Ünlülerin çocukluk hayalleri

Şimdi hepsi çok ünlü birer şarkıcı, oyuncu ya da sunucu. Peki yıllar önce okul sıralarında hangi mesleğin hayalini kurmuşlardı? İşte ünlülerin çocukluk hayalleri…


Mimar olmak istiyordum

“Mimar ya da dekoratör olmak istiyordum. Ama dikiş dikerek bizi geçindiren annem düşüp belini incitince ben de hem uçak hem de gemi biletleri satan Katoni (American Export Lines) şirketinde çalışmak zorunda kaldım. O arada Dil Tarih Fakültesi Arkeoloji Bölümü’ne girdim. Bir süre sonra ‘Artist’ dergisinin açtığı yarışmayla annemle kendimizi İstanbul’da bulduk.”

Reklam
Reklam

Kafamı dansözlüğe takmıştım

“Bir zamanlar dansöz olmayı kafama takmıştım. Ama öyle şakır şukur dansözlerden değil. O zaman ‘Yedi Kardeşe Yedi Gelin’ gibi müzikal filmler vardı. Ben de böyle müzikallerde rol alıp eteklerim uçuşa uçuşa dans etmek isterdim. Ama hayat insanın planladığı gibi gitmiyor, bir baktım ki oyuncu olmuşum.”


Uçak mühendisi

“Uçak mühendisi olmak isterdim. Bizim ailede çok pilot var. Her çocuğun uçmaya merakı vardır. Bense uçmak yerine o uçakları yapan mühendis olmayı hayal ederdim.”


Kedi kız Ece

“Ben çocukken, Batman filmlerinin unutulmaz ‘Kedi Kız’ karakterinin yerinde hayal ederdim kendimi. Mücadeleci, iradeli, karşı koyabilen, güçlü bir karakter, ancak yeri geldiğinde de çok duygusal, üstelik çok da hoş bir kadındı. Ben de hep onun gibi güçlü ve iradeli olmak isterdim.”


Tek dileğim hariciyeci olmak

“Küçükken tek dileğim, hariciyeci olmaktı. Ama komedyen oldum, sunucu oldum. Oğlum Ali Sadi’nin iyi bir eğitim almasını istiyorum. Asıl istediğim futbolcu olması ama kısmet...”

Reklam
Reklam

Heykeltraş olabilirdim
“Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü’nde okurken, üniversitenin Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Şan Bölümü’ne geçiş yaptım. Mesleğimi yapmasaydım ya grafiker ya da heykeltıraş olurdum. Şimdi bile evimde kilden heykeller yapıyorum.”


Bale içimde ukde kaldı

“Kendimi bildim bileli hep balerin olmak istedim. Kuzenim balerindi, onu sahnede büyük bir hayranlıkla izlerdim. Okul müsamerelerinde bir balerin rolü varsa, o hep benimdi. Ama inanılmaz zor bir meslek. Zaman içerisinde ayaklarda inanılmaz ağrılar başlıyor. Sanırım bundan sonra ilgim piyanoya yöneldi. Ama balerin olmak hep içimde ukde kaldı.”


Ajanlık hayali

“Çocukluğumda hayal gücüm çok genişti. Hareketleri şeyleri severdim. Ajan olmak, MİT gibi gizli bir örgütte görev almak isterdim. Gizli saklı şeyleri ortaya çıkarmayı çok seviyorum.”


TV ekranlarının en sevilen şovmenlerinden Beyazıt Öztürk küçükken evcvilik oynamayı severmiş. Bakın o günleri nasıl anlatıyor Öztürk: "Benim için en önemli oyuncak, telli arabaydı. Diyebilirim ki hiç kavga etmeden büyüdüm. Eve yemek yemeye bile gitmezdim. Onlarla yemek yerdim. Evcilik oyunu benim için çocukluğumda çok keyifle oynadığım bir oyundu. Çünkü herkes evinden birşeyler getirirdi. Kimisi kilim, kimisi de yemek. Mahalleden geçen, kuru ekmek toplayan amcalar vardı. Annem beni yanlarından zor alırdı. Ben hâlâ oyuncak alıyorum. Mesela geçen gün helikopter aldım.

Reklam
Reklam

Demet Akbağ'ın ise sahneye yeteneği olduğu daha o zamanlardan belliymiş. "Annemin bize verdiği sarı eşarp vardı. O eşarp benim Filiz Akın peruğumdu. Bir siyah eşarp vardı o da Türkan şoray peruğum. Tiyatro ve sinema aşkım o yıllarda başlamıştı zaten..."


Sahnenin duayenlerinden Erol Günaydın küçükken nasıl oyunlar oynadığını şöyle anlatıyor. Babamın kamyonu vardı. Erzurum’a, Kars’a, Iğdır’a gider, dağlardan pamuk getirirdi. Küçüklüğümde bana oyuncak olarak otomobiller ve kamyonlar alırdı. Bahçede topraktan dağlar yapardım. Anneannemin ununu aşırır, kar serperdim bu dağlara. Demek ki Erzurum’un o kar lı yollarından gide gele, kar benim hayal alemimde önemli bir yere sahip olmuş.


Haluk Bilginer'in çocukluk günleri ise babasının aldığı bir mikroskop sayesinde renklenmiş. Babam bana bir mikroskop almıştı. İğnesiyle parmağımı deler, mikroskopta kanıma bakardım. Ölü sineklerin kanatlarını incelerdim. İlerleyen yaşlarda evdeki bazı ilaçları karıştırsam ne olur diye bile merak ettiğim ve bu tür deneyler yapmışlığım olmuştur. Ben hep doktor olmak isterdim. Doktor olmayı istememin asıl sebebi de kansere çözüm bulmaktı.

Reklam
Reklam

Hülya Koçyiğit ise eğer şimdi çocuk olsa neler yapacağını şöyle anlatıyor: Bir oyuncakçı dükkanım olsa film makinesi tarzı bir oyuncak alırdım. Çünkü hep içimde bir eksiklik var. Ben de kendi filmimi çekmek istiyorum. Bu kadar film yaptıktan sonra artık kendi kendime küçük amatör filmler çekmek istiyorum. Montajını kendim yapmak, müziklerini kendim seçmek istiyorum. Onun için böyle bir oyuncağa şimdi çok ihtiyacım var.


Perran Kutman'ın hatırladığı ilk oyun cağı ve aynı zamanda oyun arkadaşı ise cevaz masanın bacaklarıymış. İlk hatırladığım oyuncağım ve belki de arkadaşım demek daha doğru olur, ceviz masanın bacaklarıydı. Arkadaşım olmadığı için ceviz masanın bacaklarıyla konuşmak mecburiyetindeyim. Hep büyüklerin arasındaydım. Çok ilgi görüyordum ama bir taraftandan da yalnızdım. Bu yalnızlığımı da masanın bacaklarıyla konuşarak gidermeye çalışıyordum.


Gezen ise çocukluğunda oyuncakçı dükkanında çıraklık yaptığı için şanslı olduğunu söylüyor. En büyük avantajım dokuz, on yaşlarında Ömer Deniz’in oyuncakçı dükkanında oyuncakçı çırağı olmamdır. Orada Eyüp oyuncakları yapardık, tahtadan arabalar, kamyonlar, lokomotifler, el arabaları ve yürürken hareket eden oyuncaklar. O oyuncakçıda ilk defa kendime, kendimin oynatacağı Karagöz biçiminde kuklalar yaptığımı hatırlıyorum. Aradan 55 yıl geçmesine rağmen hala o kuklalarım bugünkü gibi gözümün önündeler.

Reklam
Reklam

Tiyatronun duayenlerinden Haldun Dormen ise çocukken oynadığı hırsız- polis oyunu yüzünden hala ayağının sakat olduğunu söylüyor. Şu an oturduğum eve yakın bir apartman vardı. Bu apartmanda da arkadaşım oturuyordu. Bir gün onunla bahçede hırsız polis oynuyorduk. Birdenbire annesinin geldiğini duyduk. Arkadaşım koşturarak bahçeden çıktı, ben de bahçıvan evi gibi bir şeyin üzerine çıkmaya çalıştım. Fakat oradan düştüm. Düşünce ayağım sakatlandı. Ameliyat oldum ama o ayağım sakat kaldı."


Fuat Güner'in çocukluk günlerine dair anlattıkları şunlar: Neredeyse bütün çocukluğum topun peşinde geçti. Fenerbahçe genç takımına girdim. Beş sene profesyonel voleybol oynadım. Karayollarında ve özel bir şirkette mühendis olarak da çalıştım. Nitekim 8100 lira maaş alırken birden 125000 liralık bir cingıl yapınca ertesi gün mühendislikten istifa etim. Çocukluğumda hiç durmazdım, sabahtan akaşama kadar koştururdum.


Binnur Kaya'nın çocukluk hayalinin şimdiki mesleğiyle hiç ilgisi yok. Denizi ve yunusları çok sevdiğini söyleyen Kaya, ´Çocukken deniz aşığı biri olarak okyanus bilimcisi olmak istiyordum´ diyor.

Reklam
Reklam

Zuhal Olcay'ın ise çocukluğunda iki hayali varmış. İki mesleğe karşı çok ilgim vardı. Birincisi zoolog, ikincisiyse buz patencisi. Ne zaman buz pateni yapan o estetik kızları görsem televizyonun başından ayrılmaz hayranlıkla izlerdim.


Nil Karaibrahimgil ise sanattan ayrı yaşayamayacağını söylüyor. Ben sanata aşığım. Şarkı söylemeseydim Seçimim yine sanatla ilgili bir şey olurdu. Küçükken resim yapmaya merakım vardı. Belki de ressam olurdum.


Dünyanın en zengin kadınlarından biri olan Paris Hilton'un çocukluk hayali veteriner olmakmış. Ama bundan vazgeçmiş sonradan.


Eva Mendes küçükken bir rahibe olmayı hayal edermiş. Ama sonra kızkardeşi rahibelerin ücret almadığını söyleyince bundan vazgeçmiş.


Julia Roberts da küçükken veteriner olmak istermiş. Bunun nedenini de şöyle anlatıyor: " Gençlik yıllarımda hayvanlar beni büyülerdi. O zamanlar veteriner olup hasta hayvanları iyileştirmenin harika bir şey olduğunu düşünürdüm"


Cheryl Cole küçükken adli tıp dedektifi olmak istermiş. Bugün dünyanın en seksi şarkıcılarından biri.

Reklam
Reklam