Ülkemin adaletine güveniyorum

Son kitabında 'dini değerleri aşağıladığı' gerekçesiyle davalık olan Nedim Gürsel, Le Monde gazetesindeki yazısında Türkiye'yi savundu: Ülkemin adaletine güvenim var. Türkiye AB'ye girdiğinde böyle davalar olmayacak

Fransa'da en çok tanınan Türk yazarların başında Nedim Gürsel geliyor. Gürsel, son romanı "Allah'ın Kızlar" dava konusu olduğundan beri medyada eskisinden bile daha fazla yer alıyor. Birçok gazete ve dergi Gürsel'in yargılanmasıyla ilgili makaleler yayınlarken, ünlü romancı da televizyonlara ve gazete sayfalarına konuk oluyor. Bunlardan en ilginci yazarın Le Monde gazetesinde yayınlanan düşünce yazısı oldu. Gürsel "Türkiye, diğer Avrupa" başlıklı tam sayfa yazısında, Türkiye'nin üyeliğini savundu. Gürsel'in makalesinden bazı bölümler şöyle: Bugün, ikinci vatanım olarak gördüğüm Fransa başka bir görünüme sahip: Politik sınıf ve kamusal kanaat üzerinden kendi içine kapanmış ve kendini yadsıyan bir ülke görünümünde. Oysaki Avrupa'da, farklı olduğu için ötekinin dışlanması üzerine temellenmiş bir kimlik kurma denemelerinin tümü büyük trajedilerle sonuçlanmıştır.

Reklam
Reklam

Türkiye'nin olası üyeliği ise, entellektüelleri ve sanatçılarıyla geniş bir Türk azınlığın yasadığı Fransa'da, çoktan kaybolduğunu düşündüğüm şeytanları uyandırıyor. Çevresindeki zenginliklerle, özellikle Nazım Hikmet, Yasar Kemal gibi yazarlarla, çok etnisiteli ve çok kültürlü bir Avrupa hayali bir gün gerçek olacak mı? Valèry Giscard d'Estaing Türkiye'ye karşı argümanlarını sayarken "Başkenti Avrupa'da değil, nüfusunun yüzde 95'i Avrupa dışında yaşıyor " demişti. Oysa artık Avrupalı sayılan bir ülkenin başkenti olan Lefkoşa, Ankara'yla tam aynı boylamda bulunmuyor mu ve Beyrut'tan yalnızca 20 dakika uzakta değil mi? D'Estaing'in sözleri doğru değil çünkü o yüzde 5'lik topraklarda 20 milyondan fazla Türk yaşıyor. O topraklarda Bizans'ın başkenti olan İstanbul yer alıyor. Ülkem bugün AB ile müzakere ediyor ve AB'ye dahil olmak istiyor. Avrupa'nın kapısını çalıyor ve bu konuda daha yapması gereken çok şey olduğu halde her fırsatta da demokrasi ve ifade özgürlüğü ilkelerine bağlılığını hatırlatıyor. Şu anda "Allah'ın Kızları" isimli romanım Türkiye'de "dini değerleri aşağıladığı" gerekçesiyle yargılanıyor. Bu ifade özgürlüğüne büyük bir saldırı özellikle de laik olduğunu söyleyen bir ülkede. Ülkemin adaletine güvenim var. Umuyorum Türkiye AB'ye girdiğinde artık böyle davalar olmayacak.

Reklam
Reklam