Üstün yetenekli çocukların eğitimi ve gelişimi hakkında önemli bilgilerin aktaran Delisle; üstün yetenekli çocukların kendilerine ne yapılması gerektiği konusunda ders verilmesinden hoşlanmadıklarının altını çizdi. Üstün yetenekli çocukları bir porselene benzeten Delisle " Bu çocukların anne babaları tarafından belirlenecek sınırları vardır ve çok kırılganlardır” dedi.
ABD'li bilim adamı Prof. Dr. James Delisle, üstün yetenekli çocukların kendilerine ne yapmaları konusunda ders verilmesinden hoşlanmadıklarını, fakat ne kadar yetenekli olurlarsa olsunlar onların hala çocuk olduklarını belirterek, "Bu çocukların anne babaları tarafından belirlenecek sınırlara ihtiyaçları var. Onlara kırılgan porselen bebek gibi davranmayın” dedi.
Irmak Okulları'nın daveti üzerine anne babaları bilgilendirmek için Türkiye'ye gelen ve çocuklar konusunda 250'den fazla makale ve 15 kitaba sahip Prof. Dr. Delisle, "Üstün yetenekli çocukları anlamak”, "Çocuğun karakter oluşumunda yapıcı rol oynamak”, "Çocukların hedef ve hayallerinin gerçekleşmesinde yardımcı olmak” gibi konularda bilimsel tespitlerini açıkladı.
Delisle, üstün zekalı çocukların tanımının, bazı ülkelerde yüksek akademik başarı demek olurken, kendisinin de dahil olduğu diğer tarafta da daha çok içten gelen, kişinin daha algılayıcı ve hassas olmasını sağlayan bir özellik olarak anlattı.
Ailelerin çocuklarının üstün yetenekli olup olmadıklarını ilk olarak kendilerinin fark edebileceklerini ifade eden Delisle, "Eğer ilk çocuğunuz iki veya üç yaşında okumaya başladıysa bunun normal olduğunu düşünebilirsiniz. İkinci çocuğunuz olduğunda ve aynı şey bu çocuğunuz için geçerli olmadığında bu durumun farklı olduğunu anlayabilirsiniz” diye konuştu.
"Okullarda daha çok ortalama çocuklarda ilgileniyor”
Prof. Dr. James Delisle, çocukların farklılıklarını ebeveynlerin değil kendilerinin anne babalarına gösterdiklerini belirterek, onların bu yönlerini ortaya çıkarmakta iyi bir eğitimin çok önemli olduğuna dikkat çekti.Üstün yetenekli çocuklara yönelik özel okullarda birçok ülkede sıkıntı olduğunu kaydeden Delisle, daha çok ortalama olan çocuklarla ilgilenildiğini daha sonra engelli ya da üstün yetenekli çocuklara alaka gösterildiğini dile getirdi.
Delisle, bazı ülkelerde üstün yetenekli çocuklarla hiç ilgilenilmediğine, onlar her halükarda başarılı olurmuş gibi bir düşünceye sahip olunduğuna dikkati çekerek, bunun çok iyi futbol oynayan birisine "sen zaten iyi bir futbolcusun, antrenöre ihtiyacın yok” demek gibi olduğunu ifade etti.
Üstün yetenekli çocukların, genelde okullarda zaten anlatılan konuyu bildikleri için sıkıldıklarını ve bunun onları bazen agresif yaptığını anlatarak, annelerin öğretmenlere çocuklarıyla yaptıkları şeyleri söyleyerek, onların yapmaktan zevk aldıkları etkinliklerin yapılmasının istenebileceğini bildirdi.
"Üstün zekalı çocuk = Problemli çocuk” mu?
Prof. Dr. Delisle, üstün yetenekli çocuklarla ilgilenmekte çocukları anlayan öğretmenin çok önemli olduğuna dikkat çekerek, birçok öğretmenin üstün yetenekli çocukların eğitilmesi konusunda, öğretmenlik eğitimi sırasında bilgi edinmediklerini, bu yüzden de öğrenci sınıfta dersini yapmadığı zaman bilmeden de olsa ceza verdiklerini ifade etti.
Üstün yetenekli çocukların, genelde akıllarını meşgul tutacak bir şey aradıklarını anlatan Delisle, bunun da öğretmenleri sıkıntıya düşürdüğünü, bazı öğretmenlerin, üstün yetenekli çocukların kendilerinden daha çok bildikleri için rahatsızlık duyduğunu, 'üstün zekalı çocuk = problemli çocuk' algısının oluştuğunu dile getirdi.
Delisle, yetenekli çocukların kendileri gibi yetenekli çocukların bulunduğu ortamda olmasının önemine değinerek, bu durumda üstün yetenekli çocukların kendilerini daha rahat hissedeceklerini fakat bunu gerçekleştirirken çocukları normal hayatlarından da koparılmaması gerektiğini vurguladı.
Üstün yetenekli çocukların doğru yönlendirilmediği takdirde ileride yanlış yollara sapmasının muhtemel olduğunu söyleyen Prof. Dr. James Delisle, "Eğer üstün yetenekli çocuklara doğru eğitim verilmezse, ileride suça yönelme ihtimallerinin yüksek olduğunu düşünüyorum” dedi.
Üstün yetenekli çocukların ikna kabiliyetlerinin de çok kuvvetli olduğunu anlatan Delisle, "Üstün yetenekli çocuklar kendilerine ne yapmaları konusunda ders verilmesinden hoşlanmazlar, fakat ne kadar yetenekli olurlarsa olsunlar onlar hala çocuklar. Bu çocukların anne babaları tarafından belirlenecek sınırlara ihtiyaçları var. Onlara kırılgan porselen bebek gibi davranmayın” diye konuştu.