Unutulmaması gereken bir film olacak

'Unutursam Fısılda', Alzheimer hastalığı başlangıcındaki bir şarkıcının unutulmaması gereken geçmişinde dolaşırken bir anlamda pop tarihimizin kısa bir toparlamasına da soyunuyor.

Türkiye sinemasının tarihsel akışı içinde bence müstesna bir yere sahip olan 'Babam ve Oğlum'un yönetmeni Çağan Irmak, 'aile odaklı' öykülerine devam ediyor… Bu başyapıtının ardından 'Ana-oğul' ('Karanlıktakiler', bir parça da 'Issız Adam'), 'Dede-torun' ('Dedemin İnsanları') derken son filmi 'Unutursam Fısılda' bu kez 'kız kardeşler arası' bir çekişmenin ve yıllara yayılan bir husumetin izlerini sürüyor. Ama bu son adımı sadece böylesi tanımlarla ele almak filme haksızlık olur, çünkü 'Unutursam Fısılda' asıl olarak bir şarkıcının yükselme ve sahne ışıklarından uzaklaşma öyküsü anlatıyor.

Film, bütün bu ana ve yan öyküler eşliğinde 'Pop tarihimiz'in kısa ama etkili bir resmini de çekiyor…
Önce kısaca konu diyelim: Yıllar sonra baba ocağına, hayattaki tek yakını olan ablasının yanına dönen eski şarkıcı Hatice'nin (sahne ismi 'Ayperi'), Alzheimer'la başı derttedir. Hastalık henüz başlangıç aşamasındadır ve işin ilginci ablasıyla arasındaki geçmişten kalan problemlerin unutulmasından (!) yanadır. Ablası Hanife ise bu geri dönüşe karşı çıkarken kız kardeşini hiçbir zaman affetmeyeceğini söyleyip durur. Bu noktada öykü geçmişe, 70'li yıllara uzanır ve meselelerin kökenini seyircisiyle paylaşmaya başlar…

'Unutursam Fısılda', öyküsünden ziyade asıl olarak biçimci yanı ve görselliğiyle dikkat çeken bir yapım. 70'lerin kendine özgü parlak, göz alıcı renkleri, modası, saç kesimleri, 'Hey' ve 'Ses' dergileri (bu arada dönemin Hürriyet gazetesi de var bu 'Retro' resmi geçitte!) derken film yaşı yetenleri o eski günlere götürüp kendi anılarıyla da buluşturuyor. Bu noktaya ise bizi kasabaya gelen, Yeşilçam filmlerinden fırlamış, taşra kızlarıyla gönül eğlendiren şehirli çocuk görünümdeki kaymakamın oğlu Tarık'ın çok geçmeden delişmen, başına buyruk Hatice'ye vurulması neden oluyor. İki gönül bir olunca ve ortak parantez müziğe çıkınca çareyi İstanbul'a gidip 'Pop müziği tarihimiz'in asli unsurlarından biri haline geliyorlar. Grupta Tarık'ın hayattaki belki de tek arkadaşı Erhan da ye alıyor. Bütün bu süreçte de devreye, yönetmeni Çağan Irmak'ın da deyişle döneme hâkim olan 'kitsch estetiği ve ruhu' giriyor…