"Üyelik tarihinin belirlenmesi önemli"

KOPENHAG (İHA) - ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Avrupa Birliği temasları kapsamında ziyaret ettiği Danimarka'da Başbakan Andres Fogh Rasmussen'le görüştü. Yılmaz, Danimarka Başbakanı'na, "Türkiye'deki siyasi partilerin çoğunluğu AB'yi destekliyor. Buna mukabil Türkiye'de bazı siyasi partilerin, bazı çevrelerin AB üyeliği için atılması gereken adımlar konusunda kaygıları var. Bizim için önemli olan Türkiye'de geniş bir mutabakatla atılan bu adımlar için gereğinin yerine getirilmesi" dedi.

Reklam
Reklam

Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Kopenhag'daki temaslarını değerlendirmek üzere bir basın toplantısı düzenledi. Danimarka Başbakanı Andres Fogh Rasmussen'in Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin geliştirilmesinde fevkalade yapıcı rol oynadığını ifade ederek, "Sayın başkanla Türkiye'de yaptığımız görüşmelerdeki ifadelerini aktardım. Kopenhag Kriterleri, yaptığımız düzenlemelerle yerine getirilmiştir. Diğer ülkelerin de Türkiye'nin AB'ye üyeliğini onaylaması için dönem başkanlarının o ülkeler nezdinde gerekli girişimleri yapması lazım. Buna nazaran bizim de gerekli temasları yerine getirmemiz gerek" dedi.

KIBRIS SORUNU 11 -12 Eylül tarihlerinde Brüksel'e gideceğini belirten Yılmaz, "Orada komisyon yetkilileri ile bazı temaslarda bulunacağım. Ayrıca Kopenhag Zirvesi için anahtar durumunda olan ülkelerle görüşmelerimiz olacak. Tabii görüşmelerde Kıbrıs meselesini de görüştük. Kıbrıs sorununun üyeliğimizle ilgili bir bağlantısı olmadığı ifade edildi. Ayrıca Kıbrıs sorununun çözümünün Türkiye'nin AB üyeliğine etkisi olacağı da belirtildi. Ben de Denktaş'ın Nisan ayı sonunda önemli açılımlarda bulunduğunu, ancak çözüme ulaşılmasında karşı adımların gerektiğini hatırlattım. Rumların Güney Kıbrıs'ın AB üyeliğini çantada keklik olarak görmelerinin Türkiye'nin AB üyeliğini geciktireceğini ifade ettim" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Bu görüşmenin amacına ulaştığına inandığını vurgulayan Başbakan Yardımcısı Yılmaz, "Dönem başkanlarının, üyelik sürecine gerçekleştirdiğimiz reformlar konusunda bu görüşmeden sonra daha iyi yön vereceğine inanıyorum. Danimarka'nın ilişkilerde yapıcı rol sağlaması konusunda bir kuşku yok ama Aralık ayına kadar göstermemiz gereken çabalar söz konusudur. Bunların aldığımız kararlar, çıkardığımız yasalar açısından, AB nezdinde daha iyi tanıtılmasını ifade etmektedir" dedi.

REFORMLARIN UYGULANMASI Seçim ortamının zorluklarına rağmen bu dönemin iyi değerlendirilmesi halinde iyi bir sonuç elde edilebileceğine işaret eden Yılmaz, şunları söyledi:

"Bu reformların hayata geçmesinin yanı sıra bunların etkinlik kazanması da önemli. Bazı reformların uygulamaya geçmesi için zamana ihtiyaç olduğunu, esasen uygulamanın hayata geçirilmesinin kriterler açısından siyasi bir şart olmadığını söyledim. Türkiye, AB'yi şaşırtacak adımlar gerçekleştirmiştir. Türkiye bu adımlarla yeni bir yola girmiştir ama bu yol Türkiye'nin yabancı olduğu bir yol değildir. Türkiye farklı dinlere mensup, farklı etnik grupları barış içinde, huzur içinde bir arada yaşatan bir ülkedir. Osmanlı'nın yıkılış döneminde ayrılıkçı milliyetçi gruplara karşı kendisini koruyabilmek için cumhuriyetçi kimliğine rağmen, bugün Türkiye bu özelliğinden uzaklaşmıştır. Bu gün attığımız bu adımlarla bunlar gündeme gelmiştir."

Reklam
Reklam

Musevilerin dünyada soykırıma uğradığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nda 500 yılı aşkın süre içinde hoşgörü içinde yaşadıklarını hatırlatan Başbakan Yardımcısı Yılmaz, "Türkiye bu konuda gerekli tecrübeye sahiptir. Türkiye aynı zamanda AB normlarını yakalayan ülkedir" dedi.

TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİNDEN BİR TARİH ALMASI 16 Ekim'de açıklanacak belgenin teknik bir çalışma olduğuna dikkat çeken Yılmaz, "Ulusal programda bizim taahhüt ettiğimiz ilerlemelerle gerçekleştirecek uyumu ortaya koyan teknik bir çalışmadır, siyasi karar zirvede belirlenecektir. Siyasi karar 24 Ekim'de Brüksel'de yapılacak toplantıda belirlenecektir. Dolayısıyla Aralık ayına kadar bir değerlendirme süreci var. Aralık ayında yapılacak zirvede ise bu konularda siyasi karar alınacaktır. Siyasi faktör, AB'nin kendi konumunu dikkate alarak vereceği bir karardır. AB geçmişte bazen teknik değerlendirmelerin dışında karar veren bir kuruluştur. Bizim istediğimiz attığımız bu adımların doğru algılanması ve gereğinin yapılmasıdır. Bütün zorluklara rağmen onlar tarafından karşılığının verilmesidir" ifadelerini kullandı.
Türkiye'deki siyasi partilerin çoğunluğunun AB'yi desteklediğini Danimarka Başbakanına söylediğini ifade eden Yılmaz, "Buna mukabil Türkiye'de bazı siyasi partilerin, bazı çevrelerin AB üyeliği için atılması gereken adımlar konusunda kaygıları vardır. Ama Türkiye'de AB üyeliğini destekleyen veya desteklemeyen geniş çevrelerde 'bu adımlar tümüyle atılsa dahi AB Türkiye'yi içine almayacak' şeklinde şüphe söz konusu. Bizim için önemli olan Türkiye'de geniş bir mutabakatla atılan bu adımlar için gereğinin yerine getirilmesi, bu da ancak üyelik tarihinin belirlenmesi ile olur"

Reklam
Reklam

YURT DIŞINDAKİ VATANDAŞLARIN OY KULLANMASI Yurtdışındaki vatandaşların oy kullanması ile ilgili bir soru üzerine Mesut Yılmaz, "57. Hükümet olarak çok önem verdiğimiz bir konu. Maalesef yurtdışındaki ülkelerle ilgili sorunları çözemedik. Bu konuda vatandaşların bulundukları ülkelerle bir çözüme ulaşamadık. Özellikle Almanya'daki vatandaşlarımızın bulundukları yerde oy kullanmalarında çok ciddi sorunlar var. Bu seçimden önce de olduğu gibi sınır kapılarında oy verme durumu olacaktır. Bu ülkelerdeki Türk toplumu diğer ülkelerdekilerden daha fazla. Şuana kadar bu konudaki temaslarımızda tatmin edici bir sonuç alamadık. Bunun dışında mektupla oy kullanmak gibi bir durum olabilir" şeklinde yanıt verdi.