Uludere olayı kaçınılmaz hata

Adalet Bakanlığı’nın gönderdiği görüşte “Güvenlik güçleri terör operasyonunda fiili saldırı olmasa bile güç kullanabilir. Bir hata olduğunun anlaşılması kullanılan gücü haksız hale getirmez” denildi.

Adalet Bakanlığı’nın, Uludere’de bombardıman sonucu öldürülen mağdur ailelerinin yaptığı bireysel başvuru nedeniyle AYM’ye gönderdiği görüşte, ailelerin kabul etmediği tazminatın, “mağduriyeti giderme amaçlı” olduğu ve bu nedenle başvurunun kabul edilebilirliği açısından dikkate alınması gerektiği savunuldu. Görüşün altında Bakan adına Müsteşar Yardımcısı Selahattin Menteş’in imzası yer aldı. Genelkurmay Başkanlığı’nın 29 Aralık 2014 tarihli yazısı esas alınarak hazırlandığı belirtilen görüş yazısında başvurunun kabul edilebilirlik açısından incelenmesiyle ilgili olarak olayın, “kaçınılmaz hata” olarak değerlendirildiği belirtilerek, “Bakanlığımız ayrıca başvuruculara olay nedeniyle mağduriyetlerinin giderilmesi maksadıyla tazminat ödenmesi teklifinde bulunulduğunu AYM’nin dikkatine sunar” denildi.

Reklam
Reklam

Hata savunması

Bakanlık, AİHM’nin Pad - Türkiye davasında verdiği kararda da Türkiye’nin sınırda vurulan İranlı kaçakçıların ailelerine ödemeyi teklif ettiği 25’er bin doların ailelerce kabul edilmemesine rağmen AHİM’ce, “tazmin etme yükümlülüğünün yerine getirilmesi” olarak görüldüğünü belirtti. Bakanlık, hükümetin ailelere ödemeyi teklif ettiği tazminatın kabul edilmemesi üzerine Başbakanlığa iade edildiğini de ekledi. Başvurucuların, “yaşam hakkı ihlali” iddiaları ile ilgili olarak da şu görüşlere yer verildi: “Güvenlik güçleri, terör operasyonunda, henüz fiili saldırıya karşılaşmamış olsalar bile Avrurupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2/2. maddesindeki amaçları gerçekleştirmek için güç kullanabilirler. Ancak bu durumda güç kullanmalarının o sırada geçerli gibi görünen sağlam sebeplere dayandığına dair samimi bir inançları bulunmalıdır. Daha sonra bir hata olduğunun anlaşılması, kullanılan gücü otomatik olarak haksız hale getirmez. Aksini düşünmek, devlete ve kanun adamlarına görevlerine yaparlarken belki de kendilerinin ve diğerlerinin yaşamlarına zarar verebilecek gerçekçi olmayan bir külfet yüklemek olur.”

Reklam
Reklam

‘6 PKK’lı da öldürüldü’

Olaydan önce Genelkurmay’a intikal eden istihbari bilgilerden PKK’nın olayın meydana geldiği bölgede sınırdan geçerek büyük bir eylem hazırlığı içinde olduğunun anlaşıldığı ileri sürülen görüşte “3 Eylül 2014’te teslim olan bir örgüt mensubu ile yapılan mülakatta, olayla ilgili olarak,eğitim gördüğü kampta sorumlu düzeyde faaliyet yürüten örgüt mensubundan, olayda 6 örgüt mensubunun da hayatını kaybettiğini öğrendiğini, ölenlerin olayda haylatını kaybedenler arasından alınarak geri getirildiğini duyduğunu beyan ettiği bildirilmiştir” denildi.

Komutana soruşturma

Soruşturmanın askeri savcılık tarafından yapılmasının, “bağımsız yargı organlarınca” yapılmaması şikayetine dayanak gösterilmesine de karşı çıkan bakanlık, Genelkurmay’ın, “soruşturmada askeri savcının kendisinden üst rütbeli olan, korgeneral rütbesindeki bir kişiyi şüpheli olarak soruşturmaya dahil etmesinin hiyerarşik ilişki bulunmadığını gösterdiği” savunmasını aktardı. (Milliyet)

Anahtar Kelimeler: