İSTANBUL (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dünya Ekonomi Forumu'na katılan devlet başkanları, iş adamları ve bürokratlar onuruna Swisotel'de akşam yemeği verdi.
Yemeğe Başbakan Erdoğan'ın yanı sıra Pakistan Başbakanı Syed Yousaf Raza Gillani, Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, İhlas Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mücahit Ören, İstanbul Valisi Muammer Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ile çok sayıda seçkin davetli katıldı. Dünya Ekonomik Forumu toplantısı nedeniyle konuklarıyla bir araya gelmekten memnuniyetini dile getiren Başbakan Erdoğan sözlerine, "Küresel olarak ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya geldiğimiz bu günlerde, bu ekonomik forum zamanlamasının fevkalade uygun bir zamanda yapıldığını düşünüyorum" diyerek başladı. Erdoğan, "Burada ortaya çıkacak görüş ve öneriler herkesin azami ölçüde itibar edeceği şeylerdir. Benimle birlikte bakan arkadaşlarım bu toplantıdaki önerileri dikkatle dinleyecek ve bunları gündemimize alacağız" dedi.
Fikir alışverişi ve dayanışma duygularının güçlenmesi açısından forumun faydalı olacağını umduğunu ifade eden Erdoğan, küresel finans krizinin Türkiye'yi etkilemesinin de kaçınılmaz olduğuna dikkat çekti. Erdoğan, "Ancak şu da bir gerçek ki; kriz her ülkeyi aynı boyutta etkilemiyor. Bunun en önemli nedenleri ülkelerin dış dengelerinin, enerji bağımlılıklarının, ülkelerin krizden etkilenme derecelerinin ve bunun yanında makro ekonomik sistemlerinin farklılık arz etmesidir. Bu çerçevede kamu otoritelerinin kendi ekonomilerinin zayıf ve güçlü yönlerini belirlemeleri ve bununla ilgili gerekli önlemleri almaları gerekmektedir. Önümüzdeki dönemlerde yaşanacak ekonomik krizden alınacak dersler çerçevesinde yeni çözümleri tartışmak ve geliştirmek gerekmektedir. Bu anlamda öncelikle gelişmekte olan ülkelerdeki bankacılık sektörüne ve bankalara yeniden tesis edilmesi oluşan resesyon beklentilerinin sona erdirilerek, tekrar reel büyümeye odaklanma önem arz etmektedir" şeklinde konuştu.
Erdoğan, "Dünya Ekonomik Forumu toplantıları siyasi liderlere, farklı platformda sadece iş dünyası temsilcileriyle değil, akademi, medya, din, sivil toplum ve sanat kuruluşlarının temsilcileriyle de bir araya gelme imkanı sağlıyor" dedi.
Ülkelerin ihraç mallarını ve pazarlarını çeşitlendirmeleri, iş ortamının iyileştirmesine yönelik tedbirler, ekonomik büyümenin tekrar tesisi ve istihdamın artırılması bakımından gerekli olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Ülkemi güvenli bir liman olarak tüm girişimcilere takdim ediyorum. Türkiye, Orta Asya, Ortadoğu, Balkanlar, Karadeniz ve Akdeniz'e komşu ülke olarak bu geniş coğrafyadaki tüm meselelerle yakından ilgilidir. Türkiye olarak sahip olduğumuz bu özel konumun gerektirdiği sorumlulukla bölge halklarının refahının arttırılması yönündeki çalışmalara gayret sarf ediyoruz. Belirsizlik, istikrarsızlık ve güvensizlik ortamını artık geride bırakmış olan Türkiye ekonomisi, gerçekleştirdiğimiz bankacılık reformlarıyla güçlü bir bankacılık sistemine sahip ülke konumuna yükselmiştir. Son dönemde ciddi mali güçlükler içine giren Batı ülkelerindeki bazı büyük bankaların aksine Türk bankalarının portföylerinde yüksek riskli yatırım enstrümanlarının oranı çok düşük seviyelerdedir. Ancak finans sektöründen başlayarak reel sektöre doğru uzanma eğilimindeki kriz, güçlü altyapısına rağmen Türkiye ekonomisini de belirli ölçüde etkileyecek. Etkinin derecesi Türkiye'nin yoğun ekonomik ilişkiler içerisinde olduğu AB ve bölge ülkelerinin etkilenme derecesiyle yakından ilgili olacaktır. Bu bakımdan bu krize birlikte karşı durmak ve olası çözüm yolları için işbirliği içinde çalışmak ortak menfaatimiz gereğidir. Bölgenin güçlü ekonomileri arasında olan Türkiye ekonomisi, sahip olduğu direnç ve esneklikle küresel krize karşı sadece kendi tedbirlerini almakla kalmayacak, ortak çözüm yolları için her türlü işbirliğine de seve seve destek sağlayacaktır" diye konuştu.
Erdoğan, "Bu krize birlikte karşı durmak ve olası çözüm yolları için işbirliği içinde çalışmak ortak menfaatimizin gereğidir. Bölgenin güçlü ekonomileri arasında yer alan Türkiye ekonomisi küresel krize karşı sadece kendi tedbirleri değil, ortak çözüm için her türlü girişime katkı sağlayacaktır" dedi.