'Ülkenin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, tasarlayarak ve bomba ile 17 kişiyi öldürmek, patlayıcı madde bulundurmak, yardım ve yaltaklık etmek' iddiasıyla sevk edildikleri nöbetçi mahkemece tutuklanan şüphelilerden; Suriye uyruklu çiftten Y.B., ifadelerinde, “4 yıl cezaevinde kaldım. (Aranan) W.’yi mahalleden tanıyorum. Eşim ve kızım var. Aracın bomba yüklü olduğunu bilmiyordum. Kendimi ölen insanların yerine koyuyorum. Tutuksuz yargılanmak istiyorum.” dediği kaydedildi.
Eşi Z.Ş. de W.’nin, eşinin arkadaşı olduğunu belirterek, araçtaki bombadan haberleri olmadığını öne sürdü. Aracın, gümrükte rahat geçebilmesi için bindiğini belirten Z.Ş., “W. aynı köyden eşimin arkadaşı. Beraber eve geldiler. Gümrükten rahat geçebilmek için benim araca binmemi istediler. Sınıra geldikten sonra W. ‘artık gidebilirsiniz’ deyince, eşimle Suriye’ye döndük. Ben ve kocam aracın kime ait ve içinde bomba olduğunu bilmiyoruz.” ifadelerini kullandığı bildirildi.
Adana Kürkçüler E Tipi Ceza İnfaz Kurumu’na gönderilen zanlılardan, Suriye uyruklu İ.Z.’nin, bomba yüklü aracı park ettikten sonra Türkiye’ye giriş yapıp, Yayladağı’ndan Suriye’ye giriş yaptığı belirtilen W.’yi tanımadığını ileri sürdü. Olay tarihinde Türkiye’de olduğunu anlatan İ.Z., “Üç gün sonra Suriye’ye döndüm. İşim dolayısı ile sık sık giriş çıkış yapıyorum.” şeklinde savunma yaptığı aktarıldı. Türk uyruklu R.B.’nin ise Yayladağı’ndaki büfede sattığı sim kartların, tanımadığı zanlıların eline geçtiğini söyleyip, hakkındaki iddiaları reddettiği vurgulandı.
(CİHAN)