TÜSİAD: "Fransa, AB sürecini engelleyemeyez"

İSTANBUL (İHA) - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) katılım müzakerelerinde "Mali Kontrol" ve "İstatistik" başlıkları açılırken, "Ekonomik-Parasal Birlik" başlığının açılmamasını eleştirdi.

TÜSİAD'dan yapılan açıklamada, "Türkiye, AB Resmi Gazetesi'nde tüm üye ülkelerin ve Avrupa Parlamentosu'nun onayıyla yayınlanan Katılım Ortaklığı Belgesi'ne dayanarak, AB ile tam üyelik müzakereleri yürütmektedir. Türkiye'nin AB'ye tam üyelik hedefi, AB Antlaşması'nın 6. ve 49. maddeleri uyarınca AB tarafından defaeten teyit edilmiştir. Fransa'da gerçekleşen cumhurbaşkanı ve hükümet değişikliği sonucunda, AB'nin hukuksal ve ilkesel taahhütlerinin sorgulanması, AB'nin bir hukuk düzeni olarak saygınlığına ve meşruiyetine büyük zarar vermiştir. Fransız yönetimi, Türk halkına karşı hasmane bir tutum içine girmiştir.

Reklam
Reklam

Fransa ile Türkiye arasında hiçbir siyasi ve ekonomik çıkar çatışması mevcut değilken, Türkiye Fransa'ya karşı hiçbir hasmane duygu beslemezken, Fransa'nın bu tutumu 21. yüzyılda demokratik bir ülkeye yakışmamaktadır. Türkiye, Fransa'nın bu sorumsuz yaklaşımına karşı şimdiye kadar çok daha olgun bir demokratik tavır sergilemeye özen göstermiştir. Bu tavrın temelinde, Türkiye ve Fransa arasında tarihten gelen derin dostluk ilişkileri yer almaktadır" denildi.

Müzakere sürecinin en önemli gücünün sahip olunan kurumsal yapı olduğu belirtilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:

"Türkiye, AB Komisyonu ve üye ülkelerin çoğunluğunun desteğiyle, tam üyelik yolunda ilerlemektedir. Bu süreçte, Türkiye daha güçlü bir demokrasi, ekonomi ve toplum olarak AB üyeliğine hazır hale gelirken, küresel koşullar da lehimize işleyecektir. Demokratik reformlara tekrar ivme kazandırılarak, düşünce özgürlüğü ve 301. madde gibi gecikme yaşanan uygulama alanlarını istismar eden, karşıt çevrelerin oyunlarının bozulması büyük önem taşımaktadır. Bu çerçevede reformlara devam edildiği sürece, Fransa Türkiye'nin AB'ye tam üyelik sürecini engelleyemeyecektir.

Reklam
Reklam

Son AB Konseyi zirvesinin de işaret ettiği üzere, AB'nin kendi içinde bir gelecek vizyonu tartışması yaşadığı unutulmamalıdır. Türk kamuoyu, bazı Türkiye karşıtı AB çevreleri tarafından istismar edilmeye çalışılmaktadır. Bu çerçevede, AB'ye uyum sürecinin belirlenen somut hedefler doğrultusunda Türk kamuoyuna iyi anlatılması da büyük önem taşımaktadır. AB hakkında toplumu yanlış bilgilendiren abartılı yorumlardan sakınılmalı, sağduyulu ve akılcıbir yaklaşım sergilenmelidir. AB'ye katılım müzakereleri tek taraflı bir süreç değildir. Türkiye üyeliğe hazır olduğu noktada, küresel gelişmeleri de dikkate alarak AB'yi sınamalıdır."

Bugünkü gelişmeler ışığında AB'ye tam üye olmayı kabul etmek için, "Daha yüksek küresel ekonomik rekabet gücü; daha etkin işleyen AB anayasal düzeni, kurumları ve karar alma sistemi; dünya sahnesinde siyasal bütünlük ve daha etkin bir rol; AB'nin demokratik değerleri ve saygınlığına zarar veren, Türkiye konusunda olduğu gibi yabancı karşıtı, demagojik, dar görüşlü ve düşmanca siyasal söylem ve tavırların son bulması" koşullarının talep edilmesinin
yerinde olacağı belirtildi.

Reklam
Reklam