ANKARA (ANKA)- AKP'nin vitrin ve sol tandanslı milletvekili adayı Zafer Üskül'ün, 2007 TÜSİAD raporu parti içinde sıkıntı yarattı. Üskül'ün, "Türk Demokrasisi'nde 130 Yıl" başlıklı raporunda, kimliklerden 'din' hanesinin çıkarılması, imam hatiplerin meslek lisesi olarak düzenlenmesi, okullarda din dersi zorunluluğunun kaldırılması, din dersinin normal ders saatleri dışında okutulması, nota ve sınava tabi olmaması yönündeki önerilerileri tartışılıyor.
KIZDIRAN ÖNERİLER
AKP'nin yeni yüzlerinden Prof. Dr. Zafer Üskül tarafından hazırlanan, "Türk Demokrasisi'nde 130 Yıl" başlıklı raporda, 1876 tarihli Kanun-i Esasi'den 1997 yılına kadar 120'yi aşkın yılda yaşananların, tarihsel gelişim çerçevesinde anlatıldığı raporda, imam hatip liselerinin de kapatılmasına dikkat çekildi. Üskül'ün raporunda çeşitli önerilere yer verildi. Ancak, sert eleştirilere yolaçan raporun bir bölümü AKP'li milletvekilleri arasında elden ele dolaştığı öğrenildi.
Raporun, AKP içinde sıkıntı yaratan bazı bölümleri şöyle:
KİMLİKTE DİN HANESİ, OKULLARDA DİN DERSİ ZORUNLULUĞU OLMAMALI:
"Dinsel özgürlük kapsamında kimlik belgesindeki 'din' hanesi çıkarılmalı. Din dersi zorunlu olmaktan çıkarılmalı. İmam hatip liseleri imam ve hatip ihtiyacını karşılamak şeklindeki kuruluş amaçlarının çok ötesine geçti, laik öğretim birliğini bozmaya başladı. Bu liseler, meslek lisesi olarak, imam hatip ihtiyacını karşılayacak biçimde yeniden düzenlenmeli, kız öğrenci almamalı. Ailelerin çocuklarına dinini öğretme ihtiyacına cevap vermek üzere, liselerde, normal ders saatlerinin dışında, din dersi okutulmasını sağlamak için, nota ve sınava tabi olmayan din dersleri konulmalı."
TÜRKÇE DIŞINDAKİ ANADİLLER EN AZINDAN OKULLARDA SEÇİMLİK DERS OLMALI:
"Kürt Sorunu (Güneydoğu Sorunu) konusunda halen siyasi partiler mevzuatında kültürel talepleri ve faaliyetleri, radyo ve televizyonlarda Türkçeden başka dillerde yapılan yayınları kısıtlayan hükümler mevcuttur. Yerleşim yerlerinin adları ile sorunlar devam etmektedir. Türk vatandaşlarının Türkçe dışındaki anadilleri en azından okullarda seçimlik ders olarak okutulmalı."
YASAMADA EN ÖNEMLİ SORUN DOKUNULMAZLIKLAR:
Yasamaya ilişkin olarak, ülke gündemini en çok meşgul eden konulardan biri 'dokunulmazlıklar'dır. Anayasa'nın yasama sorumsuzluğu ve dokunulmazlığıyla ilgili 83. maddesinde, toplumun neredeyse bütününün yapılmasını istediği değişiklik gerçekleştirilemedi. Bu çerçevede, milletvekili seçilmeye engel suçlar dokunulmazlık kapsamından çıkarılmalı. TBMM Araştırma Komisyonlarına bilgi verme zorunluluğu getirilmeli ve kişiler komisyonda söyledikleri sözlerden sorumlu tutulmamalı.
CUMHURBAŞKANININ BAZI GÖREVLERİ İLGİLİ KURUMLARA AKTARILMALI:
"1982 Anayasası, askeri dönemin devlet başkanının kullandığı yetkilerin önemli bir bölümünü cumhurbaşkanının görevleri arasına aktardı. Klasik parlamenter sistemin sembolik yetkilerle donatılmış devlet başkanından uzaklaşıldı. Parlamenter sistemin gereği olarak cumhurbaşkanı yaptığı işlemlerden sorumlu değil. Ancak gerçek yetkilerle donatılmış bir cumhurbaşkanının, yaptığı işlemlerden sorumlu tutulamaması sistemin mantığıyla bağdaşmıyor. Bu nedenle cumhurbaşkanının görevlerinin ilgili olanları yasama, yürütme ve yargı organına devredilmeli."
GENELKURMAY MİLLİ SAVUNMA'YA BAĞLANMALI:
"Sivilleşme sorunu, askeri bürokrasinin de siyasal otoriteye tabi olmasını ifade eder. "Savunma" görevinin Milli Savunma Bakanlığı'na ve onun içinde silahlı kuvvetlere, "iç güvenlik" görevinin ise İçişleri Bakanlığı'na ve onun içinde güvenlik güçlerine (polis-jandarma) bırakıldığı ve Anayasa'da yer alan "milli güvenlik" ibarelerinin "milli savunma" olarak değiştirildiği bir düzenleme yapılmalı. Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmalı. Milli Güvenlik Kurulu'nun anayasal bir kurum olması demokratik yönetim anlayışına uygun olmadığından, bu kurum yasayla düzenlenmeli."