TÜSİAD raporu: İnsan kaynağında aranan yeni nitelikler sosyal ve duygusal beceriler

  - Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) tarafından tanıtılan “Sosyal ve Duygusal Öğrenme Becerileri: Yeni Sanayi Devriminin Eşiğinde İş ve Yaşam Yetkinliklerinin Anahtarı” raporunda, "sosyal ve duygusal becerilerin" insan kaynağında aranan yeni nitelikler olduğu vurgulandı.

İlayda Kılıçay / İstanbul, 6 Kasım (DHA) - Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) tarafından tanıtılan “Sosyal ve Duygusal Öğrenme Becerileri: Yeni Sanayi Devriminin Eşiğinde İş ve Yaşam Yetkinliklerinin Anahtarı” raporunda, "sosyal ve duygusal becerilerin" insan kaynağında aranan yeni nitelikler olduğu vurgulandı.
TÜSİAD’ın dijital dönüşüm temelli geleceğe hazırlanma sürecinde farklı yetkinlikler ve becerilerle donatılmış insan kaynağı ihtiyacını tartışmak amacıyla düzenlenen “Yeni Sanayi Devriminin Eşiğinde Sosyal ve Duygusal Öğrenme Becerileri” etkinliği yapıldı. Etkinlikte teknik bilgi kazanımının yanı sıra; önemi hızla artan yaratıcı düşünme, gelişmeye açıklık, öz yönetim, ekip çalışmalarına yatkınlık, zaman yönetimi, iletişim gibi “sosyal ve duygusal beceriler” ele alınırken eğitim ve iş dünyasından uzmanlarla sunum ve panel gerçekleştirildi.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski etkinlikte yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Dijital dönüşümün merkezinde insan var. Bu dönüşümün ülkemiz için bir fırsat yaratabilmesi için farklı yetkinlikler ve becerilerle donatılmış insan kaynağına duyulan ihtiyaç had safhada. Teknik bilgi kazanımının yanı sıra, gelişmeye açıklık, öz yönetim, yaratıcılık, sorumlu karar alma, iletişim ve ilişki kurabilme gibi ‘sosyal ve duygusal beceriler' giderek önem kazanıyor. İnsan kaynağı yetkinliklerini tartışırken sadece bilişsel becerilere ve dijital yetkinliklere vurgu yapmak eksik bir yaklaşım olacaktır. Robotların insanın elinden alamayacağı işler, güçlü sosyal ve duygusal beceriler gerektiren işler olacak. Sosyal ve duygusal öğrenme becerileri, okul öncesinden üniversiteye kadar ve tüm yaşam boyunca bireylere kazandırılacak şekilde, örgün ve yaygın eğitimin ayrılmaz bir parçası haline getirilmelidir.”
TÜSİAD Sosyal Politikalar Yuvarlak Masa Başkanı Nüket Küçükel de, “Çeşitli araştırmaların ortaya koyduğu gibi, sosyal ve duygusal becerilere sahip insanlar, özel, okul ve iş hayatlarında başarılı, huzurlu ve mutlu olabiliyor. İyi olma halleri ve yaşam kaliteleri gelişen kişiler, daha üretken ve yaratıcı olma şansına da sahip oluyor. Eğitim sistemimizin hem sosyal duygusal hem de bilişsel becerileri güçlü nesiller yetiştirmesi, üzerinde önemle durulması gereken bir konu”dedi.
TÜSİAD Eğitim Çalışma Grubu Başkanı Gamze Dinçkök Yücaoğlu, “sosyal duygusal beceriler”in öneminin 21. yüzyıl becerileri kapsamında giderek ön plana çıktğını belirtirken,”Bu becerilerin erken yaştan itibaren kazandırılmasına özel bir önem verilmesi gerekiyor.”dedi ve kazanımların, öğrencilerin hem akademik alanda, hem de teknoloji ve dijitalleşmenin etkisiyle hızla dönüşen ekonomide güçlenmelerini sağlayacağını belirtti.
Rapor, Boğaziçi Üniversitesi Barış Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi üyeleri Prof. Dr. Fatoş Erkman, Doç Dr. Mine Göl Güven, Dr. Behice Ertenü, Dr. Gülistan Gürsel Bilgin, Nişvan Kabakçı, Maggie Pınar, Nur Mardin ve Merve Kırmacı tarafından kaleme alındı. Rapor hazırlık sürecinde insan kaynakları yöneticileri, eğitimciler ve lise çağındaki gençlerle odak grup toplantıları; kamu, üniversiteler, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarından katılımcılarla çalıştay da düzenlendi.
Sosyal duygusal becerilerin önemini vurgulamayı ve insan kaynağına etkili şekilde kazandırılabilmesi için kamu, özel sektör ve Sivil Toplum Kuruluşları’nın (STK) rollerini ortaya koymayı amaçlayan raporda yer alan bilgiler şöyle :
“İş başarısında IQ yüzde 1.0 ile yüzde 20 başarı getirirken, duygusal zekâ derecesi yüksek olan kişilerde iş başarısı yüzde 27 ile yüzde 45 arasındadır (Stein ve Book, 2003). Bu veri, birinin diğerinden daha önemli olduğunu değil, duygusal zekâ ve bilişsel zekanın birbirinin tamamlayıcısı olduğunu gösterir.
“Her 10 işverenden sekizine göre, sosyal ve duygusal öğrenme becerileri organizasyonları başarıya götüren en önemli ve bulunması en zor yetkinliklerdendir (ASPEN, 2018).
“2020'de karmaşık problem çözme, eleştirel düşünme, yaratıcılık, insan yönetimi, işbirliği ve duygusal zekâ öne çıkıyor (Dünya Ekonomik Forumu, İşlerin Geleceği Raporu, 2018).
“Sosyal ve duygusal öğrenme becerileri akademik başarıyı yüzde 11 artırıyor. (Durlak ve vd., 2011)
“ABD'de yapılan bir çalışmaya göre, erken çocukluk döneminde duygusal ve sosyal becerileri yüksek olan çocukların yetişkinlikte akademik başarıları ve iş bulma şansları yüksek, ruhen sağlıklılar ve madde kullanımı ve benzeri davranışlarda azalma söz konusu (CASEL, 2015).
Rapor aynı zamanda sosyal ve duygusal öğrenme becerilerinin kazandırılabilmesi için eylem önerileri de sunuyor:
“Sosyal ve duygusal öğrenme becerileri konusunda paydaşların bir araya geldiği bir çatı platform oluşturulması (Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, üniversiteler, okullar, iş dünyası, STK'lar, belediyeler, halk eğitim merkezleri vb).
“Hedef kitlenin tüm toplum olduğu, okul ve ailenin temel alındığı “Sosyal ve Duygusal Öğrenme Eğitim Seferberliği”ne başlanması.
“Sosyal ve duygusal öğrenme ile ilgili tüm içeriğin ‘Çocuk hakları’ temelinde oluşturulması.
“Sosyal ve duygusal öğrenme becerilerine yönelik var olan ve etkililiği kanıtlanmış programların yaygın olarak uygulamaya geçirilmesi.
“Sosyal ve duygusal öğrenme becerilerinin örgün ve yaygın eğitim müfredatına, okulların günlük işleyişlerine, ders materyal ve malzemelerine nüfuz etmesi sağlanarak olumlu okul iklimi oluşturulması.
“Üniversitelerin tüm bölümlerinde, özellikle öğretmen yetiştiren eğitim fakültelerinde sosyal ve duygusal öğrenme derslerine yer verilmesi.
“Hizmet içi eğitimlerle öğretmenlerin sosyal ve duygusal öğrenme becerilerinin arttırılması, farklı program ve yöntemlerden faydalanarak (örn., dijital ortamda e

Reklam
Reklam