Usta kalemler 'kupa finalini' yazdı

Spor basınının usta kalemleri Trabzonspor'un galibiyetiyle ilgili neler dedi...

Erman Toroğlu

Fark olurdu

Böylesine önemli bir kupa finalinde Fenerbahçe ne oynayacağına karar vermemiş. Görev dağılımında yetki almışlar ama herkes işi birbirine bırakıyor.

FİNAL 90 dakika sürdü. Uzatmaya gitmedi. Zaten uzasaydı yazık olurdu. Çünkü 90 dakika boyunca sahada futbol oynayan, gol için her türlü girişimi yapan, daha fazla ayakta duran ve 90 dakika oyunun direksiyonunu elinde tutan takım Trabzonspor'du. Bu kadar gol kaçırdıktan sonra saçma sapan bir gol yer, mağlup olur düşüncesi vardı. Hoş, Fener'in golü saçma sapan değildi, mükemmeldi. Alex, hem topu stop etti, hem kontrolüne alıp aynı anda vuruşu yaptı. Derslik bir gol attı. Ama bu gol bile, F.Bahçe'yi kımıldatmadı. Trabzonspor kalecisi Onur, yere yatmadan üstü kirlenmeden, terlemeden maçı bitirdi. Skor 3-1 geç oldu. Eğer erken olsaydı, tarihi fark olurdu.

Reklam
Reklam

HÜRRİYET

Ercan Saatçi

Türkiye Kupası'nı önemli kılan nedir?

FENERBAHÇE'nin 27 yıldır Türkiye Kupası'nı kazanamaması durumu olmasa, Türkiye Kupası finali bu kadar gündem yaratır, bu kadar popüler bir organizasyon olur muydu? Bence hayır...

Bu kupayı kıymetli kılan F.Bahçe'nin kupayı alamamasıdır çünkü... İşte böyle bir finale iyi başlayan taraf çok iyi pozisyonlar bulan Trabzonspor'du. İlk 20 dakikada Umut skoru 2-0 yapabilirdi. Fenerbahçe defansının iki kez boş bıraktığı Umut şanslı gününde olsaydı, sanırım dünkü final çok daha farklı bir şekilde sonuçlanırdı. Fenerbahçe'nin defansının üstüste hatalar yaptığı bölümde verilen su molası, Fenerbahçe'yi de kendine getirir diye düşündüm ama o ara da Trabzon'un hızını kesemedi. İlk yarının tamamında iyi oynayan ve organize olan taraf Trabzon'du...
Fenerbahçe de ise Emre'nin istekliliğine karşın arkadaşlarının işi ağırdan alması ilk yarıda ki F.Bahçe'nin özetiydi...

HÜRRİYET

Altan Tanrıkulu

Alex: 1-Takım: 3

1983 yılı. Fenerbahçe, Beşiktaş'la Türkiye Kupası çeyrek finalinde karşı karşıya. Maraton tribünündeyim. Hava çok sıcak.

Reklam
Reklam

Tribünlerin ünlü siması kabak çekirdeği satan yaşlı adam olanca sesiyle bağrıyor. Bu maç 3-0 bitecek, rüyamda gördüm. Maç 1-1 bitiyor ama Beşiktaş sarı kart cezalısı Mehmet Ekşi'yi oynattığı için hükmen yeniliyor. Fenerbahçe son kupasını o yıl kazanıyor.Aradan yıllar geçiyor. Bir başka gece. Bu kez Avni Aker Stadı. Şampiyonluk için herşey hazır. 5 Mayıs'ı unutulmaz kılmak istiyor Şenol Güneş'in öğrencileri. Ama Oğuz-Aykut ikilisinin golleri şampiyonluğu Fenerbahçe'ye getiriyor. Maç sonrası Şampiyon olduğumuz için seviniyorum ama rakiplerimizin karşı karşıya kalacağı durumu bildiğim için onlar adına üzülüyorum diyen Kocaman bir adam başkanı tarafından kulüpten gönderiliyor. Bir başka 5 Mayıs. Stat, hakem, ortam tamamen tarafsız. Şehir herşeyiyle maçı yaşıyor. F.Bahçe avantajı yakalıyor. Daha doğrusu Alex yapacağını yapıyor yine. Koşmadan oynadığı ülkede, unutulmayacak güzellikte bir gol daha atıyor. Ama yetmiyor. Eskişehir maçından sonra da uyardığımız gibi. Yetmiyor.

HÜRRİYET

Ömer Üründül

İsteyen kazandı

Reklam
Reklam

Türkiye Kupası finali Şanlıurfa'da çok güzel bir atmosferde ve çok güzel bir statta oynandı. Tek sıkıntı hava sıcaklığıydı. İlk devrede Fenerbahçe oyunun kontrolünü hiç eline alamadı. Trabzonspor'un çok daha arzulu oynaması Fenerbahçe'nin yapmak istediği pas kurgusunu bozdu. Üstelik kaptırılan toplardan sonra geriye dönüşlerde sıkıntılar yaşadılar. İlk devrede Fenerbahçe son haftaların aksine takım savunmasında ciddi arızalar yaşadı. Hele maçın başlarında Umut'un kaçırdığı çok net bir pozisyon vardı. Hücumda son derece etkisiz kaldılar çünkü Güiza yine takıma hiçbir katkı yapmıyordu. Her zaman söylediğim gibi de dünyada hiçbir teknik direktör bu kadar düşük performanslı bir santrfor olan Güiza'ya bu kadar sınırsız kredi vermez. Özer pasif, Emre de durgundu. Böyle olunca bir tek Mehmet Topuz'un kişisel çabaları ve biraz da ona destek veren Gökhan'la etkili olmaya çalıştılar.

SABAH

Levent Tüzemen

Takım olabilmek

Trabzonspor kupayı kazanmayı Fenerbahçe'den daha fazla istedi, daha çok koştu, daha çok mücadele etti, daha çok pozisyon buldu ve bileğinin hakkıyla zaferi elde etti.
Maçtan önce iki takımın farklı özellikleri vardı. Direnç, fizik kondisyon ve mücadele Trabzonspor'un silahıydı. Son haftalarda kazanırken rakiplerine pozisyon vermeyen Fenerbahçe'nin en güçlü yönü takım savunmasını başarıyla yapmasıydı. Ayrıca yetenekli ve oyun zekası yüksek oyuncuların topa hükmetme becerisi Fenerbahçe'nin ekstra silahıydı. Urfa'nın 32 derecelik sıcağı Fenerbahçe'nin tüm özelliklerini yok etti ama Trabzon'un direncine dokunamadı.

Reklam
Reklam

SABAH

Rıdvan Dilmen

Kendi silahıyla vuruldu

Trabzonspor daha iyi oynadı ve galibiyeti fazlasıyla hak etti. Fenerbahçe dün ancak bireysel yeteneklerle gol atabilecek bir futbol ortaya koydu. Nitekim Alex'in olağanüstü golüyle bunu yaptılar. Ama Trabzonspor'un sekiz tane net pozisyonu var. Oyunun her bölümünde maça hakimdiler. Geriye düşmelerine rağmen arzulu ve doğru futbollarının karşılığını aldılar.
Aslında Trabzonspor bu finale daha hazır ve konsantre geldi. Teknik Direktör Şenol Güneş rotasyonlarla fizik gücü yüksek bir takım çıkardı Fenerbahçe'nin karşısına...

MİLLİYET

Şansal Büyüka

Bileğinin gücüyle
Hayali senaryo yazmayı alışkanlık haline getirenlere,
Akla hayale gelmeyen hikayeler üretenlere,
Bu maçtan ekmek çıkmaz. Çünkü bu maçta, yazdıkları senaryolarda sınır tanımayanlara en ufak bir malzeme yok.
Maç boyu golleri kim kaçırdı kardeşim. Trabzonspor kaçırdı.
Maç boyunca kim daha iyi oynadı? Trabzonspor.
Kim daha iyi mücadele etti? Trabzonspor.
Bu sonuçta şans, kader, kısmet var mıydı?
Hayır...
Yani Trabzonspor, bu maçı ve bu kupayı söke söke mi aldı?
Hem de nasıl...
Söke söke aldı...
Bileğinin gücüyle aldı..
Hak ederek aldı..

Reklam
Reklam

AKŞAM

Mehmet Demirkol

Akıllı olan kazandı

Şenol Güneş'in baskıya karşı çok adamla çıkma planı, ceza sahası içinde tuttu. Fenerbahçe çok yoruldu
Daum ligde üst üste yemeden kazandığı maçların ve özellikle Eskişehir maçının büyüsüyle oyuna önde başlamayı tercih etti. Önde basıp Trabzonspor'u erken bozmak istiyordu.
Birden fazla sebeple sorun yaşadılar.
Trabzonspor'un hedefe kilitlenmiş ve lig seviyesinin üzerindeki yaratıcı orta sahası, top kaptığı anda hızla rakip kaleye yollanmanın yolunu buldu. Böylece Fenerbahçe önde oynamaya çalışsa da baskı kuramadı ve oyunun boyu böyle bir iklim için biraz fazla uzadı.
Ya da şöyle söyleyebiliriz: Şenol Güneş'in baskıya karşı çok adamla çıkma planı, ceza sahası içi dışında tuttu. Fenerbahçe'yi geniş alana ve yorulmaya mahkum ettiler.

MİLLİYET

Ziya Şengül

27 yıl... Oldu 28 yıl... Dile kolay... Özlenen bir kupanın, Fenerbahçe'nin kapısının önünden geçmediğini görmeye devam ediyoruz!
Daum, iyisin hoşsun da, seni anlamakta zorlanıyorum. Güiza aşkını bir türlü anlamış değilim. Yahu bu adam takımını 10 kişi bırakırcasına performans sergiliyor, farkında değil misin? Maçın bitme noktalarına gelinen zaman diliminde Gökhan Ünal'ı oyuna alıyorsun. Hangi teknik düşüncedir bu, anlamış değilim... Her şey bir kenara, Trabzon Fener'den çok çok daha iyi oynadı. Maçı kazanma isteği Trabzonspor'daydı. Pozisyon üretimi Fenerbahçe'den çok çok daha fazlaydı. Colman'ın bir şutu da direkte patladı

Reklam
Reklam