Teknik direktör Ümit Kayıhan, Türkiye'de medyanın desteğini alamayan teknik direktörlerin uzun yıllar istikrarlı şekilde bir kulüpte çalışma şansının olmadığını savundu.
Kayıhan, Ege Üniversitesi (EÜ) Kültür Sanat Amfisi'nde, EÜ Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Birol Doğan'ın yönetiminde, "Medya, Teknik Adam ve Yönetim Gözüyle Futbol" konulu panelde yaptığı konuşmada, Türkiye'de teknik direktörlüğün en zor mesleklerden biri olduğunu söyledi.
Futbolculuk geçmişi olmayan teknik direktörleri daha zorlu bir çalışma hayatının beklediğini ifade eden Kayıhan, "Medyanın desteğini alamadığınız takdirde, bir kulüpte istikrarlı bir şekilde çalışmanıza imkan yok" diye konuştu. Bugüne kadar birçok kulüpte görev aldığını belirten Kayıhan, "Denizlispor'da görev aldığımda ligin ilk 6 maçında yalnızca 1 puan almıştık. Kulüp yönetimi benim göreve devam etmemi istedi ve ligi 7. sırada bitirdik.
Ertesi yıl ise ligi 9. sırada tamamladık. O dönemde başka bir yönetim geldi ve beni görevden aldı" dedi. Futbol Federasyonu Eğitim Dairesinde görevli teknik direktör Nejat Gürpınar da Türk futbolunun geçiş sürecinde olduğunu, üniversite mezunu spor yöneticileri ve antrenörlere olan ihtiyacın ileriki dönemlerde daha da artacağını söyledi.
UEFA kriterlerine uyum sürecindeki Türk futbolunu, birçok yeniliğin beklediğini kaydeden Gürpınar, "Artık antrenörlük eğitiminde, Hollanda'daki bir antrenör ne eğitim alıyorsa, Türkiye'de de aynı eğitimden geçecek" diye konuştu. Gazeteci Süleyman Alasya, 80'li yıllardan itibaren futbolu, siyasi iktidarların "toplumu uyutma aracı" olarak kullandığını öne sürdü.
Fenerbahçe'nin eski oyuncusu Anelka'yı 23 milyon dolar ödeyerek transfer ettiğine dikkati çeken Alasya, "O günlerde Uzakdoğu'da Tsunami oldu ve tüm Türkiye afet bölgesine yalnızca 10 milyon dolar gönderebildi. Türkiye'nin okulu, suyu, elektriği yoktu ama 23 milyon dolarlık bir oyuncusu vardı. Birileri bizi kandırıyor? Bunun farkında olalım" şeklinde konuştu.
-YÖNETİCİ GÖZÜYLE FUTBOL-
Beşiktaş'ın eski yöneticilerinden Emin Önal da Türkiye'de kulüp yönetimi eğitimi alan yönetici sayısının yok denecek kadar az olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Sparta Prag kulübü, profesyonel yöneticilerle yönetiliyor. Beşiktaş 50 milyon dolara bütçe yaparken, Sparta Prag kulübü 10 milyon dolara bütçe yapıyordu.
Çok düşük bütçelerle futbolda çok önemli bir noktaya geldiler. Türkiye'de yöneticiler amatör ruhla göreve geliyorlar ve zaman içinde tecrübe kazanıyor. Birkaç kulübümüz hariç hemen hemen tüm kulüplerimiz borçla idare ediliyor ve bu borç hanesi her geçen gün büyüyor."