Uluslararası Üniversiteler Konseyi Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu:

Uluslararası Üniversiteler Konseyi (IUC) Kurucu Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu, “Af etmek, af ediciyi sadece şereflendirir” dedi.Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Azizoğlu, “Toplumsal, bireysel yâda ailevi yaşantılarımızda, yönetirken yâda yönetilirken, arkadaşlıklarımızda, iş hayatımızda bize hata yâda yanlış yapılırken neden bu kadar tahammülsüz bir toplum olduk. Af etme erdem ve şuurumuz nerdeyse yok oldu. Aslında yetişme ve eğitim evrelerimizde çok az toplum ve ulusa nasip olmuş manevi ve kültürel değerlerimizde var olan af etmek erdem ve kavramlarıyla yetiştirildik. Af etmek, af ediciyi sadece şereflendirir. Affetmek, kini, intikamı ve nefreti silmektir. Affetmek, düşmanlık ve intikamdan vazgeçmektir. Affetmek, kalbimizi öfke ve husumetten temizlemektir. Affetmek, yüreğimizi kaplayan ve kuşatan ağır yükleri hafifletmektir. Suç ve hataları bağışlamak belki onları ortadan kaldırmaz; ancak öfke ve husumeti ortadan kaldırır. Kusur ve kabahatleri affetmek belki onları unutturmaz; ama nefret ve intikamın izini siler. Affetmek, sağlıklı bir iletişim ortamı sağlar; insanı güçlü ve saygın kılar” dedi.Azizoğlu, “Affetmek aslında intikam arzusunu yatıştırdığı için adalete ve meşru bir cezaya imkân tanır. Öfke ve husumeti insanlardan uzaklaştırarak haksız ve adaletsiz cezalara engel olur. İnsanları affetmek aslında ne hataları görmezden gelmek ve kabullenmek ne de gururunu ayaklar altına almaktır. Hataları affetmek suretiyle insan esasen kötülüğe kötülük, öfkeye öfke, kine kin eklemeyi reddeder. Öfkelerinin esiri olmuş kişileri bir de kin ve nefretin ateşiyle yakmak istemez” dediAzizoğlu, şunları söyledi:“Mümin, bir haksızlığa uğradığında ya hukuk yoluyla suça denk bir ceza ister yahut affetme yolunu seçer. Rasullullah’ın tavsiyesi bu yöndedir. Suça mukabil denk bir ceza vermek adalettir ancak insan aslında gönül dünyasını kin, nefret ve düşmanlık duygularından arındırdığı için kendisine; cezalandırmaktan vazgeçtiği için suçluya ve nihayet intikam peşinde koşmayıp huzursuzluğa sebebiyet vermediği için de topluma “bağışta bulunmuş” gibidir. Affederek cezadan vazgeçmek, cezalandırmaktan vazgeçmek, adaleti de aşan bir erdemdir. Affetmek bu yüzden zor, fakat yapılmaya değer bir davranıştır. Bu sebeple affetmek, “takva”ya en yakın tutumdur. Ne kadar manidar ki “bağışlamak” kelimesi dilimizde “affetmek” anlamına geldiği gibi, “karşılık gözetmeden vermek” anlamına da gelir. “Bağışlamak”, bir bakıma “bağışta bulunmak”tır. Affetmek suretiyle topluma birleştirici öncülük etmek coğrafyamızın ateş çemberinde olduğu bu süreçte, ülkemize, milletimize ve kendimize yapacağımız en büyük katkı iyiliktir. Af etmek derken herkesin, herkesimin, her camianın, her bireyin birbirini ülke ve toplum menfaatleri için af etmek erdemini göstermesidir. Af etmek bireyi, toplumu yâda ulusu şereflendirir, bağışlamak ise onurlandırır” diye konuştu.