Türkiye'nin yüzde 3'ünde omurilik eğriliği var

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı'nda görevli Yard.Doç. Dr. Emre Karadeniz, Türk toplumunun yüzde 3'ünde omurilik eğriliği (skolyoz) olduğunu, deformenin ilerlemesini yavaşlatan fizik tedavi programları olmasına rağmen kötü gidişata engel olunamadığını, mutlaka bir cerrahın eğriliğe elini atıp deformeyi düzeltmesi gerektiğini söyledi.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü'nde doğuştan olabildiği gibi doğumdan sonra gelişim sürecinde ya da ergenlik döneminde ortaya çıkan normalde düz haldeki omurganın sırt ve bel bölgesinden görülen sağa ve sola doğru oluşan eğrilik çeşitli yöntemler uygulanarak tedavi ediliyor Yard.Doç.Dr. Emre Karadeniz skolyozun çeşitli yaş gruplarında ortaya çıkabildiğini belirterek, şöyle dedi:

"Skolyoz' dediğimiz hastalık kafadan leğen kemiğine kadar olan kemik bloğunun üç eksende ön arka sağ sol, rotasyon anlamında anatomik normal eğimli yapısını kaybetmesidir. Skolyozun tipleri vardır. Yeni doğmuş çocukların omurlarındaki anormallikten dolayı eğrilik olabilir, ikili yaş civarlarında omurga eğrilikleri çıkabilir. 10 yaş civarında çıkan ise ayrı bir grup omurga eğrilikleri vardır. Bunların hepsinin de davranışları birbirinden farklıdır. Bunun tabii ki bir profesyonel tarafından davranışları yönünden takip edilmesi ve ona göre tedavi planlaması gerekiyor."

Reklam
Reklam

Omurga eğriliğinin Türk toplumunun yüzde 3'ünde rastlandığını söyleyen Karadeniz, şöyle devam etti:

"Toplumda rastlanma oranlarına gelince de biliyoruz ki, Türk toplumunun yüzde 3'ünde bu hastalık var ve bundan sonra doğacak çocuklar için de aynı şey geçerli. Bunların yüzde 10'u bir profesyonel tarafından tedavi düzenlemesine ihtiyaç duyacaklar ve bunların da yüzde 10'u cerrahi müdahale adayı."

"ÇOCUKLARIN EĞRİLİĞİ FARK ETMESİ ZOR"

Yard.Doç.Dr. Emre Karadeniz, küçük çocukların omurilik eğriliğinin fark edilmesinin çok zor olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"Küçük çocukların bunları fark etmeleri, aynaya baktıklarında bunu görmeleri zor. Genel olarak bize hastaların şekli ebeveynin bu çocuğun bir omzu düşük bir omzu yukarıda, bu çocuğun sırtında bir anormallik var diye geliyorlar. Bu toplum sağlığı anlamında ebeveynin takibiyle çıkması evet bir parametredir ama bunun üzerinde bir profesyonel bakışla gitmek daha mantıklı olabilir. Dünyada bu tarama programlarına ilişkin örnekler var, Amerika'nın birkaç eyaletinde bu konuda halkın üzerine gidip agresif olarak bunun tarama programları oluşturulmuş ve işliyor. Bazı eyaletlerde bu tercih edilmiyor. Türkiye için hangisi doğru bu yaklaşımlardan onu zamanla göreceğiz"

Reklam
Reklam

İLERLEMEYİ YAVAŞLATAN FİZİK TEDAVİ YÖNTEMİ VAR

Omurilik eğriliğinin ilerlemesini yavaşlatan fizik tedavi programları olduğunu belirten Yard.Doç.Dr. Karadeniz, "Olan bir rahatsızlığı eğer geri getirmek normale getirmek diyorsanız sporla bunu geriye getirmek mümkün değil, bunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ama cerrahi gerektirmeyen, takip gerektiren kişilerde deformenin ilerlemesini yavaşlatan fizik tedavi programları var. Bunlar bilimsel olarak ispatlı ve güvenilir kaynaklar, bunlar denenebilir ama bazı değerler var ki fizik tedaviyle ne yaparsanız yapın o kötü gidişata engel olamıyorsunuz. Bir cerrahın o eğriliğe elini atıp o deformeyi düzeltmesi mutlaka gereklidir" dedi. (DHA)

Anahtar Kelimeler: