Üniversitelerarası Kurul (ÜAK), Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Metin Öztürk'ün önerisi üzerine "üniversitelerde Kürt dili ve edebiyatı bölümleri açılması" konusunu da toplantının gündemine aldı. Van Yüzüncüyıl Üniversitesi Rektörü ve Kurul Başkanı Prof. Dr. Hasan Ceylan'ın başkanlığındaki ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi'ndeki toplantıda, yazılı gündemin dışında Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Öztürk, "üniversitelerde Kürt dili ve edebiyatı bölümleri açılmasına" ilişkin konunun Kurul'da görüşülmesini talep etti. Öztürk'ün bu talebine bazı üyeler tepki gösterirken, bazıları destek verdi. Değerlendirme sonucunda konunun toplantı gündemine alınmasına karar verildi.
Toplantıya verilen arada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Öztürk, kendisinin YÖK'e ve ÜAK'a bu konuda yazı gönderdiğini belirterek, hem Anayasa hem de 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu açısından "Kürt dili ve edebiyatı bölümlerinin açılmasını doğru ve hukuka uygun olmayacağını" ifade ettiklerini söyledi. Öztürk, bu konunun Kurul'da görüşülmesini istediğini, bu nedenle böyle bir öneride bulunduğunu vurguladı. Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan da Anayasa'nın 3. ve 42. maddelerine göre "başka dilde eğitim öğretim yapılmasının mümkün olmadığı" görüşünü dile getirdi. Kendisinin hukukçu olduğunu anımsatan Ayhan, böyle bir konuda "yabancı bir dil talebi olduğunu" yabancı dille eğitimin nasıl olacağı konusunun da kanunla düzenlenmesi gerektiğini kaydetti. Ayhan, "Ama o zaman da yabancı dil tanımının mutlaka yapılması gerekir. Yabancı dil nedir? Acaba Kürtçe bu manada bir yabancı dil olarak değerlendirilir mi? Eğer Kürtçe bu şekilde yabancı dil olarak değerlendirilmezse, Anayasa'nın 3. ve 42. maddeleri doğrultusunda Kürtçe eğitim yapılması mümkün değildir" diye konuştu.
Ayhan, "Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter yapısı dikkate alındığında bunu doğru bulmadığını" ifade ederek, "Tevhid-i Tedrisat Kanunu ve Cumhuriyet'in kuruluş ilkelerini de nazara alırsak, bunu şahsen doğru bulmuyorum" dedi. Gazetecilerin, "toplantıda üyeler arasında bu konu nedeniyle sert tartışmalar yaşandığı yönünde duyumlar alındığı" sözleri üzerine Ayhan, konunun gündeme alınıp alınmamasından dolayı görüş farklılıkları yaşandığını, ancak gündeme alınmasının kararlaştırıldığını kaydetti.
"KONUNUN ÜAK'TA TARTIŞILMASININ GETİRİSİ OLMAZ"
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik de "Henüz YÖK'ün gündeminde böyle bir konunun bulunmadığını" belirterek, şunları kaydetti:
"YÖK'ün gündeminde olmayan bir konuyu ÜAK'ın tartışmasını ben abesle iştigal olarak görüyorum. ÜAK'a bu konuyla ilgili herhangi bir ulaşmış YÖK görüşü de yok. Dolayısıyla ÜAK'ın kanunda belirtilen kendi gündemiyle ilgili konularla ilgilenmesi lazım. Ancak, zaman zaman Türkiye'de kurumlar birbirlerinin işine karışmıştır, üstüne lazım olmayan konularla ilgilenmişlerdir. Siyaset kurumu üniversitelere karışmıştır, üniversiteler siyaset kurumuna ve diğer kurumlara... Ben bir akademisyen olarak ÜAK'ın asli görevi neyse onunla uğraşan bir kurum olmasından yanayım.
Ayrıca bir üniversitede bir anabilim dalının kurulabilmesi için en az o konuda doktoralı üç öğretim üyesi lazım. Yani Kürt dili ve edebiyatı konusunda doktoralı eleman var mı? Doktoralı eleman bile olmayan bir alanda nasıl böyle bir bölüm açılabilir? Gündemi bile olmayan bir şeyi nasıl tartışacağız? Bunun zamanımızı kaybetmenin yanı sıra ülkeye de bir katkısının olmayacağı kanaatindeyim." Bu konuyu uzmanların değerlendirmesi gerektiğini ifade eden Çelik, "240 kişiden oluşan ve birkaç ayda bir toplanan bir Kurul'un böyle bir konuyu tartışmasının problemin çözümüne getirisi olacağı kanaatinde değilim" dedi.
"BEN NEDEN OLMASIN DİYE DÜŞÜNÜYORUM"
Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç da herhangi bir bölüm açılabilmesi için 2547 sayılı Kanuna göre üç doktoralı öğretim üyesi bulunması şartına işaret ederek, bunun altyapısının hazırlanmasının zorunlu olduğunu dile getirdi. İnanç, şöyle konuştu:
"Şu anda konu sadece tartışma düzeyinde. Henüz şekillenmiş, verilmiş bir karar yok. Ama olabilir. Ben neden olmasın diye düşünüyorum. Kişisel olarak inandığım bir şey var, varsa korkularımız bunları atmamız gerekiyor. Önümüzü açmamız lazım, önümüze bakmamız gerekiyor. Ayrıca TRT Şeş yayın yapıyorsa, böyle bir bölümü Anayasa'ya aykırı olarak tanımlamak mümkün değildir. Anayasa ile çelişkisi olacağını düşünmüyorum. Türkiye'de İngiliz, Alman, Fars, Arap dili ve edebiyatı bölümleri var. Kürt dili ve edebiyatı da pekala olabilir. Ama bunun altyapısını oluşturmak gerekiyor."