Piazza Alışveriş ve Yaşam Merkezi'nin (AVM) davetiyle Şanlıurfa’ya gelen dünyaca ünlü koreograf, sanat yönetmeni, manken ve modeller, gezdikleri tarihi Göbeklitepe Höyüğü'ne hayran kaldı.Dünyanın diplomalı 9 koreografından biri olan ve manken eğitmeni Ferhan Aral, eski manken ve teknik yönetmen Emrah Esen, ünlü sunucu ve manken Şebnem Schaefer, Miss Globe International 2014’de Türkiye’yi temsil edecek Burçin Serdar, Best Model of Turkey 2009 ikincisi Tuğçe Dural, Miss Glob International yarışmasında Gine Bissau’yu temsil eden Sonia Cacheu, Model of Turkey 2013 birincisi Erhan Sobacı’nın da aralarında bulunduğu yaklaşık 20 kişilik kafile, Şanlıurfa’nın kent merkezine 20 kilometre uzaklıktaki Göbeklitepe Höyüğü’nü gezdi. Örencik köyü yakınlarındaki bir tepe üzerinde bulunan ve Cilalı Taş Devri'nden kalma dini yapılar topluluğu olan Göbeklitepe Höyüğü'ne hayran kalan ünlü sanatçılar ve güzeller, sık sık hatıra fotoğrafı çektirdi. Höyük tarihi ile ilgili bilgiler alan kafile, cep telefonu ve fotoğraf makineleri ile de alandaki dikili taş ve üzerindeki kabartmaları fotoğrafladı. Dünyanın en eski dini yapılar topluluğu olarak bilinen Göbeklitepe gezisini değerlendiren Ferhan Aral, “Urfa yöresine özgü yerleri gezdik. Göbeklitepe muhteşem bir yer. İngiltere’deki Stonehenge’yi ilk tapınak olarak biliyor, tüm dünya medeniyetin başlangıcı olarak algılıyordu. Anlaşıldı ki ondan 7 bin yıl öncesindeki medeniyet benim Anadolu topraklarında çıktı. Tüm dünya tarihi değişiyor. Artık tarih yeni baştan yazılacak. Tüm bilenenler, tüm ezberler değişti. Müthiş bir alan. Urfa çok zengin bir bölge. İftihar ettik, gurur duyduk” dedi.Aral ve beraberindeki ünlüler, programı planlayan Rönesans Yönetim A.Ş. Genel Müdürü Selçuk Şişman, Şanlıurfa Piazza’nın yönetici ve çalışanlarına teşekkür etti.Aral ve beraberindeki kafile, tekrar Şanlıurfa’ya gelerek, bölgedeki tarihi mekanların tamamını gezmek istediklerini de sözlerine ekledi.GÖBEKLİTEPE KAZILARI1963'te fark edilen dokuz hektarlık kazı bölgesinin öneminin, yaklaşık 10 yıl kadar önce tarlasını karasabanla sürerken bulduğu oymalı taşı müzeye götüren Mahmut Kılıç sayesinde anlaşılabildiği kaynaklara geçti. 1995 yılında ilk kez Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Müze Müdürlüğü'nün işbirliğiyle başlanan kazı çalışmaları, Alman arkeolog Doç. Dr. Klaus Schmidt’in başkanlığında yürütülmekte olup, her yıl Eylül ve Ekim aylarında 10 haftalık bir süreç içinde yapılmaktadır.Günümüze kadar yapılan kazılar sonucunda bir Cilalı Taş Devri yerleşimi olduğu anlaşıldı. Tarihi M.Ö. 11 bin yıllarına uzanan, tapınma amaçlı törensel alanlara ait mimari kalıntılar, dikili taşlar ve üzerinde kabartmalı yabani hayvan ve bitki figürlerinin bulunduğu taşlar gün yüzüne çıkartıldı. Bölgenin önemi ise gün yüzüne çıkarılan en büyük tapınma alanını barındırmasındandır. Günümüze kadar yapılan kazılarda elde edilen bulgular çerçevesinde uzmanlar Cilalı Taş Devri insanının henüz çevresindeki hayvanları evcilleştiremediğini düşünmektedir.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz