"Daha önce söylediğim üzere, yazarın tamamen ahlak dışı olduğunu düşünüyorum. İhtiyacı olan neyse, nerede ihtiyacı varsa alır; bunu açıkça ve dürüstçe yaparak yaptığının, kendinden sonra gelenlerin ondan da alacak kadar iyi olacağını umut eder ve kendi de aldığı için en iyi selefleri tarafından hoş karşılanacağını hisseder."
Faulkner'ın bu tavsiyesi, başkalarından 'çalma'ya ilişkin kaygıları olan yazarlara en azından psikolojik anlamda büyük ölçüde yardımcı olur. En iyi Amerikalı modernist yazar mı haksız çıkacak? Dikkatle, özenle incelediğimiz yazma üzerine teorileri hakkında Faulkner, "genç bir yazar teoriyi takip ediyorsa aptaldır" der.
Bir Esquire makalesinde Hemingway, Paris Bir Şenliktir'i yazarken yaşadığı deneyimleri şöyle anlatır:
“Yazdığım zamanlar, yazdıktan sonra okumak benim için gerekliydi. Eğer üzerinde düşünmeye devam ederseniz, ertesi gün yazmaya devam etmeden evvel yazdığınız şeyi kaybedebilirsiniz. Spor yapmak, vücuden yorulmak, sevdiğim kişiyle sevişmek gerekliydi. Bu her şeyden daha iyiydi. Fakat sonrasında, kendimi boşalmış hissettiğinde, bir daha yapabilecek hale gelene değin işi düşünmemek veya onun hakkında endişelenmemek için okumak gerekliydi. Yazma kuyumu asla boşaltmamam ve daima kuyunun diplerinde bir şeyler kalmışken durup, onu besleyen kaynakların geceleyin onu doldurmasına izin vermem gerektiğini zaten öğrenmiştim.”
Fitzgerald 1940 yılında kızı Scottie'ye yazdığı mektubunda şöyle der:
“Bitene kadar o şeyin neyle ilgili olduğunu söylememenin gayet iyi bir kural olduğunu düşünüyorum. Söylediğin takdirde hep birazını kaybediyorsun. Bir daha eskisi gibi sana ait olmuyor.”
Geldik 19. yüzyıla ve Amerikan gotiğinin ve detektif hikâyelerinin babası Edgar Allan Poe'ya! Faulkner'ın "teorileri takip etme" konusundaki tavsiyesiyle çelişiyor gibi gözükse de, Poe'nun işine yarayan bir şeyi denememek olmaz.
"Kalemi eline almadan önce her olay örgüsünün akıbetini adına layık şekilde detaylı şekilde donatmaktan daha açık bir şey yoktur" diyen Poe, hikâyenin sonunu "sürekli göz önünde bulundurmanın olay örgüsüne zaruri bir sonuç havası kattığını" belirtir. Poe'nun bu tavsiyesi romanlar için değil, özellikle bir oturuşta okunan kısa hikâyeler için geçerlidir.