Çağıl Kasapoğlu
BBC Türkçe
Türkiye'de sosyal medyaya erişim geçen hafta bir kez daha geçici olarak kısıtlandı.
YouTube, Twitter ve Facebook'a erişim engelinin getirilmesinin nedeni, İstanbul'da DHKC'nin rehin aldığı ve kurtarma operasyonu sırasında hayatını kaybeden savcı Mehmet Selim Kiraz'ın başına silah dayalı halde çekilen fotoğraflarının sosyal medyada paylaşılmasıydı.
Sosyal medya şirketleri mahkemenin talebi üzerine istenmeyen içerikleri sildi, sitelere erişim yeniden sağlandı.
Fakat uygulama bazı soru işaretlerini de beraberinde getirdi:
"Sosyal medyanın sansürlenmesi mümkün mü?"
"Kullanıcıların yasakla birlikte toptan engellenen erişim hakkı, bilgi alma ve iletişim hakkı ne olacak?"
Adalet ve Kalkınma Partisi'ne (AKP) yakın aktif bir sosyal medya kullanıcısı olan Taha Ün şikâyetler doğrultusunda uygulandığını söylediği erişim kısıtlamasını doğru buluyor.
Hayatını kaybeden savcı Kiraz'ın başına silah dayalı halde çekilen fotoğraflarının paylaşılması gerekçesiyle getirilen karar için Taha Ün, "İki sebebi var. Birincisi, aile yakınlarının bireysel hakları, evrensel sebepler. Hiçbir çocuk babasını internette kafasına silah dayanmış halde görmek istemez. Diğer sebep de DHKP-C'nin terör örgütü olması. Bu içeriklerin kalması demek terör örgütünün propagandası demek" diyor.
'Bizim Twitter sansürlü'Hukukçu akademisyenler Yaman Akdeniz ve Kerem Altıparmak ise erişim engelleme kararlarına dün mahkeme yoluyla itiraz etti.
BBC Türkçe'ye konuşan Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz, ana akım medyaya alternatif olarak öne çıkan ve sanal ortamda kullanıcıların kendilerini özgürce ifade edebildikleri, bilgi paylaşabildikleri özgür bir platform olarak görülen bu şirketlerin Türkiye mahkemelerinin aldığı her karara uyacaklarını söylüyor.
Peki şirketler bu kararlara uyarak kendi etik ve demokratik değerlerinden uzaklaşıyor mu?
Akdeniz bu sorulara "Evet, maalesef öyle" cevabını veriyor ve ekliyor:
"Sizin (İngiltere'de) aldığınız veya Amerikalıların aldığı Twitter hizmeti ile benim Türkiye'de aldığım Twitter hizmeti arasında çok ciddi bir kalite farkı oluştu. Bizimkisi sansürlü, her an hesabınız kapanabilir."
Akdeniz'e göre Twitter gibi sosyal medya şirketleri "kapalı kalmak ve risk almak istemedikleri" için kararlara uyuyor ve "ekonomik çıkarları önde tutuyor."
"Ama belki de almaları gereken bir risk o. Çünkü zulüm görüyorlar" diyor Akdeniz.
'Ülkemin saygınlığı daha önemli'Taha Ün ise "Erişim engeli, Türkiye'deki kullanıcıları cezalandırmak adına yapılan bir girişim değil, Twitter'ı cezalandırmak adına yapılan bir girişim" yanıtını veriyor ve devam ediyor:
"Ben sonuçta telefonuma VPN'imi yüklerim Twitter'a girerim. Benim önümde bireysel bir engel yok. Burada Twitter'a 'Sen benim vermiş olduğum karara uymazsan, ben de senin Türkiye'deki kullanıcılarına erişimini zorlaştırırım' deniyor."
"(Twitter) neden Türkiye'yi tanımıyorsun? Sanki Türkiye'yi sosyal mecraları kısıtlayan sansürcü bir hükümetmiş gibi göstermeye kimin hakkı var?"
"Benim insanlarımın, vatandaşlarımının güvenliği özgürlüğü, ülkemin saygınlığı benim Twitter'a girme özgürlüğümden çok daha önemli."
Yeni düzenlemeUygulamaya giren yeni internet yasasıyla beraber, internet sitelerine erişim kişilik haklarının ihlali gerekçe gösterilerek kolayca kısıtlanabiliyor.
Bireysel başvurular dikkate alınıyor. Yasanın 9'uncu maddesinde şu ifadeler var:
"İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir."
'Seçim öncesi engellemeler artacak'Peki iki yıl üst üste seçim öncesi gelen yasaklar, seçim tarihi yaklaştıkça genişleyebilir mi?
Benzer uygulamaların tekrarlanma ihtimaline dair akademisyen Yaman Akdeniz, "Seçim öncesi daha çok olacak. Seçime kadar bu aç kapalar devam edecek. Seçime doğru tansiyon yükseldikçe farklı sebeplerle engellemelerde artış olacağını düşünüyorum" diyor.
Yamak Akdeniz, aynı yasa kapsamında Adana ve Hatay'da MİT'e ait TIR'ların durdurulmasına ilişkin haberlere ve Charlie Hebdo dergisinin karikatürlerini yayınladıkları için bazı gazete ve internet sitelerine getirilen yönelik kısıtlamalara dikkat çekiyor.
AKP'ye yakın sosyal medya editörü Taha Ün'e göre de bu uygulamalar tekrarlanabilir:
"Mutlaka böyle şeyler olabilir. İki temel nokta var. Birincisi Türk bireyin özel hayatı ve özel hayatın gizliliği ilkesi dünyadaki bütün kurumlardan, bütün şirketlerden ve sosyal medya platformlarından daha önemlidir. Twitter tekrar böyle bir sorunla karşı karşıya kalmak istemiyorsa, bu ilkeleri net bir şekilde uygulamalı".
Türkiye'de 7 Haziran'daki genel seçim öncesi, ana akım medyaya alternatif olarak kullanıcıların ve seçmenlerin başvurduğu sosyal medya mecraları yeni kısıtlamalarla karşı karşıya kalabilir gibi görünüyor.
Bu da, özgür bir platform olarak öne çıkan mecralarda "bireylerin ifade özgürlüğü hakkının kısıtlanması" olarak yorumlanıyor.
Yaman Akdeniz, "Türkiye'deki televizyon kanallarında konuşmak ve gazetelerde yazmak genel olarak siyasi eleştiri anlamında çok zorlaştı" diyor ve şu yorumu yapıyor:
"Dolayısıyla insanlar sosyal medya platformlarını daha özgür gördükleri, kendilerini daha rahat ifade edebildikleri için Twitter'a, Facebook'a dönüyor, YouTube'u kullanıyor. Ama artık bu da zorlaştı."