Uluslararası Kafkasya Konferansı İstanbul'Da Gerçekleşti

İnsanı Müdafa ve Kardeşlik Derneği (İmkander) tarafından Haliç Kongre Merkezinde düzenlenen Uluslararası Kafkasya Konferansında, Kafkas halklarının sorunları konuşuldu.

Konferans, Kafkas diasporasını İstanbul'da buluşturdu. Dünyanın farklı pek çok ülkesinden İstanbul'a gelen Akademisyen, İnsan Hakları Savunucuları ve Kafkas Diasporası temsilcileriyle birlikte yapılan konferansta Kafkasya'nın ve özellikle Çeçenistan'ın işgal altındaki durumları konuşuldu. Finlandiya, Almanya, Japonya'dan gelen misafirler Kafkasya hakkında araştırmalarını ve yaşadıklarını anlattılar.

Konferans Kuran-ı Kerim okunmasıyla başladı ve "Kuzey Kafkasya tarihinde siyasi hareketler ve birlik çabaları", "Kuzey Kafkasya'da insan hakları ihlalleri", "Kafkasya'da işgal, sürgün ve direniş olgusu" olmak üzere 3 oturumda gerçekleştirildi. Konferansın açılışını Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, Alla Dudayeva ve Budist rahip Junsei Terasawa yaptı. Terasawa, "Çeçen ve Kafkas halklarının acılarını bilirim. Sovyetler'de ve sonrasında Kafkasya'da bulundum. Orada çok acı ve ızdırap gördüm. Bir an önce

Çeçenistan'a ve Kafkasya'ya barışın gelmesi gerekiyor. Sadece Kafkasya'da değil bütün dünyada barışın gelmesi temennimdir. Çeçenlerin kahramanlıkları beni çok etkilemiştir. Kafkas halklarının bize dünya barışında önderlik edeceklerinden eminim. Ben Kafkasların mücadelesini gönülden destekliyorum" dedi.

"İSLAM İÇİN TAM BAĞIMSIZLIK"

Birinci oturumda konuşan Yrd. Doç. Dr. Alev Erkilet, "Kafkasya sorununu anlayabilmemiz için sorunun temeline inmemiz gerekiyor. Rus sömürücülüğünü ele almadan Kafkasya sorunundan bahsedemeyiz. Sömürüden kurtulmamız gerek. Eğer biz islamı yaşamak istiyorsak ilk hedefimiz bağımsızlık olmalıdır" dedi. Rusların her durumda haklarının verileceklerini söylediklerini ama bunun sadece siyasi bir laftan öteye gidemediğin belirten Erkilet, "Biz Rusların kolonisi altında değil ancak bağımsız bir Kafkasya'yla İslam'ı

yaşayabiliriz. Kafkas Halkları hiçbir zaman savaştan vazgeçmemiştir" dedi.

Oturumun ikinci konuşmacısı, Rus vatandaşı olduğu halde çeçen davasını sahiplendiği için Rusya'ya girmesi yasaklanan Finlandiya'dan Rus asıllı Elena Maglevannaya oldu. Maglevannaya, Rusya hapishanelerinde olan mücahitlerin durumlarından ve işkencelerden bahsetti. Elena; Rusyanın terör uyguladığını ve bir an evvel bu şiddete son vermesi gerektiğini söyledi.

SORUNLARIMIZI ANCAK İSLAM DÜNYASIYLA ÇÖZEBİLİRİZ

Oturumun ikinci kısmında Toplama Kampı Tutsakları Derneği adına konuşan Çek Cumhuriyetinden Vaha Banjaev; "Avrupa bizi siyasi bir araç olarak kullanmaktadır. Biz Avrupa'dan ümitli değiliz. Biz İslam dünyasından ümitliyiz. 185 bin Çeçen kamplarda işkenceyle sakat hale gelmişlerdir. 16 bin kişi ise kayıp. Ben olayların içerisindeydim gözümün önünde 25 kişiyi öldürdüler. Ben kulağımı bırakarak kurtulabildim." dedi. Avrupa ve Rusya her zaman sorunlarımızın çözüleceğini söylüyorlar ama yalan söylüyorlar. Biz sorunlarımızı ancak İslam dünyasıyla birlikte çözebiliriz. Biz şuan savaşmıyoruz ama savaşamasak bile sesimizi duyurmak zorundayız." dedi. Bandaev, Avrupa'ya bu meseleler için tam 12 senedir gittiğini ve hiç birinden sonuç alamadığını artık Avrupa'dan medet ummanın saflık olacağını dile getirdi. "Avrupa asla uyanamaz. Ben 12 senedir kapılarını çaldım uyanmıyorlar" dedi.

JAPON HALKI KAFKAS SORUNU KONUSUNDA BİLGİSİZ

Oturumun ikinci konuşmasını yapan Japonya'dan İnsan Hakları Aktivisti Yukiko Kıkuchi; Japon halkının Kafkasya sorunu üzerinde bilgisizliğine dikkat çekti. Kıkuchi konuşmasında;" Japon halkı Çeçenler konusunda bilgisizler. Bölgeyi bilmiyorlar. Bildikleri şey sadece Televizyonlardan Çeçenlerin İntihar eylemleri. Ben Kafkasya'da sorun olduğunu çok sonraları öğrendim ve Üniversitemde araştırmalarımı bu yönde yaptım." dedi. Kafkasya meselesinin üzerine gittikten sonra Rusya devleti'nin kendisine yönelik baskısının arttığını dile getiren Kıkuchi; "Bir gün Rusya'ya gitmek üzeri tam uçağa binecekken Rusya'ya girişimin yasak olduğunu öğrendim" dedi.

"TÜRKİYE'DE BİR DUYMAMAZLIK VAR"

3. oturumda konuşan Dağıstanlı Özden Öner ise "Ben dilimi Çeçen savaşından sonra öğrendim. Onların mücadelesi sayesinde kendi dilime sahip çıkabildim. Bizim sorunumuz görmezden geliniyor. Dünya 3 maymunu oynuyor. Müslüman öldüğünde soykırım olmuyor mu? Biz Allah-ü Ekber sesini kısmayacağız" dedi. Kafkasya'nın topraklarının korunmasından öte Allah yolunda cihat ettiklerini dile getiren Öner; "Bütün dünya tek bir bayrak altına girmedikçe bu zulüm bitmez." Dedi. Kafkas meselesi hakkında Türkiye halkını

eleştiren Öner; " Türkiye'de bir duymamazlık var. Diaspora bu imtihanı zaten kaybetti. Ama Türkiye de sesini Maalesef çıkarmıyor. Dünya biz müslümanız diye seslerini çıkarmıyor. Tamam anladık da Diaspora ve Türkiye de sessiz kalıyor. İşte bu durum bizi üzüyor. Eğer nedeni Allah-ü Ekber sesleriyse vay halimize." Geçen sene İstanbul'da öldürülen Çeçen muhacirler hakkında konuşan Öner; "Türkiye'de 6 kişi öldürüldü kimsede ses seda yok. Ortadoğu'ya, Afrika'ya yön vermeye çalışan Türkiye Cumhuriyeti Kafkasya'ya ses çıkarmıyor. Ben diasporalı olmaktan utanıyorum. Mahşerde herkes sorgulanacak. Başbakanından en alttaki kişiye kadar. Biz Kuzay kafkasya'nın bağımsızlığını savunuyoruz. Elbet bir gün tek bayrak altında olacağız" dedi.

3 oturumdan sonra konferansa katılan bütün konuşmacılara plaketleri verildi. İMKANDER Başkanı Murat Özer, Anneler günü münasebetiyle Yılın Annesi olarak, 4 oğlunu, babasını ve eşini savaşta şehit veren Kesirat Teyze'yi seçtiklerini söyledi. Kesirat Midaeva ise yaptığı konuşmada direnişlerine sabırla devam edeceği mesajı verdi. Konferans, İmkander Başkanı Murat Özer'in Kapanış bildirisini okumasının ardından sona erdi.

İMKANDER Başkanı Murat Özer, Anneler günü münasebetiyle Yılın Annesi olarak, 4 oğlunu, babasını ve eşini savaşta şehit veren Kesirat Teyze'yi seçtiklerini söyledi. Alev Erkilet, Kesirat Teyze'yi çiçek vererek tebrik etti. Kesirat Midaeva ise yaptığı konuşmada direnişlerine sabırla devam edeceği mesajı verdi. Salon, tekbir sesleriyle inledi. Yeni Akit Gazetesi muhabiri Hüseyin Kulaoğlu ise Yılın Gazetecilik Cesaret Ödülü aldı.

Konferansın üçüncü ve son oturumunda ise "Kafkasya'da İşgal, Sürgün Ve Direniş Olgusu" konuşuldu. İmkander Genel başkanı Murat Özer'in başkanlığında başlayın oturumda Çeçenistan'dan Ahmed Sardalov, İnguşetya'dan Rüstem Khalukhaev Kabardin-Balkar-Karaçay'dan Muhammed Gergef ve Dağıstan'dan Özden Öner birer sunum yaptılar.

Kafkasya Konferansının en önemli sonucu olarak Kafkas diasporası, Kafkasya'daki Rus işgalini ve işbirlikçi yönetimleri reddederek, Kafkas Halkları Kongresi kurmaya karar verdi. Kongre her dinden ve her milletten Kafkas halkına açık olacak.

Katılımcılara plaket verilen Kafkasya Konferansı deklarasyonun okunmasıyla son buldu.