Üniversitelilere “küresel Isınma Ve İklim Değişikliği” Semineri

TEMA Vakfı Aydın İl Temsilcisi Mehmet Özdemir; Adnan Menderes Üniversitesi Söke Meslek Yüksek Okulu öğrencilerine...

TEMA Vakfı Aydın İl Temsilcisi Mehmet Özdemir; Adnan Menderes Üniversitesi Söke Meslek Yüksek Okulu öğrencilerine “Küresel Isınma Ve İklim Değişikliği“ konulu seminer verdi.

TEMA Vakfı Aydın İl Temsilcisi Mehmet Özdemir, TEMA Söke Sorumlusu Ömrüye Demirkol ve TEMA Vakfı gönüllüleri ile Adnan Menderes Üniversitesi Söke Meslek Yüksek Okulu öğrencilerine, yüksek okulun salonunda “Küresel Isınma ve İklim Değişikliği” konusunda seminer düzenlendi.

Küresel ısınma ve iklim değişikliği hakkında bilgiler veren Özdemir, “Küresek iklim değişikliğinin şimdi ve burada olduğunu anlamak için 2012 yılı ve öncesinde yaşadıklarımıza bakmak yeterli olacaktır. Ekim.2012 ayı son haftasında Amerika kıtasını vuran Sandy kasırgası, Kuzey Atlantik’te her sene ortalama on tropik fırtına/kasırganın on dokuz tane görülmesi, şimdiye kadar rastlanan olaylardan değildir. Sandy kasırgası; Haiti’de tahılların %60’şının yok olmasına, ABD’de yedi milyon insanın elektriksiz kalmasına, yüzlerce insanın hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. Artık eski iklim koşulları ile karşılaşmamız çok zor olacaktır. Eğer acilen harekete geçip önlem almazsak; artık bambaşka iklim koşullarına alışmamız gerekiyor. İklim; geniş bir coğrafyada uzun yıllar boyunca gözlenen sıcaklık, nem, hava basıncı, rüzgar, yağış, yağış şekli gibi meteorolojik olayların oluşturduğu ortalama hava koşullarıdır. Hava durumundan farklı olarak iklim; bir yerin meteorolojik olaylarını uzun süreler içinde gözlemler. Dolaysıyla, bu gün havanın yağmurlu olması veya bu günün çok sıcak olması tekil olarak ele alındığında iklim değişikliğini göstermez. İklim değişiminden söz edebilmemiz için; sıcaklık, nem, yağış gibi hava koşullarında önceki dönemlere göre karşılaştırılabilir şekilde değişim olmalıdır” dedi.

Reklam
Reklam

Dünyada hayatın devamlılığını sağlayacak sıcaklık ortamını oluşturanların atmosferde bulunan karbondioksit, metan, su buharı, ozon gibi sera gazları olduğunu anımsatan Özdemir, “Bu sera gazları güneş ışınlarını dünyamıza alırken geçirgen; uzaya geri yansıtırken daha az geçirgendir. Bu sayede güneşten gelen enerjinin bir kısmını tutar ve yeryüzünün ısınmasını sıcaklık ortamını oluştururlar. Atmosferde bulunan sera gazları doğal yollarla salınıp; doğal yollarla emilirler. Karbon tüm canlıların yapısında bulunan bir elementtir. Canlıların ölmesi veya organik canlı atıklarla oluşan karbon toprak ve su sayesinde çeşitli mineral katmanlarda biriktirilir; bu yapılardan karbon içeriği zengin fosil yakıtlar oluşur. Fosil yakıtların yanması, canlıların solunumu esnasında atmosferden alınan oksijenle birleşerek karbondioksit olarak atmosfere salınır. Bitkilerin fotosentezi, bakterilerin kemosentezi ile atmosferdeki karbondioksit absorbe edilerek; oksijen olarak yeniden atmosfere salınır. Bu doğal döngü sayesinde atmosferdeki karbondioksit miktarı dengede bulunmaktadır. Ancak bu doğal döngüye atmosferdeki sera gazı miktarını arttıracak etkenler girdiğinde, sera gazı dengesi ve buna bağlı olarak da iklim dengesi bozuluyor. Örneğin bu döngüye enerji üretmek için sürekli yaktığımız fosil yakıtlardan, arabalarımızdan çıkan sera gazları eklendiğinde doğal döngüler bozuluyor” diye konuştu.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: