ROMA (İHA) - Kopenhag'dan çıkan ve Türkiye'yi hayal kırıklığına uğratan sonuç bildirgesi bugün yayımlanan İtalyan gazetelerinde, "AB'nin dediği oldu" şeklinde yorumlandı.
Corriera della Sera gazetesi, Başbakan Abdullah Gül'ün, "Chirac, 15 ülkeyi tehdit etti" şeklindeki sözlerini manşete taşıdı. Gazete, kısa süre önce 70 yaşına basan Chirac'ın şu anda Avrupa'nın en güçlü lideri olduğunu, Blair ve Schröeder'in aile skandalları nedeniyle puan kaybettiklerini, Chirac'ın Türkiye'ye karşı takındığı tavır ve kararlılığıyla AB'nin en sözü geçen adamı olduğunu bir kez daha gösterdiğini belirtti.
Abdullah Gül için, "52 yaşında, Amerika yanlısı bir ekonomist", "Tayyip Erdoğan'ın sağ kolu" nitelendirmesini yapan gazete, Gül ve Chirac arasındaki fikir ve üslup ayrılıklarının Kopenhag'da gergin anlar yaşatmasına neden olduğunu yazdı. Gül'ü, "Yeterince diplomatik değil ve halka yaptığı konuşmalarda patavatsız" olarak değerlendiren Corriera dello Sera, Gül'ün bu tutumunun Chirac'la uzlaşmayı zorlaştırdığını ve zirvenin ilk günü liderlerin gece yarısına kadar Türkiye sorununu tartıştıkları yemekte Chirac'ın Gül'e gönderme yaparak, "Sadece Avrupa yasalarına uymak yetmez. Terbiyeli ve medeni de olmak lazım" dediğini kaydetti.
Gül'ün zirve sırasında gecesini gündüzüne katarak Türkiye için erken ve kesin bir tarih almaya çalıştığını belirten Corriera della Sera, Gül'ün dün sabah 09.00'da Blair'i aradığını, "Bize karşı çok önyargılılar. Chirac tehdit etti ve zirveyi yönlendirdi. Bu kararı kabul etmek imkansız. Aşağılandık" dediğini ileri sürdü. Türk tarafının gün içinde önce Chirac sonra Fischer'le görüştüğünü belirten gazete Alman tarafının Türkiye'ye daha ılımlı yaklaştığını, "Türkiye'nin Avrupa'da yer almasını istiyoruz " dediğini kaydetti.
Corriera della Sera gazetesi, Erdoğan'ın zirvenin sonucunun değerlendirirken, "Olumsuz bir karar" değil diyerek Gül'den daha ılımlı bir tavır sergilediğini belirtti.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Erdoğan'ın başbakan olabilmesi gerekli yasa değişikliklerini yapmaya başladığını ve Erdoğan'ın Şubat ayı içinde Başbakan olmasının beklendiğinı, AB ile ilişkileri onun yürüteceğini de ekledi.
"ANKARA GERİ ÇEKİLDİ" La Repubblica gazetesi ise, "Avrupa tartışmaya yaklaşmadı. Ankara geri çekildi" yorumunu yaptı. Zirvenin Türkiye için hayal kırıklığıyla sonuçlandığını belirten La reppublica, Gül'ün "AB'ye girmek istiyoruz ve halkımızın iyiliği için başlatılan reformlara devam edeceğiz" sözlerine yer verdi. La Reppublica gazetesi, "Türklerin kapıyı çarpıp gitmesinden çekiniliyordu. Ama öyle olmadı" dedi. La Republica gazetesi, Türkiye tarih verilmemesinde Chirac'ın büyük rolü olduğunu savundu ve Chirac'ın Amerika'nın baskısından ve Türkiye'nin ısrarcı tutumundan rahatsız olduğunu söyledi. Türk halkının yorumlarına yer veren gazete Türk basının da ikiye bölündüğünü, Cumhuriyet'ten Nilgün Cerrahoğlu'nun kararı "Kabus" olarak değerlendirdiğini, Milliyet'ten Hasan Cemal'in ise "Bir yıl önce tarihi rüyamızda bile görmüyorduk. Şimdi var. Bardağın dolu kısmına bakalım" yorumunu yaptığını yazdı.
Sokaktaki halkın hayal kırıklığı içinde olduğu ve Türkiye'nin Avrupa'ya yeni kabul edilen ülkelerden bir eksiği olmadığı halde din farklılığı nedeniyle dışlandığı görüşünde olduğu belirtildi.
"KIBRIS ÇÖZÜMSÜZ KALDI" Il Messaggero gazetesi ise "Türkiye'nin avukatları Berlusconi ve Blair dün sabah Türkiye'nin önüne koyulan anlaşmadaki 'eğer' sözcüğünü kaldırmaya çalıştılar ama olmadı" şeklinde yazdı.
Almanya ve Fransa'nın dayattığı tarih ve yaptırımların virgülününe dahi dokunulamadığını belirten Il Messaggero, "Türkiye'nin Kopenhag kriterlerine uyup uymadığı 2004 aralığında gözden geçirilecek ve olumlu sonuç çıkarsa görüşmeler 6 ay içinde başlayacak" dedi.
Kıbrıs sorunun çözümsüz kaldığını vurgulayan gazete, Denktaş'ın, "Kıbrıs'ı bir Hıristiyan kalesi yapmak istiyorlar" sözlerine yer verdi. Başbakan Berlusconi'nin İtalya'nın meselerini bir yana bırakıp öncelikle Türkiye'nin durumunu gündeme getirdiği hatırlatıldı ve Berlusconi'nin Türkiye açısından alınan kararı "tatminkar" bulduğunu söyledi.
Manzara'nın Türkiye açısından olumsuz yorumlanmasına karşın AB'ye yeni katılan ülkelerden Türkiye'nin üyeliğine muhalefet olmayacakları sözü alındığı hatırlatıldı ve Berlusconi'nin " Kısmen memnunuz. Fransa ve Almanya bir tarih önerdi. Biz daha erken bir tarih önerdik. Sonunda ikisinin ortası bir karar varıldı. Ankara için olumlu olduğuna inanıyorum. Tarihi bir sonuç alındı" dediği kaydedildi.