ANKARA (İHA) - DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, partisinin kapatılması durumunda milletvekillerinin istifa edeceğini yineleyerek, ara seçim olması durumunda dahi DTP'den aday göstermeyeceklerini ve seçime katılmayacaklarını söyledi.
Anayasa Mahkemesi'nde yarın görülecek DTP kapatma davası öncesinde DTP Parti Meclisi, Ahmet Türk başkanlığında olağanüstü toplandı. Toplantı sonrası DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, partisinin milletvekillerinin de hazır bulunduğu parti genel merkezi önünde bir açıklama yaptı. DTP olarak uzun süredir Kürt sorununun çözümü için diyalog ve ortak akılla hareket edilmesi gerektiğini dile getirdiklerini ve bu konuda çaba sarf ettiklerini belirten Ahmet Türk, "Ama sorunun nasıl çözüleceği konusunda düşüncelerimizi çok açık şekilde ifade etmemize rağmen hiçbir dönemde bu düşüncelerimizi dile getirirken 'niçin dile getirdiğimizi, nedenlerini' ne kimse sordu ne de bir paylaşım oldu. Sonuçta DTP bu süreci barışın gelişmesi için katkı sunmaya hazırken, maalesef çok yanlış yaklaşım içerisinde tavsiye mantığı ile Kürt sorununu esas alan bir mantıkla karşı karşıya kaldığımız için de katkı sunamadık. DTP'yi linç edici yaklaşımın içinde bulunulmasının da siyasi adaba uygun olmadığını ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
Türkiye'de yıllardan beri süren bir çatışmanın olduğunu söyleyen Türk, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"25 yıldır bu çatışmanın içinde olan kesimler ikna edilmediği sürece sorunun çözülemeyeceğini söylediğimiz zaman kıyametler koptu. Oysa ki bu bir realitedir. Eğer gerçekten silahlarının susmasını istediğiniz kesimleri ikna edemezseniz, DTP'nin burada etkili olmayacağını ifade ettik. Ama buna rağmen halkın iradesiyle gelmişiz, halkın iradesinin talep ettiği şekilde de aracı olmaya, köprü olmaya da, taraf olmaya da hazır olduğumuzu da ifade ettik. Şimdi geldiğimiz noktada DTP son dönemlerde bir tabir var; filler ve atlar tepişirler ama çimenler ortada yok olur. Böyle bir mantık. Şimdi bütün bunun faturası 'DTP bunu yapmadı, etmedi, becermedi' gibi bir mantıkla yaklaşılıyor. Bu doğru değildir. Biz halkımızın özgürlük talebini biliyoruz, bunun hangi projelerle çözüleceğini biliyoruz. Onun için halkımızın talepleri doğrultusunda hareket ettik."
Yarın görüşülecek olan kapatma davasının Türkiye için önemli bir dava olduğunu belirten Türk, parti olarak bu konuda bütün kurulları ile biraraya geldiklerini söyledi. Türk, "DTP'nin kapatılması, grubunun düşürülmesi, etkisiz hale getirilmesi durumunda parlamentoda bulunmanın artık bir anlamının olmayacağının, bir katkısının olmayacağının anlayışına vardık. Yine belediye başkanlarımızla, il genel meclisi üyeleri ile yaptığımız istişarelerde, toplantılarda bu kararımızın arkasında olduğunu çok açık bir şekilde ifade ettiler. Bu konudaki gelişmelere göre arkadaşlarımızın da tavırları gün geçtikçe ortaya çıkar. Çünkü biz belediyeleri halka hizmet yeri olarak görüyoruz. Bunu elbette ki yeniden değerlendireceğiz. Ama arkadaşlarımız açık bir şekilde alacağımız her türlü karara uyacaklarını ifade ettiler" şeklinde konuştu.
Kapatma davasına ilişkin geniş düşüncelerini yarınki grup toplantısında detaylı bir şekilde söyleyeceğini belirten Türk, "Biz koşullar ne olursa olsun mutlaka bu ülkede barışa, ortak akla, diyaloğa ihtiyaç görüyoruz. Süreçler gerginleşebilir, yanlış uygulanabilir. Ama mutlaka inanıyoruz bu topraklara bir gün barış gelecek" dedi.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Türk, kapatılması durumunda DTP'nin bir B planı olup olmadığının sorulması üzerine, "Şunu söyleyeyim. Çekilecek, sonra bağımsız adaylarla tekrar seçime girecek diye bir şeyimiz yok. İstifadan sonra gidip aday olmayı düşünmüyoruz. Yüzde 5 boşalma olsa bile böyle bir projemiz yok" diye konuştu.
Başka bir gazetecinin son günlerde yaşanan olayları hatırlatması üzerine Türk, "PKK ve Öcalan'ın Kürt halkı için önemli olduğunu söyledik. Eğer önemli olmasaydı, önemsenmeseydi 5 milyon dolara bir cezaevi yapılır mıydı, özel bir yer yapılır mıydı? Böyle bir şeyin ardından halkın tepki göstereceğini çok açık ifade ettik. Halkımızın gösterdiği tepkileri görmemiz ve o tepkilerin üzerinde yoğunlaşmamız gibi bir siyasi ve insani sorumluluğumuz var. Ama şunu da çok çık söylüyorum. Hiçbir zaman hiçbir insanın
acı duymasını istemedik. Acı duyduğu zaman da o acıyı yaşadık" şeklinde konuştu.