İSTANBUL (İHA) - Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı Başkanı ve Haliç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Gündüz Gedikoğlu, Türkiye'de eğitim ve sağlığa gerekli olan yatırımın yapılamadığını belirterek, bizler gücümüz yettiğince bu alanlarda yatırım yapmaya devam edeceğiz" dedi.
Prof. Dr. Gündüz Gedikoğlu İHA'ya yaptığı açıklamada, "İnsanlar doğarken ağlamalarında iki mesaj vardır. Bunlar eğitim ve sağlıktır. Türkiye'de her iki konudaki yatırımların gönlümüzde yattığı şekliyle gerçekleşmediğini görüyoruz. Bizler gücümüz yettiğince bu alanlarda yatırım yapmaya devam edeceğiz" dedi.
"MESLEK OKULLARINA HALA NEDEN YÖNELMİYORUZ" Üniversiteler son yıllarda büyük aşama kaydettiğini belirten Gedikoğlu, "Ancak nüfusumuzun hızlı gelişimi ile ekonominin bugünkü koşulları nedeniyle ihtiyaçları karşılamada yetersiz kalıyorlar" diye konuştu. Türkiye'nin genç nüfusunun yüzde 45 oranında olduğunu kaydeden Gedikoğlu, "Üniversitelere her yıl 1 milyon 500 bin öğrenci başvuruyor. Bunların kaçı kazanabilecek? Bu önemli bir sorun. Kazananları bir tarafa koyalım, geride kalanları bir tarafa koyalım. Kazanmak kadar üniversiteye gidebilecek güçte olanların oranı düşük. Bu nedenle 1 milyon 100 bin çocuk üniversite kapılarında kalıyor. Ne olacak bu çocuklar? Kimseyi suçlamak istemiyorum ama, yıllardır bir hata yapmışız. Neden meslek okullarına dönmedik. Devamlı üniversitelere ağırlık verdik ki ?" diye sordu.
"BENİM MEZUNUM AÇIKTA KALMAZ"
Her üniversitenin yönetiminin, "Benim mezunum açıkta kalmaz" dediğini ifade eden Gedikoğlu, "Halbuki boynu bükük bir hayli genç var. Dünya üzerinde 12 kilometrede bir üniversitesi olan şehirler var. Amerika'da 3 binin üzerinde üniversite bulunuyor. Bizim ise, nüfusa göre çok üniversiteye ihtiyacımız söz konusu. Ama mesleki eğitimi de göz ardı etmemek gerekiyor" dedi.
Bizim Lösemili Vakfı'nı kurarken, eğitimle sağlığı beraber götürmeyi amaçladıklarını ifade eden Gündüz Gedikoğlu, "O günlerden başlayarak sağlık hizmetleri yanında insanlara eğitim de verdik. Vakıf ve sağlık hizmetleri konusunda 15 yıldır çalıştığımız ekibimizle Türkiye'nin beğenisini kazandık. Onkoloji ve kemik iliği nakli konusunda iddialı hizmetler verildi" diye konuştu.
VAKIFTAN HALİÇ ÜNİVERSİTESİ'NE Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı'nın kuruluş amaçları arasında üniversite de vardı" diyen Gedikoğlu, "1998 yılında üniversite kurma fikri oybirliği ile genel kurulundan geçti. Mehmet Sağlam dönemindeki YÖK'e başvurumuzu yaptık. Sayın Sağlam'ın büyük desteğini gördük. Üniversitemiz plan proje dahilinde kuruldu. İsmini ise 'Haliç' koyduk. YÖK'ün bütün kurallarını yerine getiriyoruz. Bugüne kadar bir sıkıntı ile karşılaşmadık. İlk yıl 48 öğrenciyle başladık. Ardından bu sayı 250'ye yükseldi,Şimdi ise 1400 öğrencimiz var. 4 yılda 3 fakülte, 3 enstitü, 1 Araştırma ve Uygulama Merkezi kuruldu. Ayrıca Hemşirelik Yüksekokulu ve Konservatuar Bölümleri de var.160 öğretim üyesi ile ,insan gücü konusunda her kesimden taktir aldık.Bilgisayar,fizik, kimya molüküler biyoloji laboratuarında önemli araştırmalara imza atılıyor" dedi.
"MEZUNLAR KAPIŞILMALI"
Gedikoğlu, "Bizim mezun etmiş olduğumuz insanlar kapışılmalı. Eğer ben mezunlarımı sokakta görürsem çok üzülürüm" diye konuştu. 100 öğrenciden 15'inin YÖK'ten burslu geldiğini ifade eden Gedikoğlu, "Vakıf üniversiteleri içinde en mütevazı olanı Haliç Üniversitesi'dir. Biz devamlı öğrencilerimizin yanındayız. Ödemeleri taksitlere böldük. Birinci sınıftan beri borcu olan öğrencilerimiz var .Bunları sıkıştırmıyoruz. Her gün onların arasındayım" dedi. Gedikoğlu, Haliç Üniversitesi olarak bugüne kadar Kimseden borç almadıklarını belirterek, "Bankalardan faizle para almadık. Öğrencilerden aldığımız paralar yetiyor. Hatta yatırım bile yapıyoruz. Şu anda vakfımızın önemli bir yatırımı var. Şişli'de Darülaceze Caddesi üzerinde 16 bin metre karelik kapalı sahada bir Tıp Fakültesi projemiz devam ediyor. Ekonominin tokatı bizi etkiledi plan projeler hazırlanırken dolar 650 bin lira idi. Şimdi bu konuyu gözden geçiriyoruz. 18 ay içinde bu projeyi tamamlamayı hedefliyoruz. tıp bilimleri enstitü kurabilirdik. Ama tıp fakültesini kuracağız. Türkiye'nin desteğini istiyoruz. Vereceksen güler yüzle tatlı dille ver. İster peynir ekmek ister bal börek. Ama vereceksen güler yüzle tatlı dille ver. Bu Türkiye'nin güzel insanlarına bir çağrıdır" ifadelerini kullandı.