Kişinev – AA- Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Türkiye'nin ne kadar fazla ihracat yaparsa o kadar fazla demokrasisinin olacağına inandığını belirterek, "Bu kişi başına gelir seviyesinde demokrasinin lastiği bize bol geliyor" dedi.
Tüzmen, Moldova'da 3 gün süren resmi ziyaretinin ardından gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında, Rusya'nın Türkiye'den meyve ve sebze alımını durdurmasıyla ilgili soru üzerine, çiftçilerin kayıt altına alınması, üretilen ürünlerin sertifikalandırılması ve analiz laboratuvarlarının artırılması gerektiğini ifade etti. Kürşad Tüzmen, "Bakıyorsunuz analiz laboratuvarına giden ürünle daha sonra analiz laboratuvarından çıkan ürün arasında fark var. Karşı taraf bunu görüyor. Birkaç tane mikrop yüzünden hiç günahı olmayan bir çok çiftçi ve üretici zarar görüyor. Bu tip insanların da sistemden ayıklanması lazım" dedi.
Tüzmen, bir başka soru üzerine Tekel ürünleri ve şaraba uygulanan vergilerin AK Parti iktidarı ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını söyledi. 'Bu iktidar geldi, görüş açısından dolayı bu işi vergilendiriyor' şeklindeki düşüncenin söz konusu olmadığını ifade eden Bakan Tüzmen, şöyle konuştu:
"Gelir - gider dengelerinin yerli yerine oturtulması lazım. Bu sadece yerli ürün için değil dışarıdan gelen ürünler için de geçerli. Pahalıya içme konusu şu; sizin gelir gider dengeniz dört dörtlük olur, o zaman şarabı da ucuza içersiniz, mazotu da petrolü de ucuza kullanırsınız. Türkiye gibi bir ülkede siz mecbursunuz bir takım ürünleri vergilendiriyorsunuz. Bir de tabii bizim maliyemizin kolayına gelir; direkt ürün üzerinden alınan vergiler. Bunlar fazla uğraşmadan aldığınız vergilerdir. Millet de şarabı çerken fazla hissetmezler diye düşünüyorlardır herhalde."
Devlet Bakanı Tüzmen, Anayasa değişikliği tartışmalarıyla ilgili olarak da bu tür tartışmaların içine girmek istemediğini, Türkiye'nin ihracatını artırmak için çalıştıklarını kaydetti. Tüzmen, şöyle devam etti:
"İhracat eşittir demokrasi. Demokrasi dediğiniz rejim kişi başına 15 bin doların üzerinde olan ülkelerde oluyor. Ancak 20 bin, 25 bin dolarlar seviyesine geldiğin zaman kişi başına gelirde, o zaman demokrasinin bütün kurum ve kuruluşlarıyla bir ülkede uygulanabileceğini görürsünüz. Bu gelir seviyesinin altındaki demokrasiler biraz
olgunlaşmamış demokrasiler oluyor. Bugün Türkiye'de gördüğünüz gibi..."