TUSAF Başkanı Ulusoy: "Endüstriyel unlu mamuller, ihracatı 1 milyar dolar artırabilir"

"Endüstriyel üretimin etkisi ile un ihracatı dolaylı yoldan 4 milyon tona çıkarken, ihracat geliri ise 1 milyar dolar kadar artış gösterebilir" - "Geçtiğimiz yıl un ihracatı bir önceki yıla göre miktar bazında 50 bin ton kadar azalırken, değer bazında ihracatımız 1 milyar 9 milyondan dolardan 1 milyar 52 milyon dolara çıktı" - "Eğer Irak'ta kayıp yaşanmasaydı bugün 4 milyon tona merdiven dayamış olacaktık"

İSTANBUL (AA) - GÖKHAN ERGÖÇÜN - Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy, Türkiye'nin dünyanın en büyük un ve makarna ihracatçısı olduğunu fakat bu pazarların doygunluğuna ulaştığını söyleyerek, "Endüstriyel üretimin etkisi ile un ihracatı dolaylı yoldan 4 milyon tona çıkarken, ihracat geliri ise 1 milyar dolar kadar artış gösterebilir." dedi.

Anadolu Ajansı muhabirinin sorularını cevaplayan Ulusoy, Türkiye'nin un ve unlu mamul üretim ve ihracatına dair bilgiler verdi.

Reklam
Reklam

Türkiye'nin geçtiğimiz yılı yaklaşık 3.3 milyon ton un ihracatı ile kapattığını ifade eden Ulusoy, "Geçtiğimiz yıl un ihracatı bir önceki yıla göre miktar bazında 50 bin ton kadar azalırken, değer bazında ihracatımız 1 milyar 9 milyondan dolardan 1 milyar 52 milyon dolara çıktı." diye konuştu.

Aynı zamanda Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği (IAOM)'nin Avrasya Bölge Başkanı da olan Ulusoy, un ihracatında birim fiyatın da ton başına 304 dolardan 322 dolara çıktığını vurgulayarak, Türkiye'nin un ihracatında katma değer artışı yaşandığını belirtti.

2019'da ülkenin buğday üretiminin tahminlerin gerisine düşerek iklim etkisiyle 19 milyon tonda kaldığına değinen Ulusoy, Türkiye'nin 8,8 milyon ton buğday ithal ettiğini ve bu ithalatın yaklaşık yüzde 80-90'ının un ve makarna gibi unlu mamul ihracatı için kullanıldığını söyledi.

İthal buğdayın yerli üretime göre yüzde 10 daha masraflı olduğuna dikkati çeken Ulusoy, "Geçtiğimiz yıllarda başta mısır olmak üzere farklı üretim kalemleri buğdayın ekim sahasını daralttı fakat 2020 yılında bir küçülme beklenmiyor çünkü buğdayın taban fiyatı enflasyonu yenerek yüzde 30 artış gösterdi." ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

- Irak'ta kayıp yaşanmasa ihracat 4 milyona yaklaşacaktı

Ulusoy, 2019'da Irak'a yapılan ihracatın 2018'e göre 1,62 milyon tondan 1,36 milyon tona gerilediğini kaydederek, oluşan açığın büyük ölçüde Yemen'e yapılan 461 bin ton ve Venezuela'ya yapılan 91 bin tonluk un ihracatından kapatıldığını bildirdi.

Ulusoy ayrıca geçtiğimiz sene Suriye'ye 334 bin ton ve Angola'ya 175 bin ton un ihraç edildiğini ve bu ülkelere yapılan ihracatta da bir miktar azalma olduğunu belirterek, "Eğer Irak'ta kayıp yaşanmasaydı bugün 4 milyon tona merdiven dayamış olacaktık." ifadesini kullandı.

Irak dışı pazarlarda yaşanan kayıpların kritik öneme sahip olmadığını anlatan Ulusoy, "Irak, un pazarımızın yüzde 40'ını oluşturuyor. Daha önce yumurta ve tavukta yaşandığı gibi ithalatın yasaklanması durumunda rakamları telafi edemeyiz. Fakat Irak'ta bir sorun olmadığı halde Türkiye un ihracatında 3 milyon tonun altına gelmez. Ayrıca Irak'ın Türkiye'den un almamak gibi bir lüksü olduğunu düşünmüyorum. Irak'ın yumurtada aldığı karar ile unda alacağı karar aynı olmaz." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Türkiye'nin yurt dışı pazarlarda herhangi bir fiyat sorununun bulunmadığının altını çizen Ulusoy, sektörün bir miktar fiyat dahi artırsa pazar kaybetmeyeceğini vurguladı.

- Türkiye endüstriyel üretime odaklanmalı

Ulusoy, doğal tüketimin yükselen bir trend olmasına karşın endüstriyel üretimin ve tüketimin her geçen gün artış kaydettiğini ifade ederek, endüstriyel üretici sayısının ve ürün çeşitliliğin de yükseldiğini bildirdi.

"Avrupa ülkelerinde ekmeğin toplam unlu mamullerden aldığı pay ortalama yüzde 55 iken Türkiye'de yüzde 85. Giderek ekmeğin payı azalacak ve unlu diğer mamullerin oranı artacak. Un üreticileri de endüstriye uygun çeşitler sunmak zorunda kalacak." değerlendirmesinde bulunan Ulusoy, yerli buğday üretiminin de bu endüstriyel üretime adapte olmasını gerektiğine dikkati çekti.

Türkiye'nin un ve makarnada miktar bazında dünyanın en büyük ihracatçısı olduğunu hatırlatan Ulusoy, bu iki pazarın doygunluğa eriştiğini belirtti ve "Bundan sonra endüstriyel üretim ile farklı alanlar açılabilir. Türkiye'nin bundan sonra ihracatta yoğunlaşacağı alan endüstriyel üretim olmalı." şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

- Rakip küçüldükçe rekabet gücü artıyor

Ulusoy, Türkiye'nin kruvasan ve pizza hamuru gibi donmuş unlu mamuller ile bisküvi gibi endüstriyel üretim alanlarında aktif olabileceğini anlatarak, şöyle devam etti:

"Bundan sonra gelişecek alan endüstriyel tüketim maddeleri. Attığımız her adımda tüketiciye bir adım daha yaklaşmış oluyoruz. Buğday ihraç edince buğday üreticilerini, un ihraç edince un sanayicilerini rakip alıyoruz, donmuş bir ürün ihraç edince ise küçük bir üreticiyle rekabet ediyoruz. Rakip küçüldükçe rekabet gücümüz artıyor. Endüstriyel üretim ve ihracat ayrıca ambalaj ve lojistik gibi yan sektörlerin de gelişimini artıracaktır."

Un ve makarna ihracatının kendi standardında devam edeceğini öne süren Ulusoy, "Endüstriyel üretimin etkisi ile un ihracatı dolaylı yoldan 4 milyon tona çıkarken, ihracat geliri ise 1 milyar dolar kadar artış gösterebilir." dedi.

Ulusoy ayrıca endüstriyel unlu mamul ihracatında Avrupa'nın daralan ve rekabeti yüksek bir pazar olduğunu vurgulayarak, "Yoğunlaşılması gereken pazarlar Orta Doğu, Afrika ve Asya-Pasifik." ifadesini kullandı.

Reklam
Reklam