ANKARA (ANKA)- ÖDP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, Türkiye'nin misket bombalarının yasaklanması için Norveç öncülüğünde başlatılan Oslo Süreci'nin bir parçası olmasını istedi.
Uras, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, savaşların yüzyıllar boyunca insanlığa büyük acılar ve yıkımlar getirdiğini belirterek 21. yüzyılda da bu acıların ve yıkımların devam ettiğine işaret etti. Kapitalizmin, teknolojideki gelişmelerle birlikte her gün daha öldürücü silahlar keşfederek, yok etmenin en etkili yöntemini bulma arayışını sürdürdüğünü kaydeden Uras, "Gücünü yok ediciliğinden alan bu silahlar, sivilleri de hedef haline getiriyor. Bu silahlardan birisi de misket bombalarıdır" dedi.
Uras, misket bombalarının "bomba içinde bomba" olarak tanımlandığını ve bomba infilak ettikten sonra içerisinde bulunan misket büyüklüğündeki bombacıkların etrafa yayıldığını, her bombada 202 bombacık bulunduğunu ve bunlardan da 2 bin şarapnel parçası çıkabildiği bilgilerini verdi.
-2006'DA 13 BİNDEN FAZLA SİVİL ÖLDÜ
Uluslararası örgütlerin hazırladığı raporlara göre, 2006 yılında 13 binden fazla sivilin misket bombaları nedeniyle yaşamını yitirdiğini ifade eden Uras, "Yine raporlarda yer alan verilere göre, misket bombası tehdidi ile yaşayan insan sayısı 400 milyonu bulmaktadır. Güney Lübnan'da 1 milyondan fazla patlamamış misket bombacığı olduğu tahmin edilmektedir. ABD'nin Vietnam Savaşı sırasında attığı 10 milyondan fazla misket bombacığı, halen her yıl onlarca insanın ölümüne neden olmaktadır" dedi.
ÖDP Genel Başkanı Uras açıklamasında şöyle dedi:
"Çocukların misket diye ellerine aldıkları bombaların patlaması ile ölmesine seyirci kalamayız. Sivillerin yaşamını tehdit eden misket bombası ve kara mayınlarının kullanımı yasaklanmalıdır. Misket bombalarının yasaklanması için Norveç öncülüğünde başlatılan Oslo Süreci, bu konuda bir anlaşmanın oluşturularak yürürlüğe girmesini amaçlıyor. 80'den fazla ülkenin yer aldığı bu süreçte yer almayan ülkeler arasında ise, ABD ve İsrail ile birlikte Türkiye de bulunmaktadır. Türkiye bu sürecin bir parçası olmalı, hükümet bu konuda gereken adımları atmalıdır."