Manisa’da bir şirkette sekreter olarak çalışan Z.G., 19 Şubat 2016 tarihinde bir önceki işyeri olan Manisa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Ümmühan Elginkan Topluluğu bünyesinde faaliyet gösteren Valfsel Armatür A.Ş. Genel Müdürü H.O.’nun cinsel tacizine uğradığını ileri sürüp, bir hafta sonra savcılığa suç duyurusunda bulundu. Savcılık, takipsizlik kararı verdi. Z.G.’nin avukatlarının itirazı üzerine Manisa 2’nci Sulh Ceza Hakimliği savcılığın takipsizlik kararını bozarak, dava açılmasına karar verdi.
MAHKEME BERAAT KARARI VERDİ
30 Mayıs 2016 tarihinde Manisa 6’ncı Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Davanın geçen 6 Nisan’da görülen karar duruşmasında, taciz suçunun işlendiğine dair somut bir delil bulunmadığı gerekçesiyle mahkeme H.O.’nun beraatine karar verdi.
Kararın ardından Elginkan Topluluğu Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Gaye Akçen, vakfın avukatları Ümit Rona ve Kamil Uğur Yaralı ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Elginkan Vakfı Topluluğu ve bağlı şirketlerine iftira atıldığını ve bu iftiradan mahkemeden alınan karar ile aklandıklarını dile getiren Gaye Akçen, "Taciz ile alakalı bir olay yaşandı. O zamanlarda da şunu söylemiştim; ’Benim için iki adalet var, birincisi rabbimin adaleti, ikincisi devletimin adaleti.’ Birinin tecelli ettiğini gördük. Taciz davasında beraat ettik. Bu taciz davasında çok yaralandık. Bir kere Hüseyin Ekrem Elginkan’ın itibari hem bizim için, hem de toplum için çok önemli. Topluluğumuzun kurucusu Hüseyin Ekrem Elginkan’ın yattığı yerde çok rahatsız olduğuna inanıyorum. Bu taciz davası reklam kokan bir iftiraydı. Aynı zamanda işten çıkardığımız insanların kendi aralarında grup yapıp, topluluktaki bazı şirketlerimizi özellikle Valfsel’i ele geçirmek istemeleriydi. Bu bizim yapımıza uymayan bir davranıştır" dedi.
"50 MİLYON TL ZARARA UĞRATTILAR"
Yaşanan taciz iddiasından sonra bazı küçük bayilerin kendileriyle iş yapmak istemediğini ve bu nedenle büyük zarara uğradıklarını dile getiren Akçen, "Bazı gazeteler o kişilerle çok daha farklı hareket etti. Maddi olarak 50 milyon TL zarara uğratıldık. Bizi tanıyan bayilerimiz bu olaydan etkilenmedi. Ancak yeni gelmek isteyen ve yeni gelen küçük bayilerimiz, ’Sizle çalışmak istemiyoruz’ diye yazı gönderdi. Şimdi iki avukatımız ile bu işin üstesinden geldik. Ama bu bitmedi. Paradan daha önemli olan bir şey daha var. Topluluğumuzun, Ekrem Elginkan’ın itibarını kimse yere seremez. Buna izin vermeyeceğiz. Hukuk çerçevesi içerisinde gereken neyse yapacağız. Maddi, manevi tazminat davası açıp, zararlarımızı tazmin edecekler. Haksız yapılan iddianın bedelini hukuk karşısında neyse ödeyecekler" diye konuştu.
BAŞKA GRUPLARLA İLİŞKİSİ VAR SUÇLAMASI
Taciz iddiasında bulunan Z.G.’nin başka gruplarla işbirliği içerisinde olduğunu ve topluluğa bağlı Valfsel’e zarar vermeyi amaçladığını öne süren Gaye Akçen şunları söyledi:
"Elginkan’da asla böyle bir şey olmadı, olamaz. Ama başka gruplar içinde, başka grupların altında bize bu işi yapmalarına, bir kadın olarak çok üzüldüm, o kişi adına. Bana birisi böyle bir şey yapsa, yüzünü, gözünü parçalar, döverim. 35 senelik aile babası olan genel müdürüm H.O., topluluğumuza hizmet eden bir insandır. Ona böyle iftira atılması yanlış. Böyle bir iftiradan adalet karşısında kendimizi akladık. Türkiye’ye mal olmuş bir topluluğuz. Hepimizi rahmetli Ekrem Elginkan, 40 kez süzgeçten geçirerek aldı. Böyle bir şeye maruz kaldığımız için manevi yönden çok incindik. Bunun telafisi çok zor. Fakat beraat etmemiz bizim içimizi rahatlattı." Avukat Kamil Uğur Yaralı ise Elginkan Topluluğu Vakfı’na bağlı şirkelerin haksız dava nedeniyle maddi yaralar aldığını belirtip, "Dava dosyası boş olduğu için suçun işlendiğine dair bir delil yoktu. Aksine mağdur olduğunu iddia eden kişinin ciddi çelişkileri vardı. Mahkeme çelişkileri gördü, beraat kararı verdi. Hedefte olan şirketin genel müdürü değil tamamen topluluktur. Bununla ilgili dava süreçleri başlatılacak. Ciddi bir zarar var. Hem mağdur olduğunu iddia eden kişi hem de arkasındaki sivil toplum kuruluşlarına da dava açacağız" diye konuştu.
TEMYİZ İÇİN BAŞVURDU
Konuyla ilgili açıklama yapan Z.G. ise, "Kararın alınmasının ardından hem benim avukatlarım hem de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın dava boyunca atadığı avukatlar temyiz için gerekli başvuruyu yaptı. Onlar çarpıtarak bir açıklama yapmışlar. Mahkeme delil yetersizliğinden beraat verdi. Suçsuz diye bir şey söyledi mahkeme. Bu nedenle biz de gerekli itirazımızı yaptık. Şimdi itiraz sürecini bekliyoruz. Mücadeleme devam edeceğim. Temyizden gelecek cevaba göre gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar başvuruda bulunacağım. Karar kesinleşmeden böyle bir açıklamada bulunuyorlar. Daha mücadele sürüyor. O adam tacizci ve hiçbir şekilde aklanamaz" dedi.
"BEN GARİBAN BİR SEKRETERİM"
Elginkan Vakfı Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Gaye Akçen’in, Valfsel’e zarar vermek istediği iddiasına da yanıt veren Z.G. şunları söyledi:
"Ben gariban bir personelim ve sekreterim orada. 25 yıldır orada çalışmış, emekli olmuşum, emekliliği kazanmışım. Emekli olduğumda hala çalışmışım. 3 senede müdür olayım, 6 senede CEO olayım diye bir şeyim olmadı. Nasıl darbe yapmaya çalışayım. Bu nasıl bir iddia. Ben şu anda 2 çocuk bakıyorum, 1 yaşlı bakıyorum. Böyle bir şeyin olması mümkün değil. Bu taciz olayını örtbas etmeye çalışıyorlar. Ben onurlu bir anneyim ve kadınım."
Elgikan Vakfı Topluluğu’na bağlı şirketlerin yaklaşık 50 milyon TL zarara uğratıldığı gerekçesiyle kendi hakkında maddi ve manevi tazminat davası açılayacağına yönelik açıklamalarında değerlendiren Z.G., "İstediğini yapabilir. Eğer böyle bir zarara uğradıysa o tacizci adamın yanında olmayacaktı. Ben kendisine Gaye hanım beni de işten çıkartın, bu adamı da işten çıkartın dedim. Ben sadece genel müdür H.O.’nun bana tacizde bulunduğuna yönelik, suç duyurusunda bulundum. Şirketle ilgili herhangi bir karalama ve suç duyurusunda bulunmadım. Ben orada 25 yıl ekmek yedim. Onlara saygım var. İstediğini yapabilir. Herkes yasal hakkını kullanmakta özgür" diye konuştu. (DHA)