Tuzla psikolojik alarm da veriyor!

İstanbul Tuzla’da yaşanan kimyasal atık olayı, bölgede yaşayanları olumsuz etkiledi. Yaşanan toplumsal olayların travmalara, psikiyatrik rahatsızlığı olan hastalarda ataklara ve alevlenmelere yol açabileceğine dikkat çeken uzmanlar, “Psikiyatri hastaları ilaçlarını aksatmamalı” uyarısında bulundu. Bir bölgede ciddi bir travma yaşandığı zaman insanların birbirlerine bağlanmak yerine birbirleriyle çatışmayı tercih edebileceğini belirten uzmanlar öfke kontrolü konusunda dikkatli olunmasını öneriyor

İstanbul’un sanayi bölgelerinden Tuzla’da kanalizasyona boşaltılan kimyasal atık nedeniyle geniş bir bölgeyi etkileyen keskin koku, korku ve paniğe neden oldu. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Mahir Yeşildal, Tuzla’da yaşanan olayın çevrede yaşayanlar üzerinde travma etkisi oluşturduğunun altını çizdi.

Travmatik olaylar panik atağı artırabilir

İnsan beyninin tahammül edemediği birkaç şeyden birinin belirsizlik olduğunu belirten Psikiyatri Uzmanı Mahir Yeşildal, yetkililerin belirsizlikleri ortadan kaldırması gerektiğini söyledi. Travmatik olayların psikiyatrik hastalıkları alevlendirebileceğine dikkat çeken Yeşildal, şöyle konuştu:

Reklam
Reklam

“Burada somut bir olay var. Bir koku var, kanalizasyon sistemine dökülen maddeyle ilgili uzmanların yaptığı çeşitli uyarılar var. Ancak hala insanlar için bir belirsizlik söz konusu. Ruhsal anlamda sağlıklı insanlar bu tip belirsizlik durumlarını sağlıklı savunma mekanizmalarıyla tolore edebilirler. Normal yaşantılarına, işlerine devam edebilirler genellikle ancak psikolojik altyapısı zayıf olan ya da çeşitli psikiyatrik tedaviler gören kişilerde özellikle anksiyete bozukluğu olan kişilerde, somatizasyon yani bedenselleştirme bozukluğu olan kişilerde zehirlenme ihtimalinin kendisi anksiyetenin, somatizasyonun daha belirgin bir hal almasına neden olabilir. Biz bu tip durumlardan sonra örneğin panik atakta çok ciddi artışlar görüyoruz. Bedenselleştirme bulgularında çok ciddi artışlar görüyoruz. Bunlar ilgili maddelerin neden olduğu etkenlerden ziyade bu maddelerin psikolojik etkilerinin neden olduğu sonuçlar yani bu madde acaba beni zehirleyecek mi, beni kanser yapacak mı, benim ölümüme neden olacak mı, yakınlarıma bir şey olacak mı korkusuyla insanlar psikiyatri polikliniklerine başvurular. Burada maddenin gerçek anlamda vücuda toksik etkiler yapıp yapmaması bu kişiler için en azından ikinci planda düşünülür.”

Reklam
Reklam

Yetkililerin ve medyanın üslubu panik oluşturmamalı

Yetkililerin kullandığı üslubun da önemli olduğunu belirten Mahir Yeşildal, “Yetkililerin ve medyanın kullandığı üsluba çok dikkat etmesi gerekiyor tabii ki ciddi bir sağlık tehlikesi söz konusuysa bunu uygun dille ifade etmeleri ve insanların önlem almalarını sağlamak gerekir. Ancak eğer ciddi bir sağlık tehlikesi oluşturmayacaksa sırf sansasyon olsun, çok fazla haber değeri taşısın diye bu tip konuları haberlerde çok uzatmamak gerekiyor” diye konuştu.

Psikotik hastalar takip edilmeli

Bir diğer hasta grubunun da şizofreni ve psikoz hastaları olduğunu belirten Yeşildal “Kendisinin takip edildiğini, kendisine birilerinin zarar vereceğini yediğine içtiğine insanların zehir kattığını düşünen bir şizofreni hastası düşünün. Böyle bir olay vuku bulduğunda bu hezeyanını gerçekleşmiş olarak kabul edecek ve bir psikotik alevlenme ortaya çıkabilir. O yüzden Tuzla bölgesinde ve bütün Anadolu yakası için söz konusu bu; özellikle Tuzla bölgesinde psikotik ve şizofreni hastalarının gündüz devam ettiği Toplum Ruh Sağlığı merkezlerinin bu hastalardaki psikotik alevlenme konusnda bir miktar daha dikkatli olmaları, hastalarını dikkatli takip etmelerini öneriyorum” dedi.

Reklam
Reklam

İlaç kullanımı aksatılmamalı

Olayın ardından ilaç alımında aksamalar yaşanabileceğine dikkat çeken Mahir Yeşildal, “Ailede, mahallede bir telaş söz konusu olduğunda kişiler günlük yapması gereken bir çok şey, aksatabiliyorlar. Bu da günlük kullanıılması gereken ilaçların alınmamasına yol açabilir” uyarısında bulundu.

Dedikodulara itibar edilmemeli

Böyle durumlarda herhangi bir psikiyatrik rahatsızlığı bulunmayan sağlıklı insanların nasıl davranması gerektiğine de değinen Mahir Yeşildal, “Bu kişilerin de öncelikle özellikle yetkili kişilerin söylediklerini takip etmeleri ve bu konuyla alakalı yetkilierin dışında dedikodu gibi söylentilere çok fazla itibar etmemeleri gerekir. Çünkü dedikodular sağlıklı insanların da ruh sağlığını bozabilir” dedi.

Tuzla’da trafikte olanlar sinirlerine hakim olmalı

Deprem gibi olaylardan sonra boşanma vakalarının arttığına dikkat çeken Mahir Yeşildal, öfke kontrolünün önemine işaret etti: “Bu ne demek? Bir bölgede ciddi bir travma yaşandığı zaman insanlar birbirlerine bağlanmak yerine birbirleriyle çatışmayı tercih edebiliyor. Dolayısıyla Tuzla bölgesinde trafikte olan kişilerin, stresli işi olan kişilerin bir miktar daha sinirlerine hakim olması gerekiyor. Hem ev içerisinde hem sokakta sinirlerine hakim olması, sakin olmaya çalışmaları lazım. Çünkü bu belirsizlikle alakalı bir şey. İnsanoğlunun en fazla çözemediği şeyler belirsizlik ve ölüm gibi konular. Biz bu konuları zihnimizde bir yerlere oturtarak çözmeye çalışıyoruz. Bu oturtmaya çalıştığımız yer sağlıksız olduğu zaman anksiyete bozukluğu gibi sorunlar ortaya çıkıyor. İnsanların ruh sağlığı açısından yetkililerin bu belirsizliği gdermesi gerekiyor. Kişilerin de sokaktaki dedikodulara itibar etmemeleri gerekiyor.”

Reklam
Reklam

Hayatınıza olduğu gibi devam edin

Psikiyatri Uzmanı Mahir Yeşildal, Tuzla’da yaşayanların psikolojik olarak kendişlerini korumaları için de şu tavsiyelerde bulundu: “Toplumsal bir travmayla karşılaşıldığı zaman bununla en rahat baş etme metodu hayata mümkünse olduğu gibi devam etmek yani öğretmense rapor almadan okuluna devam etmeli. Kişinin çocuğu varsa okula göndermeli. Kendisi gidip dükkanını açmalı. Eğer o günpazara çıkacaksa mutlaka pazara çıkmalı. Bu olayın kendi hayatında bşrbe bir değişikliğe yol açmamasını sağlamak gerekiyor. İkincisi bu olayların dedikodu şeklinde konuşulduğu ortamlardan uzak durulması gerekiyor. Üçüncüsü de sosyalleşmeye bir miktar daha zaman ayrılmalı. Deniz kenarında yürüyüş ve spor yapmak rahatlatabilir.”

Anahtar Kelimeler: