Bir buçuk aydır gündemden düşmeyen Uludere olayında, ‘karar mekanizmasında’ hiçbir şekilde bulunmadıkları halde operasyonun kalbinde yer alan savaş pilotlarının, olaydan sonra yaklaşık 10 gün askeri üste izole edildikleri, bunda da operasyon sırasında duydukları tereddüt nedeniyle olaydan sonra psikolojik travma yaşamalarının etkili olduğu bildirildi. Askeri kaynaklar, olaydan pilotların psikolojilerinin olumsuz etkilendiğini, güvenlik gerekçesiyle de bir süre kimseyle görüşemediklerini doğruladı, ancak pilotların ‘tereddüt ettikleri’ iddiası doğrulanmadı.
Başkentte konuşulan iddiaya göre operasyonda görev alan dört pilot, operasyon sırasında ‘hedefin niteliği’ konusunda tereddüt bildirmişti ve operasyonda ölen 34 kişinin siviller olduğu anlaşılınca psikolojik travma yaşamıştı. Bu konuyu sorduğumuz askeri kaynaklar, pilotların yaklaşık 10 gün boyunca karargâh dışına çıkmadıklarını, ancak ikinci haftadan itibaren normal rutinlerine döndüklerini teyid ettiler. Karargâhtaki tecridin nedeninin ise “askerlerin olaydan psikolojik olarak olumsuz etkilenmesi” ve “güvenlik gerekçesi” olduğu ifade edildi. Ancak, pilotların operasyonda tereddüt duyduğu bilgisi askeri kaynaklarca doğrulanmadı.
‘Koordinat dışı veri yok’
Pilotlar, operasyon karar mekanizmasında yok ama uygulayıcı konumunda olduklarından operasyonun en kilit unsurları olarak görülüyor. Operasyon kararı, Kara Kuvvetleri’nin talebi doğrultusunda Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı komutanlıklarca alınıyor. Emir aldıktan sonra havalanan pilotları, insansız hava araçları Heron’ların görüntülerini alıp değerlendiren Batman’daki yer personeli yönlendiriyor.
Hedefin koordinatları şifreli olarak pilotlara iletiliyor ve pilotlar Heron’larca lazerle işaretlenen koordinatları bombalıyor. Heron’ları yönlendiren yer personeli, ilk sorti sonrasında hedefin hareketlerine göre yeni koordinatları diğer savaş uçaklarına iletiyor. Askeri kaynaklar, Uludere yakınlarındaki operasyonun jetler ve pilotlar için ‘gece uçuşu’ niteliğinde olduğuna ve pilotların düğmeye kendilerine verilen koordinatlar dışında hiçbir veri olmadan bastığına dikkat çekerek, “Sesten hızlı giderken hedefin kaçakçı mı PKK’lı mı olduğu konusunda bir yargıya varamazlar” diyor.
44 dakika süren operasyon sırasında dört ayrı sorti yapan dört F-16 pilotu ile yer personeli arasında geçen diyaloglar incelendiğinde operasyon sırasında bir tereddüt ortaya çıkıp çıkmadığının görülebileceğine işaret ediliyor.
Heron görüntülerini izleyen İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, kayıtlarda uçakların görünmediğini vurgularken, pilotların tereddüt edip boş sorti yapıp yapmadığının da o görüntülerden anlaşılamayacağını söyledi. Görüntülerden pilotların süreçteki rolünün sadece kendilerine şifreli iletilen koordinatı bombalamak olduğunun anlaşıldığına dikkat çeken Üstün, iddianın ‘şehir efsanesi’ olduğu ve pilotların bu olayda hiçbir sorumluluğunun bulunmadığı görüşünde.
Aygün: Dört kişi niye bırakıldı?
Görüntüleri izleyen Meclis komisyonunun CHP’li üyesi Hüseyin Aygün bombalananların PKK’lı olmadığının anlaşıldığını ısrarla savunuyor. Aygün pilotların tereddüt edip etmediğini ise anlamadıklarını vurguladı:
“Dört ayrı bombalama var. İlki 21.40, ikincisi 21 50, üçüncüsü 22.03 ve sonuncusu 22.24’te. Aşağıdaki grup dörde bölünmüş. Uçaklar bu dört grubu ayrı ayrı vurmuş. İlk bombalamadan sonra bile aşağıdakilerin PKK’lı olmadığı çıkarılabilir. Nitekim kaçmak yerine toplu halde hareketsiz ölümü beklemişler. PKK’lılar olsa refleksleri böyle olmazdı herhalde. Bombalardan, o gruplardan uzakta oldukları için kurtulan dört kişi de Heron tarafından takip edildiği halde, jetler görevi tamamlamış. Madem Fehman Hüseyin’in olduğuna inanılıyor, o dört kişiden biri de Fehman Hüseyin olabilirdi. Bir yanlışlık görmedilerse Heron’lar izlediği halde, kaçan dört kişinin peşi neden bırakılmış?”