"Türkiye'ye faşizmin geldiğine inanmıyorum"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'de laiklik kuralının zaman zaman ihlal edildiğini ifade ederek, "İnanç, siyaset konusu değildir, olmamalıdır" dedi.

Kılıçdaroğlu, London School of Economics'de (LSE), "Türkiye'de Siyasetin Ekonomiye Etkisi" konulu konuşma yaptı. İlginin yoğun olduğu konferansı, LSE'nin Çağdaş Türkiye Araştırmaları Kürsüsü Başkanı Profesör Şevket Pamuk yönetti.

Konuşmasının ardından konferansa katılanların sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, "partisinin yeni ekonomi politikalarının'' sorulması üzerine, şunları söyledi:

"Öncelikle ilk dört ay içinde siyasi ahlak yasasını çıkaracağız. Türkiye Cumhuriyeti'nde naylon fatura düzenleyen birinin Maliye Bakanı olmaması lazım. Alacağımız mesafe çok fazla. Sosyal politikalarımız var, aile sigortası bunlardan sadece birisi. Emeklilerle ilgili politikamız var. Emekliler de milli gelir artışından pay alacaklar. KOBİ'lere sıfır faizli kredi vereceğiz. Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile ilgili projelerimiz var."

Reklam
Reklam

Ekonominin büyüdüğünün söylendiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "İşsizlik artıyor, ekonomi çok iyi, yoksulluk artıyor, ekonomi çok iyi" dendiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, şu andaki ekonomi politikasının sadece para politikasından ibaret olduğunu öne sürdü.

Türkiye'nin ekonomisine ilişkin bir diğer soru üzerine de Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin ekonomik büyümede 15. değil, 16. sırada yer aldığını" ifade ederek, "1987'de kaçıncı ülkeydi? 14. ülke" dedi.

Kıbrıs sorunuyla ilgili görüşlerinin sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, sorunun uzlaşmayla çözülmesinden yana olduklarını vurgulayarak, AB'nin, KKTC'ye verdiği, doğrudan ticaret tüzüğünü yürürlüğe sokacağı sözünün arkasında olması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Sorunun çözümünden yanayız ama bu çözüm tek taraflı olmamalı. Dayatmayla değil, uzlaşmayla bu sorunun çözülmesinden yanayız. BM'nin de biraz daha aktif olayların içerisine girmesini istiyoruz" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, "Temel insan haklarını tanımlar mısınız ve buradan hareketle Türkiye laik bir devlet mi" sorusuna ise şu yanıtı verdi:

Reklam
Reklam

"BM İnsan Hakları Sözleşmesi'ni kabul ediyoruz, onun altına Türkiye Cumhuriyeti de imza koymuş vaziyette. Türkiye laik bir devlet mi? Anayasasında öyle yazıyor, laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti yazıyor. Bana sorarsanız; 'Türkiye Cumhuriyeti laik devlet, aynı zamanda sosyal devlet mi?' Ben, sosyal devlet konusunda endişelerim olduğunu söylerdim. Laiklik konusunda da bazı endişelerim var. Endişelerim şundan kaynaklanıyor: Biz kuralları ihlal ediyoruz zaman zaman. İnançları, etnik kimlikleri siyasetin odağına koyuyoruz. İnanç, siyaset konusu değildir, olmamalıdır. Kişi ile tanrı arasındaki ilişkiye, manevi duyguya aradan birisinin girmesi mümkün mü? Hayır. Kimsenin elinde böyle bir terazi de yok, yetki de yok. O halde, herkesin inancına saygı gösterdiğimiz ölçüde, herkesin inancını siyasetin odağına taşımadığımız ölçüde Türkiye laik bir devlettir. Ama laiklik kuralı zaman zaman ihlal ediliyor, tıpkı sosyal devlet kuralı ve hukuk devleti kuralı ihlal edildiği gibi."

CHP'nin Kürt sorunuyla ilgili politikasına ilişkin soru üzerine de Kılıçdaroğlu, "Ben hiçbir zaman 'Kürt kardeşlerimizin sorunu yoktur' diye bir şey demedim" dedi ve anadil yasağının kaldırılmasıyla ilgili ilk kanun teklifini CHP'nin verdiğini söyledi.

Reklam
Reklam

Kılıçdaroğlu, bir dinleyicinin CHP'ye oy veren kişilerin profiliyle ilgili değerlendirmede bulunması üzerine, "Zenginlerden oy aldığımız konusunda, samimi söyleyeyim benim ciddi endişelerim var. Biz orta kesimden ve beyaz yakalılardan oy alıyoruz. Zengin kesimlerin son seçimlerde oylarını ağırlıklı olarak AKP'ye verdiğini, üç aşağı beş yukarı herkes biliyor" dedi.

Kılıçdaroğlu, "Kendimizi iyi anlatamadık, haklısınız ama ben tabloyu değiştireceğim, kararlıyım. Bir kişi beni dinlemeye gelse bile gideceğim" diye konuştu.

Katıldığı bir televizyon programında "faşizme" ilişkin bir soruya verdiği yanıtın hatırlatılması ve "Sizce faşizmin kriterleri nedir" diye sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, "Türkiye'de henüz, o bizim anladığımız anlamda bir faşizmin geldiğine inanmıyorum. Ama henüz dedim bak" ifadesini kullandı.

KILIÇDAROĞLU'NUN KONUŞMASI
Kılıçdaroğlu, sorulardan önce yaptığı konuşmada ise siyasetin ekonomiyi yönlendirdiğini söyleyerek, "Fakat günlük işleyişe sürekli müdahale ederek, ekonomiyi işgal eder pozisyonda olmamalıdır" dedi.

Reklam
Reklam

Gelişmişlik düzeyi farklı olsa da hemen tüm ülkelerde, halkın hükümetlere, yargıya, finansal sisteme ve medyaya olan güveninin geçmişte olduğundan daha az olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Çağımız ekonomistlerinin topluma hizmet açısından çok önemli bir görevi vardır; siyasileri sınava tutmak ve toplumları aydınlatmak" diye konuştu.

Konuşmasında CHP'nin ekonomiye bakış açısından da bahseden Kılıçdaroğlu, CHP'nin ekonomi politikalarını "üç ana omurga" üzerine inşa ettiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, bunları, sosyal devletin yeniden inşası ve ayağa kaldırılması, Türkiye ekonomisinin rekabet gücünü artırmak ve ekonomide kalıcı istikrarı perçinlemek olarak sıraladı.
Türkiye'de "siyasi iktidarın giderek otoriter bir yapıya kaydığını" söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"İlkin ekonomik aktörler üzerinde baskı kuran, bu çerçevede iş dünyasını vergi ve diğer kamusal denetim mekanizmaları ile sindiren iktidar, daha sonra demokrasilerin 4. gücü olan medya üzerinde yine aynı yöntemle baskısını kurmuştur. Bugün gelinen noktada en temel hak olan mülkiyet hakkı bile Sayın Başbakan'ın iki dudağı arasındadır."

Reklam
Reklam

Kemal Kılıçdaroğlu'nun, yarın temaslarını tamamlayarak, akşam saatlerinde İngiltere'den ayrılması bekleniyor.

Anahtar Kelimeler: