Saldırganlar Ramazan ayında ‘tekel bayiine girdikleri için’saldırdıkları gençlerden birinin burnunu kırdı, bıçakla tehdit etti.
Mağdurlardan biri saldırıyı Diken’e anlattı.
Buna göne bir arabada oturup etrafı kolaçan eden üç kişi, gece yarısı civarı dört kadın dört erkek dışarı çıkan gençlere önce laf attı. Gençlerden ikisi sigara almak için tekel bayiine girince, araba gruptan arkada kalan gencin üzerine yürüyerek, “Ne öyle yan yan bakıyorsunuz? Bu mahallede öyle alkol içip gezemezsiniz” dedi ve bağırıp çağırmaya başladı.
Arkadaşının üç kişi tarafından darp edildiğini gören T.A. saldırganlardan birinin kolunu tuttu, ancak anında bir yumruğa maruz kaldı. Saldırganlar, arka arkaya vurdukları T.A.’nın karnına bıçak dayayarak korkutmaya da çalıştı. Son olarak burnuna yumruk yiyen genci bırakan saldırganlar, “Ablaya dua edin yoksa…” diyerek uzaklaştı
Baştan ayağa kan içinde kalan T.A., kavga esnasında erkek arkadaşlardan birinin polisi aradığını, diğer arkadaşının bıçakla kovalandığını, kendisi eve götürüldükten sonra ulaşan polisin ilgisiz kaldığını, saldırganların aracı teşhis edilmesine rağmen müdahale edilmediğini söyledi.
‘Onlar gibi olmadığımız için…’
Aynı gün öğleden sonra İstinye Devlet Hastanesi’ne giden T.A., burnumda kırık olduğunu öğrendi. Darp raporu alıp şikayette bulunmayı düşünen T.A., “Üniversitede dördüncü yılım ve sık okula giden biri olmasam da dış görünüşüm sebebiyle sürekli yerli halkın gözüne batıyor olduğumu hissettim. Bu olayda da şiddetin özellikle bana yönelik olmasının sebebini buna bağlıyorum” dedi.
Kendileri gibi olmayana tahammül edemeyen muhafazakar mahalle kültürünün, toplumsal baskının farklı türlerini sergileyebildiğini dile getiren üniversite öğrencisi şöyle devam etti: “Bizi ötekileştiren, sadece onlar gibi olmadığımız için marjinal olarak niteleyen mahalle gençleri kendi kompleksleri gereği sataşmaya bahane ararken geleneği ve dini bahane kılıyor. Ramazan aynının böyle bir çirkinliğe sebep teşkil etmesi çok acı. Her türlü zorbalığı yapıp yanlarına kalacağını sananlar umarım yargılanır. Bu ve benzeri olayların İstanbul gibi bir metropolde bile yaşanabildiğini göstermesi açısından bu talihsiz olayın önemli olduğunu düşünüyorum.”