadelerde bulunduk. Entegrasyonla ilgili çalışmaların yapılması gerektiğini dile getirdik."
- "Aynı hassasiyeti bekliyoruz"
Benli, Türkiye'nin DEAŞ'a karşı mücadelede nasıl Fırat Kalkanı Harekatını yaptıysa, bugün de sınır güvenliğini sağlamak adına Afrin'e girdiğinin altını çizdi.
Bütün dünyada tek terör örgütü DEAŞ'mış gibi davranıldığını belirten Benli, "Silah kullanan, eylem gerçekleştiren tüm örgütlere terörist demek zorundayız ve hepsiyle etkin şekilde mücadele etmek zorundayız. Buna terör örgütü PKK/PYD de dahil." diye konuştu.
Benli, PKK, PYD, YPG, FETÖ gibi diğer türevlere terör örgütü muamelesi yapılmaması halinde dünyanın terörle mücadelede başarıya ulaşamayacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Eğer PKK'nın terör örgütü olduğu gerçeği unutulursa ya da yeterince mücadele edilmezse yarın bunlar etkinliklerini daha da artıracaklar. Bugün Türkiye'ye zarar verenler yarın onlara da zarar verecektir. Sonuçta Türkiye'nin teröre bakış açısı çok net. Biz bütün terör örgütlerine karşıyız ve bütün terör örgütlerine karşı istihbaratımızı tüm ülkelerle paylaşıyoruz. Artık onlardan da aynı hassasiyeti bekliyoruz."