Uluslararası Üniversiteler Konseyi (IUC) Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu, "Ülkemizdeki son yılların değişim ve yükselişi yıkımsız, kavgasız bir değişimdir ki bu evrimdir. Türkiye Cumhuriyeti, çağına uygun bir şekilde devrimsel nitelikli değişimini büyük bir başarı ile ve evrimle gerçekleştirmiştir" dedi.Uluslararası Üniversiteler Konseyi Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu yaptığı açıklamada, "Türkiye Cumhuriyeti milleti ve devleti ile 76 milyon nüfuslu muazzam bir güç ve gezegenimizin kainat ve yaptırım gücünü kabul ettiren saygın ülkesi olmanın yanı sıra bu güç ve saygınlığı ile kabul ve takdir gören lider ülkelerden biridir" dedi. Hep var olan saygınlığı, güç ve kudretinin son yıllardaki olağanüstü çaba ve emeklerle demokratik, diplomatik ve ekonomik alanlardaki yükselişi için devrim kelimesinin uygun düşmeyeceğini belirten Azizoğlu, "Çünkü devrimler yıkıcıdır. Oysaki ülkemizdeki son yılların değişim ve yükselişi yıkımsız, kavgasız bir değişimdir ki bu evrimdir. Türkiye Cumhuriyeti, çağına uygun bir şekilde devrimsel nitelikli değişimini büyük bir başarı ile ve evrimle gerçekleştirmiştir. Dönüşümlerini evrimle hayata geçirmiştir. Bu başarılar yüce milletin birlik, beraberlik ve doğal hakkı olan haklara kavuşmanın susamışlığı ile millet, hükümet ve devlet bütünleşmesi ile başarılmıştır. Bu yüce millet ve devleti hiçbir güç ve kudret geriye götüremez" ifadelerini kullandı.Azizoğlu, "Özellikle inançlı (dindar) vatandaşlar üzerinde hükümetlerin anti demokratik odak noktaları aracılığıyla kurduğu zulme varan baskı ve uygulamalar, bireysel hak ve özgürlüklere getirilen yasakçı düzenlemeler, insan haklarının ülkemiz için uygulanmasını geciktirmiş, dolayısıyla insanlarımız acı çekmiştir. Evrensel hukuk sistemleri ile yapılmış ve uygulanmaya konulmuş olan doğal ve insanı insan yapan haklar ise bu acı dönemler sonunda şimdi ülkede huzur, kardeşlik ve eşitlik ortamını yaratmıştır. Eğitim ve çalışma hayatından kadınlarımızı ve kızlarımızı ötekileştiren zulüm ile baskı son bulmuş, halk insani ve evrensel haklarına kavuşmuştur" dedi.Müslüman vatandaşların uğradığı katliamların tüm dünyanın gözü önünde cereyan ettiğini kaydeden Azizoğlu, "Bizlere çok acı gelen bir asra yakın zaman diliminde bize çağdaşlık, uygarlık, medeniyet yönü Batı yönüdür diyen zihniyet ve ağa babaları neden Suriye, Mısır veya terörün kol gezdiği yüce İslam’a mensup, asil Müslümanların uğradığı bu vahşet, bu insanlık dışı uygulamalara dur demez, bu kudretli devlet ve güç odakları Suriye’de katliamlara son, Mısır’da meşru yönetimin yerine gelen faşist yönetime karşı çıkmaz ya da keyifle izler. O zaman bize onlarca yıl zulmeden bizi yönetenlere ve ağa babalarına sormak gerekmez mi? Neden Türkiye hiç Batılaşmadı. Neden sadece vatandaşını değer, kültür, kavram, inanç ve milli menfaatlerinden uzaklaştırmak için Batı değer, kavram, kültür, inanç ve milli değerlerini kabul etmeye zorladı. Devlet asla kendisini tam manasıyla Batılaştırmadı ve bunu bilerek yaparken halkı buna neden zorladı" dedi."Önümüze konan Batılaşma felsefesini bana bir Müslüman akademisyen, şair, yazar yani entelektüel olarak önüme koyarak her şey dahil kabul et diyorlar. Ben buna hayır diyorum" diyen Azizoğlu, "Batımızdaki değer ve kültürleri kabul ediyorum. Lakin kuzeyimizdeki Rusya ve benzeri değer ve kavram ile kültürleri de kabul ediyor ve benimsiyorum. Doğumuzda İran ve benzeri kültür, değer ve kavramları da kabul ediyor ve benimsiyorum. Güneyimizde Arap ve benzeri kültür, değer ve kavramları da kabul ediyor ve benimsiyorum. Bu algı ve görüşten dolayı medeni, uygar ve çağdaş bir akademisyen, şair ve yazar olarak önüme konan çağ dışı, gerici, yobaz, sadece Batılılaşmış görüş ve felsefesini reddederek bütün dünyanın değer, kavram ve kültürlerine saygı gösteren bireylerin, toplumların ve ulusların değer, kültür kavram ve inançlarının evrensel değer olduğunu kabul ediyorum. Bu uluslararasılaşmadır. Felsefi görüşümüz birileri Batı değer, kavram, kültür, dil ve inançlarını dünya kültürü, değer ve inancı olarak kabul ettirmeye çalışıyorsa ki çalışıyor, buna dur diyoruz. Her türlü paylaşıma, ortaklığa, birlikteliğe, yani entegrasyona evet ama sizin çaba ve amacınız olan asimilasyona hayır" ifadelerini kullandı.Azizoğlu, açıklamasında şunları kaydetti:"Akademisyen, yazar ya da tüm entelektüellerin ortak çabası hoşgörü olmalıdır. Asimilasyon kaygısı, bizim coğrafyamız başta olmak üzere tüm dünyada bu aydın beyinlerin onları yok eden zavallı birey, düşünce, yapılanma ve yönetimlere karşı mücadele etmesi gereken tek nokta olmalıdır. Bizlerin, yani insanlığın ancak birbirini sevmesi ile gezegenimiz yaşanır, barışın, özgürlüklerin ve hoşgörünün gezegeni olur. Bu haftaki yazımı 2014 Ocak ayında yayınlanacak 'Gülçehrem' adlı şiir kitabımdaki bir şiiri siz okuyucularıma sevgi ve hoşgörü adına ithaf ediyorum."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz