Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Medya Sanatları ve Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Canan Dağdeviren, "Ben geleceğin implantable (vücuda yerleştirilebilir) aletler olduğunu düşünüyorum." dedi.
Dağdeviren, Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde moderatörlüğünü Google Türkiye Ülke Direktör Vekili Mehmet Keteloğlu'nun üstlendiği, "Çığır Açan Teknolojiler" başlıklı oturumda yaptığı konuşmada, MIT'de kendi grubuyla biyomedikal aletler yaptıklarını aktardı. Takımıyla dizayn ettikleri aletlerin tamamen vücuda uyumlu, derinin üzerine yapıştırılabilen, beynin içine girebilen, saçın, iç çamaşırının bir parçası olabilen minik aletler olduğunu anlatan Dağdeviren, "Fizik, kimya, biyoloji, elektrik, elektronik gibi bilimleri birleştirip bulunmamış ve denenmemiş aletleri yapmaya çalışıyoruz." diye konuştu.
Dağdeviren, doktora yaparken özellikle kalp hastalarının kalp yetmezliğine cevap bulabilmek için bir konsept geliştirdiklerini ve piezoelektrik denilen olgudan faydalandıklarını ifade ederek şöyle konuştu:
"Siz bu piezoelektrik malzemeleri esnek hale getirdiğiniz zaman ve onlar eğilip, büküldüğü zaman dışarıya voltaj ve akım veriyorlar. Siz bu gücü kullanarak biyomedikal aletlerinizi şarj edebiliyorsunuz. Mesela kalp yetmezliğiniz var ve kalbinizi monitörlemeniz gereken bir kalp pili kullanıyorsunuz. Bu piller her 6 ya da 7 yılda bir değiştirilmek durumunda çünkü içlerindeki batarya bitiyor. Monitörlüyor kalbinizi ve ritmi iyi olmadığı zaman kalbinizin iç çeperine gidiyor ve bir voltaj veriyor."
Yaptıkları sistemin kalbin, akciğerin ve diyaframın üstüne yapıştığını belirten Dağdeviren, şunları söyledi:
"Kalbiniz attıkça, siz nefes alıp verdikçe bu pil eğip bükülüyor ve güç oluşturuyor. Neden bunu yapıyoruz. Kalp en hassas organ. Eğer bu cihaz kalbin üzerinde çalışabiliyorsa hareket eden herhangi bir noktanın üzerinde çalışabilir. Kalbin bir diğer özelliği de hepimizin kalbi yılda 40 milyon kez atıyor ve biz bu enerjiyi ısı enerjisi olarak kaybediyoruz. Şu an kendi takımımla bu projeyi bir üst seviyeye daha çıkartıp diz kapaklarınızın, dirseklerinizin üzerine yapıştırılabilen ve kalçanıza yakın bölgelerde olabilen, iç çamaşırınızın parçası olabilen bir sistem geliştirmeyi hedefliyoruz. Günlük hayatta eğilip bükülünce, konuşunca, yürüyünce, hareket ettikçe bu mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürüp bu gücü gönderebileceksiniz."
"Ben geleceğin implantable (vücuda yerleştirilebilir) aletler olduğunu düşünüyorum." diyen Dağdeviren, yaptıkları son çalışmalardan birinin iğne şeklinde olduğuna ve dünyanın en büyük kulesi Burj Khalifa örnek alınarak yapıldığına dikkati çekti.
Bu aletin 3 boyutlu, beynin en ücra noktalarına kadar inebilen ve inerken hiçbir şekilde eğilip bükülmeyen bir elektronik alet olduğunu vurgulayan Dağdeviren, şunları kaydetti:
"Saç teli kalınlığınızdan yüz kat daha ince, içinde küçük parçacıklar var. Bir saniyeliğine parkinson hastası olduğunuzu düşünün. İlaçları ağız veya damar yoluyla alıyorsunuz. Bu da maalesef tüm vücudunuza etki ediyor, sadece o beynin çalışmayan noktasına değil. Biz beynin çalışmayan noktasına minik ilacı gönderebilmek için 3 boyutlu sistemler yapıyoruz. Bunları derinizin, kolunuzun altına yerleştiriyoruz. Beynin içine yollayıp, etrafını sementleyip sadece bilgisayardan gönderilen kodlar vasıtasıyla bir hayvanın sağa dönmesini, sola dönmesini, koşmasını ve durmasını sağlayabiliyorsunuz."