Alzheimer tip senil demans ilerleyen yaşla ortaya çıkan ve progressif bir hastalık olduğundan, bazen ailelerce yaşlılığın bir parçası olarak algılanır ve doktora götürülmez. Böyle olunca da hızla ilerler. Erken olgularda ise hastalığı yavaşlatmak, yaşam kalitesini kısmen düzeltmek mümkündür.
Samsun Medical Park Tıp Merkezi Nöroloji Uzmanı Dr. Muammer Gündoğdu “alzheimer tip demans” hakkında bilgi verdi. Dr. Muammer Gündoğdu, “Genel anlamda demans halk arasında bunama adıyla bilinir. En çok görülen tipi alzheimer tipi demanstır. Yaşlılıkla ortaya çıkar, başta unutkanlık olmak üzere çeşitli davranış ve bilişsel bozukluklarla kendisini gösterir. Beynin belli bölgelerinde sebebi henüz bilinmeyen hücre yıkımı ve hücreler arası iletişimsizlik söz konusudur. Başlangıçta geçmiş hafıza korunur. Hastalığın ilerlemesi ile geçmiş hafızada da yıkım başlar. Ayrıca bilişsel yetenekte kayıp, düşünme ve konuşmanın belirlediği entelektüel yapının bozulması, düğme açma kapama gibi beceri gerektiren hareketlerde işlev kaybı dikkat çeker. Beraberinde genel bir dikkat dağınıklığı ve uyku düzeni bozukluğu eşlik eder” dedi.
Günlük yaşam koşuşturması sırasında, ya da zor geçen yılların ardından beynin yorgunluğuna bağlı olan ve sonradan hatırlanan unutkanlıkların herkeste olabileceğini söyleyen Dr. Gündoğdu, “Ama unutulan hatırlanmaz ise burada dikkatli olmak gerekir. Örneğin, sizi yemeğe davet eden anneniz yemek yapmasını unutmuşsa, yolda kaybolmalar başlamışsa, çalışma yaşamı başarılarla dolu, cin gibi olan büyüğünüzde öğrenme ve algılamada yavaşlama başlamışsa, her gün yürüyüş yapmayı sevdiği halde artık evde oturuyor, aile bireylerine, kitap, gazete ve televizyona ilgisi azalmışsa, sorun var demektir. Bu belirtileri olan hasta hemen bir nöroloji uzmanına götürülmelidir. İlk yapılacak iş ne tür bir demans olduğudur. Şayet alzheimer tip demans saptanmışsa evrelendirmesi yapılıp bu yönde tedavi başlatılacaktır. Alzheimer demansın kesin bir tedavisi yoktur. Sadece prognozu yavaşlatabilen yaşam kalitesini kısmen düzeltebilen tedavi seçenekleri mevcuttur. Geçen ay bir ulusal kanalda çıkan ve ilerlemiş olguları bile tedavi ettiği iddia edilen iğne tedavisi, bilimsel alt yapıdan yoksun olup, seçenek dışıdır” diye konuştu.
Alzheimer hastalığının kesin sebebinin bilinmediğini söyleyen Dr. Muammer Gündoğdu, “Yaşlılıkla beraber görülme sıklığı artmaktadır. 65 yaş üzeri görülme sıklığı yüzde 15 iken, 80li yaşlarda yüzde 25 oranına çıkmaktadır. Kesin olmamakla beraber teknolojinin daha yoğun kullanıldığı kentsel yaşamın süreci hızlandırdığı görüşü hakimdir. Tibet, Kafkas ülkeleri gibi doğal yaşamın sürdüğü bölgelerde demans oranı düşüktür. Ancak bu coğrafi ayrımda bilimsel olarak kanıtlanmış değildir. Alzheimer demans ilerleyici ve genellikle evde bakımı gerektiren bir hastalık olduğundan hastaya bakan yakınları yada bakıcıların sevecen ve sabırlı olmaları zorunludur. Doğruyu öğretmek için asla inatlaşılmamalıdır. Meşgul olması için sevecen bir yaklaşımla yapabileceği işler verilmeli ve bitiminde teşekkür ve takdir edilmelidir. Ancak sürekli unutan, aynı olayları tekrarlayan, günlük işlerini yapamayan, hatta beslenme, tuvalet-temizlik gereksinimlerinde bile çocuk gibi başkasına muhtaç bir hasta ile sürekli yaşamak çok zordur. Bu nedenle hasta yakınlarının doktorlarıyla iletişim kurmasını ve alzheimer derneğine başvurmasını öneririm” şeklinde konuştu.
Nöroloji Uzmanı Dr. Muammer Gündoğdu şöyle devam etti: “En önemli risk faktörleri; alzheimerli bir akrabanın olması ve atresklerozla seyreden sistemik bir hastalığın varlığıdır. Birinci derece bir aile yakınında alzheimer hastalığı varsa risk 2,6 kat, iki kişide varsa 7,6 kat artmaktadır. Orta yaşlarda ortaya çıkan damar sertliği, diyabet, hipertansiyon, hiperkolesterolemi, inme, obezite, hiperhomosisteinemi ileri yaşlarda demans riskini artırır. Bu nedenle damarsal risk faktörlerinin orta yaş grubunda belirlenerek bunlarla mücadele edilmesi hastalığa yakalanma yaşını geciktirebilir belki de önleyebilir. Vitaminlerin alzheimeri önlemesinde katkısı olmadığı artık kesin olarak gösterilmiştir. Eğitim düzeyi ve sosyalleşmesi yüksek popülasyonda daha geç yaşlarda görülmekte, bu iki faktörün beyinde zihinsel yedek kapasite sağladığına inanılmaktadır. Stres ve deprasyon sosyalleşmeyi azaltacağından mutlaka tedavi edilmelidir.”
Dr. Gündoğdu sözlerini şöyle tamamladı: “Sonuç olarak kesin tedavisi olmadığı gibi hastalığı kesinlikle önleyen bir yaklaşımda henüz mevcut değildir. Dengeli beslenme, egzersiz yanında, sosyal ağın genişletilmesi, değişik alanlarda düşünmeyi sağlayacak, hayata bakış açısını değiştirecek, düşünmeyi ve irdelemeyi sağlayan kitapların okunması, en önemli korunma yöntemleri gibi görünmektedir.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz