Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO)’nın Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri’ne, Denizli Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü dokuz aday gösterdi. İl Müdürü Mehmet Korkmaz, Denizli’yi anlatan, tanımlayan, kimliğini oluşturan somut ya da somut olmayan her türlü kültür varlığının belgelenmesi, kayıt altına alınması, korunması, yaşatılması, gelecek kuşaklara aktarılması kapsamındaki değerlendirmelerin devam ettiğini söyledi. Önceki dönemlerde yapılan araştırmalar sonucunda şimdiye kadar dört unsur Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca envantere dahil edilirken bunların dışında Denizli'den dokuz unsurun daha aday gösterildiğini söyledi.Denizli’nin yeni Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi adayları şöyle:YAŞAYAN İNSAN HAZİNESİ HAYRİ DEVUNESCO’nun Türkiye’den seçtiği yedi kişi arasında yer alan, “2008 Yılı Yaşayan İnsan Hazinesi” olarak ilan ettiği Hayri Dev. 1933 yılında Çameli ilçesinde doğan Dev, 100 yıllık bir gelenek olan çam düdüğünü büyüklerinden görüp öğrenerek yapmaya ve çalmaya başlamış. Çam düdüğü yapımcısı ve icracısı olarak faaliyetlerinden dolayı yerli ve yabancı bir dizi müzik ve halk kültürü araştırmacısı tarafından bilimsel çalışmalara konu oldu.ZEYBEKLİKDenizli genelinde yaygın olan zeybeklik geleneği, başta Tavas Zeybeği, İbrahim Usta Zeybeği gibi yerel olarak değişik adlarla anılan ve erkekler tarafından oynanan halk oyunlarıdır. Zeybek oyununun kahramanı efedir. Efe, haksızlığa karşı çıkan ve direniş gösteren halk kahramanın efsaneleşmiş figürünü yansıtır. Camadan, zıbın, gömlek, dolgu kuşak, kolon, kuşak gibi kıyafetleriyle, kendine has ezgisi ve ağır figürleriyle oynanan oyunda heybetli bir duruş, gurur, mertlik ve kahramanlık yaşatılır.YARENLİKAcıpayam ve Çameli ilçeleriyle köylerinde hayvancılık ve çiftçiliğe bağlı yaşam biçimlerinin sürdürüldüğü bölgelerde, kırda veya evlerde toplanan arkadaş gruplarının, "üç telli" denen cura ve çam düdüğü (sipsi) ile müzikli olarak icra ettiği, yörede “yarenlik” olarak adlandırılan, erkeklerin eğlence ve sohbet toplantısıdır.ÇALGI YAPIMCILIĞIAcıpayam, Beyağaç, Çameli, Kale ve Tavas ilçeleri ve köylerinde yaygın olarak görülen“çam düdüğü-sipsi” yapımı kültürel unsuru bulunmaktadır. Kargı adı verilen kamıştan veya taze çam dalından yapılan, el işçiliğine dayalı, üflemeli bir çalgıdır sipsi. Çobanlık kültürüne bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir.TERAKOTA SANATITavas ilçesi Medet köyünde, Türkiye’nin tek temsilcisi olan, Anadolu’nun eski uygarlıklarından Hititler dönemindeki gibi çanak çömlekler ürettiği için kendisini "Son Hititli" olarak tanıtan merhum Necip Savcı tarafından icra edilen seramik sanatıdır.SUDAN KOYUN GEÇİRMEÇal ilçesi Aşağıseyit köyünde 8 asırdır devam eden bir yarışma olan "Sudan Koyun Geçirme", efsanevi bir aşk hikâyesinden esinlenilerek, insanın hayvana olan sevgisi ve onunla bütünleşmesini ortaya koyan, festival şeklinde kutlanan bir ritüeldir.TEL KIRMA SANATITavas ilçesinde yaklaşık 150 yıldır devam eden, tel kırma olarak adlandırılan oya işlemesi, el sanatları dalında nadir unsurlarından biridir. Altın, gümüş, bakır gibi metallerden yapılan tellerin, kumaş üzerine hiçbir kesici alet kullanılmadan işlenmesiyle yapılır.BARDAKÇILIK VE ÇÖMLEKÇİLİKSerinhisar ve Sarayköy ilçelerinde, çok eski tarihlerden beri yapılmakta olan testi, bardak, küp, saksı gibi ürünlerin üretildiği bardakçılık ve çömlekçilik geleneği bulunmaktadır.KEŞKEKBabadağ ilçesi başta olmak üzere il genelinde keşkek, çeşitli gün ve kutlamalarda başyemek olarak yenmektedir. Haşlanmış koyun veya keçi etiyle haşlanmış ve dövülmüş buğdayın karıştırılarak tereyağıyla servis edilmesi şeklinde yapılır.BOĞAZ HAVALARIÇameli’nde yörükler arasında yaygın olarak görülen "boğaz havaları", özel kütür örneklerindendir. El parmaklarının boğaza bastırılarak değişik sesler çıkarma tekniğine dayanan bir türkü söyleme biçimidir. Parmaklar boğaza bastırılarak, ezgide perde değişimi ve hareketlilik sağlanır. Her sözün ayrı bir ezgiyle söylenme zorunluluğu olmayıp aynı ezgiyle farklı türküler söylenebilir.EREN GÜNÜBeyağaç ilçesi, Sandraz Dağı Çiçekbaba zirvesine yakın bölgedeki Kartal Gölü çevresinde yaklaşık 7 asırdır yöre halkı tarafından, Yörük-Türkmen kültürüne özgü Eren Günü ritüeli yapılmaktadır.YATAĞAN KILIÇLARISerinhisar ilçesi Yatağan beldesinde 1400’lü yıllardan beri devam eden pala yapımcılığı geleneği, Yatağan palası veya Yatağan olarak da bilinen, kendine özgü bir kılıçtır. Osmanlı ordusunun önemli silahlarından olan kılıcın yapımında, "Türk eğris" olarak bilinen keskin kısmı içe doğru açılı olan kılıca "kulaklı" da denir. Beldenin adı da bu paladan gelir. Yatağan çok keskin, kısa ve keskin yüzü içe açılı olması bakımından diğer kılıçlardan ayrılır. Dış bükey kısmı keskin olmadığından, zayıf kişilere karşı bu tarafının kullanılması gelenektendir. Kabzasındaki tutma yerlerinin özel tasarımı ve hat işlemeleri yapılması bakımından da bu geleneğin sanat yönü ortaya çıkmaktadır.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz