İşte ünlülerin belki de ilk kez göreceğiniz, belki de unuttuğunuz fotoğrafları...
Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim’in oynadığı bir jilet reklamından bu görüntüsü sosyal medyada çok konuşuldu en çok paylaşılan resimlerden biri oldu.
Şarkıcı Özcan Deniz, gündemi uzun süre meşgul eden imajını ölümsüzleştirdi ve Gala dergisine poz verdi.
Filmin adı ‘Şoför’... Dönemin arabesk kralı Orhan Gencebay’ın bol şarkılı filmlerinden en çok ilgi görenlerinden. Başrolün kadın kahramanı Hülya Avşar, Orhan Baba’nın omuzlarında (1986).
Zeki Alasya, Metin Akpınar yıllar yılı tiyatro sahnelerinde de, film setlerinde de ayrılmadı hiç. Bu fotoğraf da bir tatilde çekildi. Akpınar, havuzdan çıkan Alasya’ya bornozunu tutuyor.
Küçük yaşta sahneye çıkan ve kendini kabul ettiren Emrah, yoğun çalışmalarından arta kalan zamanında kendini havuza atmayı pek severdi (1987).
Pop müziğimizin ‘Minik Serçe’si Sezen Aksu, lise yıllarında arkadaşlarıyla birlikte... Gözlerinde siyah gözlükleri ve eli cebinde. Aklında ise dersler değil, müzik var. Aksu’nun İzmir’deki belediye otobüslerinde bağıra çağıra şarkılar söylediği yıllar.
İzmir Fuarı’nda program yapan sanatçılar, gündüzleri Efes Oteli’nin havuz başında toplanırlar, aralarında şakalaşırlardı. İşte yine böyle bir günde Şükrü Birant, Sadri Alışık ve Ahmet Sezgin bir araya gelip Ahmet Özhan’ı karga tulumba havuza atmaya çalışıyorlar (1977).
1983 yılında Türkiye Güzeli seçilen Hülya Avşar’ın daha önce evlenip boşandığı için tacı elinden alındı. Bir anda herkesin merak ettiği birisi haline gelen Avşar, İzmir Fuarı’na gitti ve Uğur Böcekleri ile birlikte sunuculuk yaptı (1983).
Yakın çevresi “Paşam aman böyle şeyler yapma, Türk halkı bunları kaldıramaz” diye uyarsa da, o sahnedeki yeniliklerini sakınmadan hayata geçirdi.
Beypazarı’nda dünyaya gelen ve sinemaya tamamen tesadüf sonucu başlayan Türk sinemasının ‘Kolejli Kızı’ Filiz Akın, filmleriyle milyonların gönlünde taht kurdu.
Pop müziğimizin ikonu, süper starı Ajda Pekkan... Her zaman bakımlı, her haliyle güzel..
Arabesk müziğinin iki ünlü ismi Ferdi Tayfur ve Vahdet Vural, gazino kulisinde bilek güreşi yapıyorlar (1978).
Türk müziğinin tartışılmaz en iyi yorumcularından olan Bülent Ersoy, 14 Nisan 1981’de Londra’da geçirdiği cinsiyet değiştirme ameliyatıyla kadın oldu.
Demet Akalın için en büyük talih Kadir İnanır ile tanıştığı gündü. Kadir İnanır 80’li yılların ortalarında dört filmlik bir proje hazırlığı içindeydi. Bu filmlerin birinde oynaması için de Demet Akalın’ı seçti. O dönemde kimsenin tanımadığı Akalın’ı, günümüzde tanımayan yok.
Sinemamızın ‘Hırçın Kız’ı Gülşen Bubikoğlu, bir dönemin aranılan yıldız oyuncularından birisiydi.
Emel Sayın sahneye çıkmak için kulis odasından ayrılırken, kulağına bir fıkra anlatarak ona moral veren kişi Müjdat Gezen’den başkası değil.
Mavi Mavi’ filminde başrolü oynayan İbrahim Tatlıses ve Hülya Avşar, filmdeki en çok ses getiren sahnede. Bu sahne, ilginçtir, tam 15 kez tekrarlandı.
‘Boş Ver Arkadaş’la bir anda zirveye çıkan İlhan İrem’in plaj sefası.
‘Panter Emel’ lakaplı Emel Yıldız, birçok ünlü oyuncuyu Türk sinemasına kazandırdı. Bunlardan birisi de Fatma Girik’ti (1988).
80’lerin başında müthiş bir iradeyle rejime giren Zerrin Özer, leopar desenli mayosuyla bu pozu verirken ne kadar mutlu ve neşeli.
80’li yıllarda sinemanın ideal ikilisiydiler. ‘Bodrum Hakimi’, ‘Devlerin Aşkı’, ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’, ‘Kara Gözlüm’ gibi filmlerde yaşadıkları aşklar sinema izleyenleri tarafından gerçek sanıldı, birbirlerine çok yakıştırıldılar.
1987 yılında Hürriyet Sinema 2. Güzeli seçilince hayatı değişen Gülben Ergen, düzgün fiziği ile önce mankenliğe başladı. Podyumların aranılan isimlerinden birisi olan Ergen, uzun yıllar fotomodellik yaptı (1986).
Bir dönem sadece rol kabiliyeti, yeteneği, sinemadaki Erkek Fato’luğu değil, aslında bikinili görüntüleri de vardı Fatma Girik’in. Yine böyle bir günde Fato özgürce deniz kıyısında bikinisiyle koşuyor. Ancak İstanbul’un denizi o zamanlar şimdikinden çok daha temiz.
TRT’ye parodiler çeken Levent Kırca ve Ali-Ayşegül Atik çifti, bu defa bir ameliyat skecinin hazırlıklarını yapıyorlar (1979).
Macera filmlerinde asla dublör kullanmayan, ölüme meydan okuyan Cüneyt Arkın’ın bir apartman balkonunun kenarında gezerken ayağının kayıp ölümün soğuk nefesini hissettiği anın fotoğrafı.
1960’ların ilk yarısında Zeki Müren’in İstanbul sahnelerindeki en büyük rakibiydi Adnan Pekak. Bugün yaşı 40’ın üzerinde olanlar onu ve şarkılarını hatırlayacaklardır. Pekak’ın yanındaki ise o dönemin ünlü oryantali Aysel Tanju.
1984’teki ‘Fahriye Abla’ filmini ve Müjde Ar’ın hamamdaki sahnelerini hatırlamamak mümkün mü?
Orhan Gencebay ile Sevim Emre aşkının ilk yılları... O zamanlar oğlu Altan’ın annesi Azize Gencebay’dan boşanmak üzere olan Gencebay, hiçbir yere Emre’siz gitmiyordu (1976).
Caddebostan Maksim Gazinosu’nun ışıklı neonu. Kadroda kimler yok ki! Assolist Emel Sayın. Alt kadrosunda ise Göksel Arsoy, Sezen Aksu, Recep Kaymak, Meral Zeren, Zeki Alasya ve Metin Akpınar var. Hey gidi günler, hey gidi gazinolar (1981).
Nükhet Duru ile Doğan Canku, gazinodaki kulis odasında yemek yiyorlar. Duru ile Canku kısa süren bir de aşk yaşamışlardı (1978).
Birlikte birçok film çeken Perihan Savaş ile Mesut Engin, 1973 yılında kamera karşısına geçtikleri ‘Yedi Evlat İki Damat’ filminde (1973).
Şanlıurfalı şarkıcı İbrahim Tatlıses, çocukları Ahmet, Gülşen, Gülden ve kardeşi Hüseyin’le memleketindeki dünyaca ünlü Balıklı Göl’de hatıra fotoğrafı çektirirken (1980).
Kadir İnanır, 1979’da İstanbul’a gelen ve ‘Haydarpaşa’nın gelini’ olarak lanse edilen, birçok filmde rol alan Christina Haydar ve kocasıyla birlikte.
‘Orta Şarkın Altın Bülbülü’ lakaplı Neşe Karaböcek, Orhan Gencebay ile Yaşar Kekeva’nın sahibi olduğu Kervan Plak’tan çıkan LP’si çok satınca altın plakla ödüllendirildi.
Türk komedi dünyasının üç ünlü komedyeni ile bir ünlü sunucusu aynı kutlamada bir araya gelince, ortaya bu tarihi fotoğraf çıktı (1970’lerin sonu).
Yakınlarının ‘Kara kuru Nükhet Duru’ diye takıldığı Nükhet Duru, bu yakıştırmaya her zaman güler yüzüyle karşılık vermesini bilirdi (1977).
Hülya Koçyiğit’in kız kardeşi Nilüfer Koçyiğit, iki Tanju arasında kalınca hemen bir dilek tuttu (1975).
6. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, sanatçılara ayrı bir önem verirdi. Çankaya Köşkü’nde yapılan resepsiyonlara birçok ünlü sanatçıyı davet eden Korutürk, onlarla sohbet eder, şiltler sunardı (1978).
Bir gazino kulisi. Ümit Tokcan, yine sazını eline almış, aynı gazinoda sahneye çıkan arkadaşı Mustafa Sağyaşar’a yeni derlediği türküsünü dinletiyor (1976).
Cazip tekliflere daha fazla dayanamayan Muazzez Abacı, Ankara Radyosu’ndaki görevinden ayrılarak İstanbul’a geldi. Kendisine yardımcı olanlardan birisi de her ne kadar rakibi de olsa Gönül Yazar’dı (1976).
Nükhet Duru, bir döneme damgasını vuran ‘Beş Yıl Önce On Yıl Sonra’ grubu ile bir yazlık gazinoda program yapıyor (1984).
O yılların en ünlü sanatçılarından olan Orhan Gencebay’ı bir film çekimi sırasında yakalayan çocuklar, hemen etrafını sarıp onu daha yakından görme fırsatı buldular (1975).
Çocukların sevgilisi Barış Manço yine çocuklarla birlikte. Hem de kendi adının verildiği sokağın başında (1984).
Günümüzde yuvasını kurmuş, anne olmuş ve de kayınvalideliğe hazırlanan Gülşah (Soydan) Alkoçlar, annesi Hülya Koçyiğit ve Fikret Hakan’la aynı filmde buluşmuştu. ‘Gülşah Küçük Anne’ sinemalarda büyük ilgi görmüştü
Bu ne ekmek kuyruğu, ne benzin kuyruğu... Bu bir sinema kuyruğu... 60’lı yılların başı. Turgut Özatay ve Aysel Tanju’nun oynadığı ‘Hancı’ filmi, Ankara Gölbaşı Sineması’nda kapalı gişe gösteriliyor.
‘Kamalı Zeybek’ filminde Nebahat Çehre’ye evlilik teklifinde bulunan Yılmaz Güney, kısa süre içinde muradına erdi ve onunla nikah masasına oturdu (1966). Ancak bu mutluluk bir buçuk yıl sürdü.
Filmlerde figüranlık yaptı, annesinin (Münevver Girik) yanında henüz 13 yaşında sinemayla tanıştı. Kısa sürede zirveye çıktı. O yıllarda setlerde ünlü de olsanız kendi makyajınızı kendiniz yapardınız (1965)
Sanatçılar arasındaki dayanışmaya her zaman rastlarız. İşte yine böyle bir anı ve Erol Evgin, stüdyoda Ersan Erdura’ya vokal yapıyor (1982).
Ajda Pekkan, sahneye Gönül Yazar’ın yardımı ile çıktı. Çünkü giyecek ne bir elbisesi ne de ayakkabısı vardı. Yazar giymediği elbise ve ayakkabılarını Pekkan’a verdi. Sonraki yıllarda Ajda Pekkan, Durul Gence ile birlikte Ajda Pekkan&Durul Gence Beşlisi olarak sahneye çıktı (1969).
Bir dönem içtikleri su bile ayrı gitmezdi aynı bisiklette gördüğünüz Nilüfer’le Kayahan’ın. Nilüfer 1984’te Kayahan’ın ‘Kar Taneleri’ni seslendirdi.
Temmuz 2000’de ‘Balalayka’ filminin çekimine giderken uçakta kalp krizi geçirerek aramızdan ayrılan Kemal Sunal’ı unutmak mümkün değil. ‘Melek Şaban’ her zaman yüreğimizde.
“Soyadımla her zaman gurur duyuyorum” diyen Seren Serengil, bir dönemin en ünlü oyuncularından olan babası Öztürk Serengil’in kucağında. Seren henüz 6 yaşında. Baba kızın mutluluk pozu bu (1976).
Türk sinemasının unutulmaz aktörü Sadri Alışık, 60’ların ikinci yarısında Saner Film’e çektiği ‘Turist Ömer’ serisiyle Türkiye’nin sevgilisi oldu.