Üniversitelerarası Üniversiteler Konseyi Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu:

Uluslararası Üniversiteler Konseyi (IUC) Kurucu Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu, "Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla yaptığımız bütün...

Uluslararası Üniversiteler Konseyi (IUC) Kurucu Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu, "Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla yaptığımız bütün iyi davranışlar, az veya çok hepsi ibadet kapsamındadır" dedi.Azizoğlu, İslami yaşam ve uygulamasında ibadetin, ilahi emre uymak, boyun eğmek, itaat etmek, Allah’a saygı göstermek ve O’nun bize verdiği sayısız nimetlere karşı şükran borcumuzu yerine getirmek olduğunu söyledi. Kulun Allah’a yönelmesiyle, manevi bir iletişime geçmesi, kulluğunu beden ve gönül diliyle ifade etmesi olduğunu anlatan Azizoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kısaca Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla yaptığımız bütün iyi davranışlar, az veya çok hepsi ibadet kapsamındadır. İbadet, dinin özünü oluşturan inanç esaslarından sonra, ikinci önemli halka olup, özellikle namaz ibadeti, imanın en önemli göstergelerinden birisidir Buluğ çağından itibaren, sahip olduğumuz emaneti gerçek sahibine teslim edinceye kadar, ibadetlere devam etmemiz gerekir. Bu görev, sadece belirli günlere, saat ve dakikalara indirgenmemeli, bilakis ölünceye kadar, hayatımızın her anını kapsamalıdır. Her insan, misafir olduğu bu geçici dünyada çetin bir imtihandadır. Bu imtihanı kazanmak, ancak ibadette devamlı olunduğu sürece mümkün olacaktır. Mümin, kıldığı namazların her rekâtında Fatiha Suresi’ni okurken: 'Ey Rabbimiz, yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz' diyerek, kulluğunu itiraf etmekte ve daima ikrarını yenilemektedir. Sahabeler, ibadete düşkünlüklerinden dolayı bir vakit namaz kılamamayı kendileri için helâk sebebi sayarlardı.”İnsanın, beden ve ruhun bileşiminden meydana geldiğini ifade eden Azizoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bedenimizin sürekli olarak yemeye, içmeye ihtiyacı olduğu gibi, ruh ve gönül dünyamızın da kesintisiz ibadet, salih amel ve duaya ihtiyacı vardır. Oysaki bedeni ihtiyaçlarımızda kesinti, ara verme, usanma, bıkkınlık hissetmezken, ruhumuzun gıdası olan ibadetlerde tembellik yapılmak ve mazeretler üretilmektedir. Hâlbuki devamlı ve ihlâslı bir şekilde yapılan ibadetler, imanımızın güçlenmesini; kalbe Allah sevgisi ve saygısının yerleşmesini sağlar. Bu sayede ruh ve gönül dünyamız huzura erer, kalbimiz ve zihnimiz şeytanî duygu ve düşüncelerden, azalarımız günah kirinden arınmış olur. Modern yaşamın realitesi, uygulaması ve doğal olarak oluşan algısı ile analizi farklı sonuçlar vermektedir. Uç bir örnek tıp olarak baktığımızda modern tıp diye mi algılamamız gerekiyor yoksa kimyasal tıp mı diye nitelemek gerekmektedir. Doğal olan her şeyi ret ve yok etme alışkanlıklarımız bize geçici, suni bir rahatlama ve zaman kazandırırken gerçekçi, doğal yaşam ve uygulamalardan hızla uzaklaştırmaktadır. Ben günümüzün modern tıp algısını, çağdaş sorun çözücü mü yoksa sorun erteleyen doğal her şeyi ret eden kimyasal tıp mı diye sorguluyorum. Sorgularken ikisini de ret etmeden pozitif ve negatif yanları ile değerlendirmeye çalışıyorum. Aksi takdirde çok büyük oranda batı toplumlarının üretip tüm gezegenimizi devasa kapital güçleri, reklam, tanıtım, politik yaptırımları ile işgal ettikleri zihinlerimizin esaretinin etkisinde kalıyoruz. İbadetlerimizde samimi ve devamlılığı olan bir yaşam sürdürdüğümüzde bize, başka toplumların aralıksız ihraç etmeye çalıştığı kendi inanç, kültür, değer ve kavramlarının etkisinde kalmadan suni, yapay bir yaşam yerine gerçek ve doğal yaşamın imanlı tat ve hazını yaşamış oluruz”İbadetler sayesinde kişinin ihsan, ihlâs ve takva sahibi, örnek bir insan haline geldiğini anlatan Azizoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “İbadetteki devamlılık da, kulun samimiyetini ve Allah’a olan bağlılığını gösterir. İbadetlerdeki ihmal ise, Yüce Yaratıcı ile kurulan bağı zayıflatır. Kişiyi kötülüklere açık hale getirir. Bu nedenle, kulluğun ebediyete uzandığı çizgide, ibadetlerde devamlılık büyük önem arz etmektedir, modern tıp doğal yaşam ve gerçekleri yok etmeye çalışarak kimyasal tıp bilimi algısını bende oluşturdu. Objektif bakış açısıyla baktığımızda medikal ya da diğer tüm tıp cihaz, araç ve gereçleri ile ilaçların tamamına yakını batı toplumları tarafından üretilip bizlere tüketici olma rol ve mecburiyeti verilirken büyük kazanç elde eden kapitalist çarkları durmaksızın dönmeye devam eder. İbadetli yaşam ve uygulama da modern diye önümüze konulan her şey var, olmayan sadece bizleri yanlış ve yanlı yöne sevk eden kötü niyet ve amaçlı rehberlerimizdedir. Onlar her şeyi toplum bilimcilerine projelendirip uygulamaya koyarlar, yani rehberlerimiz bizi modern, çağdaş uygar dünya yolculuğu adlı gemiyle batı toplumları inanç, kültür, değer ve kavramlarının olduğu yalnız onlara ait bir dünya amaçlı yolculuğa çıkarırlar. Düşündükleri bu dünya için bizimde onların değerleri ve yaşam kültüründe olmamız zorunludur. Bu çağdışı, yobaz ve gerici zihinlerin projesinde Müslümanların hızla inançlarından, ibadetlerinden uzaklaşıp yaşam biçimlerinin değişmesi lazımdı buna da modern yaşam dendi ki proje tutarlı olsun.”

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: