"Uluslararası Balkan Savaşları Ve Edirne Sempozyumu"

Edirne Valisi Hasan Duruer, Balkan Savaşları sonunda 5 milyon Müslüman'ın yurtlarından olduğunu söyledi.

Duruer, Edirne Valiliği'nce, Devecihan Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Uluslararası Balkan Savaşları ve Edirne Sempozyumu"nda yaptığı konuşmada, Balkanlar'ın tüm Türkiye'yi, özellikle Edirne'yi ilgilendirdiğini belirtti.

Balkanlar'ın tam 400 yıl Osmanlı hakimiyetinde kaldığını anımsatan Duruer, "Bazı yerler 500 yıldan fazla hakimiyetimizde kalıyor. Buraya büyük bir medeniyeti ve büyük bir kültürü taşıyoruz. Balkanlar'a çıkmadan önce de Ahmet Yesevi'nin dervişlerinin belki 100 yıl önce Balkanlar'da olduğunu biliyoruz. Gerek İslam'ı, gerekse Türklüğü anlatma konusunda, Balkanlar'daki insanlara kendi medeniyetimizi tanıtma konusunda dervişlerin çok büyük katkıları var" diye konuştu.

Duruer, Fransız İhtilali ile ortaya çıkan milliyetçilik akımlarının, Osmanlı coğrafyasını da etkilediğini anlattı.

1912-1913 yıllarında devam eden Balkan Savaşları'nın hezimetle sonuçlandığını anımsatan Duruer, şunları kaydetti:

"Yaklaşık 400-500 yıl arasında kalmış olduğumuz bu büyük coğrafyayı bir hiç uğruna kaybediyoruz. Bir nevi milisler maalesef ordumuzu tarumar ediyor. Edirne'ye kadar geliniyor. Edirne'de Şükrü Paşa'nın o meşhur müdafaasıyla ancak 5,5 ay dayanabiliyoruz. Balkan Savaşları neticesinde de tam 5 milyon Müslüman yerinden, yurdundan ve yuvasından oluyor.

Bu insanlar Edirne'den itibaren İstanbul'a kadar geliyorlar. 2 milyon Hristiyan buradan göç etmek mecburiyetinde kalıyor. Yüz binlerce Müslüman'ın şehit olduğunu biliyoruz. Balkan Savaşları sadece 1913 ile sınırlı kalmıyor. 1991 yılında maalesef Avrupa'nın ortasında tam 250 bin Müslüman şehit ediliyor ve bu hadiseler dünyanın gözü önünde oluyor."

-Tabyalar restore edilecek-

Duruer, Edirne'de 30 tane tabyanın bulunduğunu, Hıdırlık Tabyası'nın Osmanlı'nın Balkanlar'a çıkışından itibaren o muhteşem medeniyetini, savaşlarıyla, kültürüyle yansıtan bir müze kurmak istediklerini belirtti.

Şükrüpaşa Anıtı'nı da "Balkan Savaşları ve Edirne Müdafaası Müzesi" haline getireceklerini kaydeden Duruer, "Şu anda Balkanlar'da özellikle Avrupa Birliği'ne girdikten sonra büyük bir huzur ve büyük bir sükun var. Biz de Valilik olarak Balkanlar'dayız. Balkanlar'la irtibatımız bundan sonra da devam edecek. Edirne'nin tekrar Balkanlar'ın merkezi yapılması konusunda çalışmalarımız devam ediyor" diye konuştu.

-"Türk tarihinde at önemlidir"-

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Genel Türk Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mualla Uydu Yücel de Türklerin "ordu-millet" bir millet olduğunu söyledi.

Yücel, Türklerin dünya tarihine çok şeyler bağışladığını, bunlardan en önemlilerinin devlet teşkilatı ile askeri taktik ve askeri teşkilat olduğunu vurguladı.

Türklerin yaşadığı zor şartların, daha çocuk yaştan itibaren kendilerini, devletlerini, vatan saydıkları toprakları savunmaya sevk ettiğini belirten Yücel, "Türk tarihi hakkında bilgi veren Çin kaynakları başta olmak üzere, çok küçük yaştan itibaren Türklerin ilk başta daha ana karnında annenin yanından ayrılır ayrılmaz, bir koyunun üzerine bindirildiğinden ve daha sonra o koyunun üzerinde önce farelere, daha sonra gelinciklere ok atarak ok atmayı öğrendiklerini ve belirli bir yaşa geldikleri zaman da artık tam bir süvari olduklarını görüyoruz" diye konuştu.

Türk askeri taktiğinde atın önemli bir yeri olduğunu belirten Yücel, "Dünya tarihinde sadece bizim değil, dünyanın da kabul ettiği en önemli özelliklerimizden bir tanesi, atın ehlileştirilmesi ve silah vasıtası olarak da kullanılmasıdır. Bunu sağlayan da yine Türklerdir. 'Turan taktiği' herkes tarafından bilinir. Bu taktiğin esasını zaten at oluşturur. Atı çok iyi kullanmanız gerekir ki, bu taktiği çok iyi uygulayabilesiniz" dedi.

Muhabir: Gökhan Balcı / Salih Baran