Uludağ Ekonomi Zirvesi Başladı (2)

BABACAN: BUGÜNLERDE EURO-DOLAR TOTO OYNANIYOR Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, döviz kurunun yükselmesiyle ilgili olarak, "Euro,

BABACAN: BUGÜNLERDE EURO-DOLAR TOTO OYNANIYOR
Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, döviz kurunun yükselmesiyle ilgili olarak, "Euro, Dolar toto oynanıyor bugünlerde. Bunu Avrupa Merkez Bankası Başkanı dahil, Amerikan Merkez Bankası Başkanı dahil, bütün teknik ekipleri dahil, nerede nasıl duracağını bilen yok. Dünyada böyle bir belirsizlik ortamı var şu anda. Bütün gelişmekte olan ülkeleri olduğu gibi bizi de etkiliyor. Bizde kurda dalgalanmalar oldu. Biraz da kendi içimizdeki tartışmalar bu dalgalanmanın boyutunu biraz arttırdı" dedi.
Konuşmasında dünya ekonomisine değinen Babacan, "4’üncüsünü gerçekleştirdiğimiz zirvede dünya konjonktürünü ele almak istiyorum. Dünya ekonomisine Türkiye olarak G 20 olarak nasıl katkıda bulunacağız sizinle paylaşmak istiyorum. Küresel ekonomiden bugüne kadar 7-8 yıllık bir dönem geçti. Biz hep diyorduk ki krizler eğer finans sektörlü kaynaklı ise etkisi daha derin oluyor. Etkisi daha uzun sürüyor. Bunu şu anda yaşıyoruz. Hala dünya, 2007- 2008 yıllarından itibaren etkisi altına girdiği krizi tam anlamıyla aşabilmiş değil. Birçok ülkede derin sorunlar var" diye konuştu.
"AB UZUNCA SÜRECEK DÜŞÜK BİR BÜYÜME TRENDİNE GİRMİŞ GİBİ GÖRÜNÜYOR"
AB'nin uzun sürecek düşük bir büyüme trendine girmiş gibi göründüğünü belirten Babacan, "AB uzunca sürecek düşük bir büyüme trendine girmiş gibi görünüyor. Euro bölgesi deflasyon bölgesine resmen girmiş durumda. Japonya'nın son 10 yıldır yaşadığı gibi uzun süren ve deflasyon eşliğinde durgunluk, şu anda Avrupa'nın karşı karşıya olduğu en büyük risk. Bu riski gören Avrupa Merkez Bankası, olağanüstü tedbirlerle ve para politikalarını olağanüstü boyutlarda devreye sokarak Avrupa'da yeniden canlılığı elde etmeye çalışıyor. Fakat merkez bankalarının tek başına büyümeyi, istihdamı sağlamaları mümkün değil" ifadelerini kullandı.
" AVRUPA'NIN EN BÜYÜK SORUNU YAPISAL REFORMLARI GERÇEKLEŞTİREMEMEK"
Şu anda Avrupa'nın en büyük sorununun yapısal reformları gerçekleştiremiyor olduğunu vurgulayan Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ekonomi dediğimizde 3 ana başlık var. Birisi maliye, ekonomi, politikaları ve yapısal reformlar. Uyumlu ve eş zamanlı bir politika uygulanmadığı takdirde ülkelerin başarı elde etmeleri mümkün değil. Şu anda Avrupa'nın en büyük sorunu yapısal reformları gerçekleştiremiyor olmak. Merkez bankasının çok bol miktarda ve çok ucuz likiditeyi piyasaya sağlayacağını ilan etmesinden sonra hiçbir euro bölgesi ülkesinin veya bankasının batmasına izin vermeyeceğinin ortaya koymasından sonra, borç sorunu şimdilik perde arkasına alındı. Sahnede değil, perde arkasında bir yerde duruyor. Çözülmüş değil. Bu geçici de olsa bir rahatlama sağlıyor. Ama haksızlık oluyor. Hesabını kitabını iyi yapan ülkeler ile savruk, politikasız ve yanlış yollarda giden ülkeler aynı kefeye konmuş oluyor."
"BU FAİZ ARTTIRIMI DALGALANMA GETİRECEK"
Babacan, "Bizi ilgilendiren kısmı Avrupa'da bu durgunluk bizim temel ihraç pazarımız olan ülkelerle ilgili bizi endişelendiriyor. Amerika'da şu anda en güçlü toparlanmanın olduğunu görüyoruz. Bu yıl en erken haziran ayında ama belki yıl sonunda zamanlamasını henüz kendileri de bilmiyor başlayacak bu faiz artırımı döngüsü bütün dünyada az ya da çok bir dalgalanma getirecek. Bunun beklentisi bile küresel finansal göstergelerde çok ciddi değişiklikleri beraberinde getirdi" diye konuştu.
“İÇİMİZDEKİ TARTIŞMALAR BU DALGALANMANIN BOYUTUNU BİRAZ ARTTIRDI"
Babacan dolar kurunun yükselmesiyle ilgili olarak, "Euro, Dolar toto oynanıyor bugünlerde. Bunu Avrupa Merkez Bankası Başkanı dahil, Amerikan Merkez Bankası Başkanı dahil bütün teknik ekipleri dahil nerede nasıl duracağını bilen yok. Nerede durmalarıyla ilgili belki kendi iç hesapları olabilir. Ama yüzde yüz bir kontrol mümkün değil. Dünyada böyle bir belirsizlik ortamı var şu anda. Bütün gelişmekte olan ülkeleri olduğu gibi bizi de etkiliyor. Bizde kurda dalgalanmalar oldu. Biraz da kendi içimizdeki tartışmalar bu dalgalanmanın boyutunu biraz arttırdı" ifadelerini kullandı.
"BİZE ÖZEL BİR DALGALANMA DEĞİLDİ"
Babacan, kurdaki dalgalanmanın Türkiye'ye özel olmadığını vurgulayarak, "Bir kaç hafta içerisinde kurda dalgalanmalar oldu. Biraz da içimizdeki bu tartışmalar kurdaki bu dalgalanmayı biraz arttırdı. Her ülkede piyasa hareketleri yaşandı. Bize özel bir dalgalanma değildi. Şundan emin olun ki Brezilya'dan tutun da Hindistan'a kadar, Meksika'ya kadar her ülkede bu piyasa hareketleri yaşandı. Sadece bize özle bir dalgalanma değildi" dedi.
"GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERLE İLGİLİ SORUNLAR BÜYÜK"
Gelişmekte olan ülkelerle ilgili sorunların büyük olduğuna dikkat çeken Babacan, şöyle dedi:
"Gelişmekte olan ülkelerle ilgili sorunlar büyük. Gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızı son 10 yılda daha düşük. Düşük seyretmeye de devam edecek. Çin'de artık yüzde 9, 10 büyüme oranları bir hayal. Bu yıl yüzde 7'yi tutturabilir miyiz diye bir endişeye kapılmışlar. Çin ile ilgili büyüme beklentisi yüzde 5 küsurlarda. Önümüzdeki 10 yılın beklentisi demografi o tek çocuk politikası Çin'i bir süre sonra o kadar kötü vuruyor ki bir süre sonra büyüme hızı yüzde 2, yüzde 1'i bile yakalayamayacak, bundan belki 20 yıl sonra." .
"BREZİLYA'YA BAKTIĞIMIZDA BÜYÜME DURDU. YÜZDE 6 BÜTÇE AÇIĞI VAR"
Brezilya'da büyümenin durduğunu açıklayan Babacan, "Brezilya'ya baktığımızda büyüme durdu. Yüzde 6 bütçe açığı var. Gelişmekte olan ülkelere baktığımızda tablo eskisi kadar iç açıcı değil. Düşen petrol fiyatları da dünya ekonomisi üzerindeki etkisi olumlu. Ülkeden ülkeye değişiklik de gösterecek" dedi.
"G 20 BÜNYESİNDE KOBİ PLATFORMU"
Babacan, "Yatırımlar akıllıca yapılırsa o yatırım yıllarca ülkenin verimliliğine katkısı olur. Her yatırım aynı değer ve katkıda değil. Artık kaynaklar çok bol değil pek çok ülkede bütçe sorunu var. Bazı ülkelerde mali alan yok. Bu noktada kamu özel ortaklıkları çok önemli. Bununla ilgili başta Dünya Bankası olarak görev verdik. Hukuki ve finansman olarak standartlaşması için hukuki çerçeveyi nasıl daha güvenilir hale getirebiliriz ki özel sektör yatırım yapabilsin. Bu projelere menkul kıymetler vasıtasıyla yatırım yapmalarını nasıl sağlayabiliriz, bu da önümüzdeki gündemin konusu" ifadelerini kullandı.
"YENİ ANAYASA ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMİN EN ÖNEMLİ GÜNDEM MADDELERİNDEN BİRİ"
Yeni anayasa önümüzdeki dönemin en önemli gündem maddesi olacağını vurgulayan Babacan, "Bir ülkenin kendisine demokratik cumhuriyet demesi yetmiyor. Evrensel standartlarda demokrasi çalışıyor mu çalışmıyor mu? Önemli reformlar yaptık ama yeterli değil. Yeni anayasa önümüzdeki dönemin en önemli gündem maddelerinden birisi olacak. Sıfırdan, tertemiz yazılmış, kolay anlaşılan, gri alanların olmadığı açık, net, sağlam bir anayasa. Evrensel hukuk normlarını baz alan bir anayasa. En iyinin de iyisini referans olarak alıp oralardan hareket etmemiz gerekiyor. Merkezine de özgürlüklerin konduğu bir anayasa olması gerekiyor. Önümüzdeki dönem kritik olacak. Eğer yeni bir anayasa yazacak bir parlamento pozisyonu oluşabilirse, bu Türkiye için çok önemli bir fırsat olacak" ifadelerini kullandı.
"SEÇİMDEN SONRA ÖNCELİKLERDEN BİRİ YARGI REFORMUNU GERÇEKLEŞTİRMEK"
Babacan, "İstikrarı elde etmenin farklı yolları var. Çok baskıcı bir rejimle de bazı ülkelerde istikrarın sağlanabildiğini görüyoruz. Bizim bahsettiğimiz demokratik istikrar. Türkiye için gücünü demokrasiden alan bir istikrar önümüzdeki dönem olmazsa olmazlarımızdan. Hukuk devletinin tavizsiz olduğu bir ülkede istikrar olması çok önemli. Hukukun üstünlüğü ve güvenliği de son derece önemli. Bir hukuk devleti olmak şart. Seçimlerden sonra en önemli önceliklerden bir tanesi yargı reformunu gerçekleştirmek. Önümüzdeki dönemin en önemli reformlarından bir tanesi de yargı olacak. Adalet Bakanlığımızın üzerinde çalıştığı yeni, bir yargı reformu taslağını bizlerle paylaştı. Henüz bir taslak ancak güzel bir çalışma. Seçimlerden sonra en önemli önceliklerden bir tanesi yargı reformunu gerçekleştirmek" diye konuştu.
"YARGININ ANAYASA, YASA VE HAKİMLERİN VİCDANI İLE ÇALIŞIYOR OLMASI LAZIM"
17- 25 Aralık süreci ve yargı bağımsızlığına değinen Babacan, "17- 25 Aralık süreci. Şöyle böyle tartışılır eleştirilir ama Türkiye'yi belki en çok yaralayan kısmı bu sürecin yargıya olan güvenin büyük bir tahribat alması. Paralel bir yapılanmanın yargı sistemini kullanarak kendi amaçlarına ulaşmaya çalışmaları, böylesine Türkiye'yi sıkıntılı bir ortama sürüklemesi kabul edilebilir, affedilebilir değil. Yargının mutlaka anayasa, yasa ve hakimlerin hür vicdanı ile çalışıyor olması lazım" ifadelerini kullandı.
Babacan, "Eğitim reformlarını seçim sonrası hızlandıracağız. Niteliğe, kaliteye önem vereceğiz" dedi.
"BEN ARTIK HAZİNE'NİN İHALELERİNİ GAZETELERDE GÖRMÜYORUM BİLE"
Babacan, "Türkiye'de bütçe politikası alanında çok sağlam bir zemin var. Ben artık Hazine'nin ihalelerini gazetelerde görmüyorum bile. Eskiden 'şöyle oldu, böyle oldu, şu kadar teklif geldi' diye yazılırdı" dedi.
"MERKEZ BANKASI'NIN ARAÇ BAĞIMSIZLIĞI VAR"
Babacan, "Para politikalarıyla ilgili belirsizliği aşmamız gerekiyor. Para politikalarının sorumlusu Merkez Bankası. Hedefleri hükümet ile Merkez Bankası beraber koyar. Ama o hedefleri ulaşmak için Merkez Bankası'nın araç bağımsızlığı var. Bu anayasada çok açık bir şekilde var. O noktada şu anda ihtiyaç duyduğumuz daha çok öngörülebilirlik. Merkez Bankası tarafından ve mümkün olursa sadece Merkez Bankası tarafından yapılan iyi bir iletişim ile bu iletişim doğrultusunda güven uyandıran uygulamalar" diye konuştu.
"KORKACAK BİR ŞEY YOK"
Babacan, "Kendi içimizde sağlam durdurup politikalar uyguladıktan sonra korkacak bir şey yok. Zor bir dönemden de geçiyor olsak, kendi içimizde sağlam durdurup politikalar uyguladıktan sonra korkacak bir şey yok. Yeter ki hesabımızı kitabımızı iyi yapıp dünyayı iyi takip edelim. Her türlü senaryoya karşı hazır olalım" dedi.
"BÜYÜMEDE GEÇTİĞİMİZ YILI YÜZDE 3'ÜN BİRAZ ALTINDA KAPATACAĞIZ"
Babacan, "Geçtiğimiz yılı muhtemelen yüzde 3'ün biraz altında kapatacağız gibi görünüyor. 31 Mart'ta ancak TÜİK rakamları ile tamamlanabiliyor nihai rakamlar. Geçen senenin istihdam rakamları çıktı. Yüzde 5.8'lik bir artış var istihdamda. İşe adam alamaya devam ediyoruz. İşsizliğin artmasının nedeni iş gücüne katılım oranı çok çok arttı. Kadınların iş gücüne katılım çok çok arttı" diye konuştu.
"25 MADDELİK YAPISAL REFORM"
Babacan uygulanması gereken 25 maddelik yapısal reforma ilişkin şu başlıkların altını çizdi:
"Yapısal reformlarla büyümemiz gerekiyor. Önümüzdeki dönemin yapısal reform gündemine bakacak olursak 25 başlık var. Birincisi üretimde verimliliğin artması, ithalata olan bağımlılığın azaltılması, yurt içi tasarrufların arttırılması israfın önlenmesi, tasarruf oranlarımız düşük. İstanbul'un bir finans merkezi olması. Kamu harcamalarının rasyonelleştirilmesi. Kamu gelirlerinin kalitesinin arttırılması. İş ve yatırım ortamının arttırılması. İş gücü piyasasının etkinleştirilmesi. Kayıt dışı ekonominin azaltılması. İstatistiki bilginin arttırılması. Öncelikli teknolojik alanlarında ticarileşme. Kamu alımlarının teknolojiyi geliştirmeye ve yerli üretimi destekleyecek şekilde yönlendirilmesi. Yerli kaynaklara dayanan enerji üretimi. Enerji verimliliğinin geliştirilmesi, tarımda su kullanımının etkinleştirilmesi. Sağlık endüstrilerinde yapısal dönüşüm. Sağlık turizminin geliştirilmesi. Taşımacılıktan lojistiğe dönüşüm. Temel ve mesleki becerileri geliştirme. Nitelikli insan gücü için çekim merkezi. Sağlıklı yaşam ve hareketlilik. Ailenin ve dinamik nüfus yapısının korunması. Yerelde kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi. Rekabetçiliği ve sosyal uyumu geliştiren bir kentsel dönüşüm. Kalkınma için uluslararası işbirliği alt yapısının geliştirilmesi."

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: